Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

GÖKDELEN - AHMET OKTAY

Buradayım, gökdelenin kapısında,
yine de tutuşmuş bir çöl gecesi
içimde. Sarsılıyorum feryatlar
ve patlamalarla. Sarılmak istiyor
boynuma bir kız çocuğu. Biri buz
bassa alnıma, uyansam karabasansı
gün düşünden. Dedektörle kontrol
ediyor görevli. Kendimi suçlu hissettiğim
anda, ötüyor cep telefonum.

Herkesin telefonu ötüyor zaten,
çarşaflının ve pantolonlunun, dazlağın
ve berelinin. Teknoloji bağımlısı
düşmanlar olarak bakıyoruz
birbirimize. Ürküyorum birden
turnikeyi geçmiş sıkmabaşlının zifirî
gözlerinden. Akıp gidiyor orada
tekinsiz gecenin arzuları. Hatlar
karışsa diyorum, dua edercesine;
karışsa ve aksa usulca içine sözlerim;
“beyaz ve alevli etini gördüm,
sezinliyor yaşlanan beden
bin bir biçimli kösnüyü. Ölümün
bir uzak, bir yakın gölgesini”.

Bitişik zamanlar! Girdiğim her izbe
bir giz açıklıyor. Anlaşılmaz paragraflar
şerhe tabi; her parazit, her görüntü
yeni bir tefsir. Orta sondaydım, okul çıkışı
geçerdim Cebeci koruluğundan. O gölgeli yolu
T.E.D. aldı sonradan. Eşref Üren
kurardı şövalesini yaz kış. Sigarasını yakmış
ve şöyle demişti ilk fırçayı vurmadan: “Savaş
belasıdır dünyanın. Ama biz dinginliği görürüz
doğada”. Kar kesilmişti farkına varmadan.

Gökdelenin kapısındayım, yeni haberler
bekliyorum. Uçup gitmiş ıslak
yaprakların kokusu;
uçup gitmiş çoktan.

 

İLGİLİ İÇERİK

ŞİİRLER

AHMET OKTAY ŞİİRLERİ

AHMET OKTAY HAYATI ve ESERLERİ

SON EKLENENLER

Üye Girişi