Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

RÜZGARLARIM KONUŞUYOR - I- CAHİT IRGAT

İTHAF
Niçin yaşadığını, öldüğünü bilmeyen
dert çeken dost
Çürüyen dost,
Sizin için söylüyorum
Milyonlarda harp ölüsü adına
İyiliğin, kardeşliğin, ümiden
Aynı hakkın, hürriyetin
insanlığın şarkısını

 

I
Birdenbire çıldırmaya başladı
Komşunun bahçesinde ağaç
Vapur, meydan, lokomotif.

Fecirle ürperdi şehir
Açtı çocuk gözlerini
Gök mavisi camlardan
Masmavi gökyüzüne
Anasını görmeden
Müşterinin koynunda
Çıktı mektep yoluna
Umumhane kapısından

Ve denize bağlanan sapa yollardan
Koşar adım gidiyor
Fabrikaya, rejiye
Uykuya döşeklerde doymayan
Kara bahtlı çocuklar.

II
Biz insanlar
Bir avucun
Beş parmağı kacar kardeş
Boyun eğmiş, razı olmuş
Gömülmüşüz çamuruna alın terinin
Mayasına hamuruna kara ekmeğin.

Fabrika bacaları çatlayacak hırsından
Sefaletler, felaketler ve kötü niyet
Her gün götürüyor içimizden birini
Şu fabrika, şu vapur, lokomotif düdüğü
Şarkısını tekrarlıyor ezilmişler şehrinin.

 

III
Bu şehrin insanları fakirdir
Sizin için dile geldik fakirler
Biz on parmak kadar dostuz sizinle.
Şehrin havasında homurdanma var,
Duy ve katıl şarkısına bu şehrin
Sen dünyayı omuzunda taşıyan
Sen yeraltı Sen yeryüzü insanı,
Bir lokmaya bütün sabır
Bir lokmaya bütün kahır
Canlarını dişlerine takmış insanlar
Bir lokmaya.

İşsiz güçsüz
Evsiz barksız
Dili yok kalabalık
Sokaklar, caddeler, meydanlar dolusu
Biz şehirde, biz denizde
Biz tarlada, fabrikada
Satılıyoruz,
Haraç mezat
Bir lokmaya.


IV
Çıldırmak işten değil
Ağzımızdan dilimizi çaldılar
Cebimizden paramızı
Alnımızdan terimizi
Ve renk renk ayırmadan
Gözlerimizi.

V
Sizin için dile geldik fakirler
Sizin için dönüyor bu değirmen
Tez olun dostlar, tez olun
Herkesin dolaştığı bir bahçeye girelim
Arpa boyu zaman kaldı
Şehrin çıldırmasına.

Sabır zehir ömürlüm
Arpa boyu zaman kaldı.

VI
Nasıl unutuluruz
Yerle gök'ün arasında?
Gün oldu şarkımızı tok ağızlar mırıldandı
Şarkımızı tok ağızdan gün oldu rüzgâr aldı
Gün oldu yağmur aldı
Deniz aldı, dağ aldı
Kalbimizi dost eline vermişiz.

VII
Nedir bizim günahımız?
Bu değildi alnımızın yazısı,
Anamızdan doğar doğmaz.

Sonu gelsin bu sabrın
Sabır dedik, kalbimize taş bastık
Kaldırımlar döşedik
Kalbimizin üzerinden geçtiler
Ağalar, efendiler
Kul etti
Köle etti
Bir hırkaya
Bir lokmaya
Anamızı
Babamızı
Ecdadımızı.

VIII
Unuttular kullarının kölelerinin
Bir gün torunları olacağını
Bir gün saban peşinde
Bir gün odun keserken
Bir gün hamur yoğururken
Değirmeni, fabrikayı ve dünyayı döndürürken
"Anacığım babacığım" diyeceğini
Dünya çocuklarının

IX
Meyvesini esirgeyen ağaca
Omuz veremiyoruz,
Bunun için adımız kötüye çıktı,
Tecrit kamplarında çıldırdı
İşçiler, talebeler, genç kızlar.

X
Adımızı nafakaya satamıyoruz
Satamıyoruz efendiler
Satamıyoruz,
Namus belas

XI
Beni hudut boyunda
Bir topsesi ayırdı
Pembe rüyalarımdan.

Bir kere harbe girdim
Milyon kere can verdim
Bir çılgınlık nöbetinde
Cinayetler işlendi.

XII
Yalan söylemiyor bu dünya
Dostlarımı ensesinden vurdular,
Bazımız kırbaç altında öldü
Bazımız harp meydanında
Ve bazımız gün doğmadan az önce
Heykel gibi
Saf saf
Sıra sıra
Darağaçlarında.

XIII


Birer birer dert yanıyor Gaziler :
— Biz ne kazandık bu harpte?

— Bir çift pabuç kâr etti
Kesilen ayaklarım,
Ama siyah gözlük lazım
Görmeyen gözlerime.

Bir ağızdan söyleniyor şarkılar :
— Şimdi yabancısıyız
Yaşadığımız toprağın
Ellerimiz, gözlerimiz, bacaklarımız
Toprak olduğu halde.


XIV


Ve bir nefer çıldırmış
— "Babam" diyor
Şu nar ağacı,
Geçen harpte ölen babam.

Ve bir gazi soruyor :
— Kaç dostumun kanındasın
Nar?
Kan kardeşi bir halin var
Gelincikle
Kızılcıkla
Karpuzla.

İçin seni, dışın bizi yakıyor
Kan ağlıyor içimiz
İçimiz karpuz içi
Gelincik ve kızılcık kokuyor.

Her tanende bir dostumun kanı var,
Ömrümüz gübre olsun
Helal olsun köküne,
Kanımızdan, terimizden şerbet ol
Serinlet yüreğini dünya mahkûmlarının
Her yetime, her yoksula
Sebil ol


İLGİLİ İÇERİK

ŞİİRLER

CAHİT IRGAT ŞİİRLERİ

SON EKLENENLER

Üye Girişi