Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ALP-ER TUNGA DESTANI - İBRAHİM SAĞIR

TÜRK’ÜN VARLIĞI

Şu dünyada beş bin yıldır çark benim,
Esareti ölüm bilmiş ırk benim,
Dik başlıya baş eğdiren Türk benim,
Varsa eğer duymayanlar duysun hey!

Sayan Altay yöresinde kalmışım
Urallar’ın hür havasın almışım,
Tuğlarımı gökler içre salmışım,
Kut isteyen buyruğuma uysun hey!

Balasagun, Ötüken’de bark kurdum,
Çinlilere Çin Seddi’ni kurdurdum,
İskender’i kanlı dağda durdurdum,
Türk Boyları hürmet etsin saysın hey!

İsa’dan iki bin yıl evvel idi,
Türkler nice nice çok düvel idi,
Karar tutmaz fırtınaydı yel idi
Tarih bildiğinden niçin caysın hey!

***

Şimdi dönüp destanlara bakalım,
O canipten dehre ışık yakalım
Görelim neler var rivayetlerde
Türkler’e iz salan işaretlerde
İsa’dan yedi asr önce bir kağan
Gelmiş idi Türk Yurduna armağan
Alp-Er Tunga Türk iline kağandı
Savaşlarda yırtıcı bir şahandı
Tacikler ki Afrasiyap derlerdi
Narasıyla arslan gibi gürlerdi
Kılıcı keskindi, bileği güçlü
Dostuna sadıktı, düşmana öçlü
Yağmur döken bulut kadar cömertti
Bilgelikte eşi yoktu, çok mertti
“Alp Er Tunga Kağan işit ne dedi
O ki bu öğüdü bilip söyledi
İnsan kalbi ettir, çürüyüp gider
Ey insan onu çok iyi kolla” der.
Kızlarından Kaz’a bir saray kurdu
Kaz orada mutlu, mesut oturdu
İli ırmağının suyu çok boldu,
Zamanla burası bir şehir oldu
Şehre o vakt Kaz oyunu denildi
Sonraları Kazvin diye anıldı
Peşeng Kağan oğlu idi ol yiğit,
Türkoğlu Türk soylu idi ol yiğit.
Saka Türklerinin yüce kağanı,
Tutmuştu o vakit şanı cihanı.
Alp Er Tunga derler idi adına,
Hâkim idi tüm Turan biladına.
Alp-Er Tunga İran içre yöneldi,
Dehistan’a kadar orduyla geldi.
Karşılaştı iki ordu orada,
Er dilemek vardı şimdi törede.
Barman çıktı, er diledi Tacik’ten,
“Dövüşelim, kimse çıksın, açıktan.”
Tacik’ten de Kubat çıktı ortaya,
Aldırmadan ikisi de vartaya,
İki çeri tam bir gün vuruştular,
At sırtında kan tere karıştılar.
Barman vurdu kargısını bir ara,
Kubat sendeleyip devrildi yere.
Bundan sonra iki ordu vuruştu,
Harp sahası al kanlara karıştı.
Bu savaşı Alp-Er Tunga kazandı,
İran padişahı Dehistan’a uzandı,
Alp-Er Tunga vardı, şehri kuşattı.
Padişahı tutup orda zapt etti.
Bunu duyan Kabil Padişahı Zal,
Koştu Taciklere yardıma derhal,
Ani bir hücumla saldırıverdi,
Turan ordusuna çok zarar verdi.
Alp Er Tunga öfkelendi, kinlendi,
Ordusuyla birkaç zaman dinlendi,
Zapt ettiği padişahı öldürdü,
Bundan sonra İran içre saldırdı.
Gâhî galip, gâhî mağlup olarak,
İran’daki Rey şehrini alarak,
İran’ın tacını giydi başına,
Ara verdi bir müddet savaşına.
Bu vakt İran padişahı Zev oldu,
Toparlandı, kendisinde güç buldu,
Güç bulunca Tunga’ya baş kaldırdı,
Hemen Turan ordusuna saldırdı.
Yine Turan, İran savaşa girdi,
Bu savaş çok ağır bir yük getirdi.
İki ordu yorgun düşmüştü artık,
Bu ara ortaya çıtı bir kıtlık.
İnsanlar kıtlıktan etti el aman,
Turan, İran barış yaptı o zaman.
Az sürdü savaşsız geçen bu vakit,
Zev ölünce yine bozuldu akit.
Alp-Er Tunga tekrar savaş eyledi,
İranlılar Zal’dan yardım diledi.
Zal, oğlu Rüstem’i harbe gönderdi,
Bu savaş Tunga’nın bahtın dönderdi.
Turan ordusunda çak kayıp oldu,
Kağan çaresini barışta buldu.
Alp-Er Tunga için için ağladı,
Yüreğini öç hırsıyla dağladı.
Bir savaşta öldü oğlu Saraka,
Kağan’a çok ağır geldi bu vaka.
Zaman aktı, Alp-Er Tunga kocaldı
Daha birçok alınmamış öç kaldı.
Keyhüsrev geçince Taht-ı İran’a,
Zal Oğlu Rüstem’i aldı yanına,
Saldırdılar tekrar Turan İli’ne,
Bu savaş çok çetin oldu biline!
Alp-Er Tunga mağlup oldu bu defa,
Göstermedi bu kez kaderi vefa.
Alp-Er Tunga Karluk şehrine geldi,
Toplayıp da beylerine yöneldi.

“Dünyaya hükmeden kağanınızdım,
Zaferler devşirdim, tarihe yazdım.
Acze düşmedim ben bu günlere dek
Hiç İran Turan’a olmamıştı denk,
Sarayıma kadar geldiler bu gün.
İranlıdan kati öç almak içün
Bin kere bin kişi olan bir ordu,
Türk’ten, Çin’den kurmalıyım diyordu.”

Diyordu demesine,
Kader dönmüştü tersine,
Çin’den yardım alamadı,
Kendinde güç bulamadı,
Zaman böyle geçerken,
Kurbanını seçerken,
Keyhüsrev bir plan kurdu,
Davet etti yaşlı Kurdu,
Bir şölen yaptı şanına,
Hileyle girdi kanına,
Ederseniz eğer nazar,
Tarihlerde böyle yazar.

Bir rivayet daha var ki pek hazin,
Bu hikâye hüzün üstüne hüzün.
Tacik’ten öç almak için ant içti,
Karluk’tan ayrılıp Beykent’e geçti.
Düşündüğü bin kere bin çerinin,
Sahibiydi ancak üçte birinin.
Kocalık iyice çökmüştü başa,
Derleyip orduyu sürdü savaşa.
Küçük oğlu Şide savaşta öldü,
Kağan’ ın içine kor ateş doldu.
Tekrar geçip ordusunun başına
Aldırmadan o kocalık yaşına
Taciklerden teke tek er diledi
Üç beş komutanı kana beledi
Keyhüsrev’i davet etti meydana
Keyhüsrev gelmedi meydandan yana
Tunga ordusunun başına geçti,
Ceyhun ırmağından öteye geçti.
Kara Han’ın ordusuyla birleşti,
Daha sonra Gang şehrine yerleşti.
İranlılar gelip şehri sardılar,
Hendek kazıp şehri oda verdiler.
Alp Er Tunga iki yüz beyi ile
Gizli yoldan kurtuldular güç bela.
Gidip vardı Çin Hakan’ın yanına,
Çünkü ordu vaat etmişti ona.
Fakat sonra o sözsünde durmadı,
Türk Kağana ordusunu vermedi.
Alp Er Tunga gayrı yalnız kalmıştı,
Keyhüsrev’e bir haberci salmıştı,
“İnsanların olmadığı bir yerde,
Dövüşelim ister isen her nerde.”
Keyhüsrev bu teklife hiç uymadı,
Sanki böyle bir teklifi duymadı.
Alp Er Tunga yalnız, perişan halde,
Gâh efkârda idi, gâhî melalde.
Gangidizi şehri yanında durdu,
Bir mağraya girip orda oturdu.
Kara talihine sitem ederdi,
Tanrı’dan kendine yardım dilerdi.
Bunu duyan Hum adında bir adam,
Ansızın saldırıp zapt etti o dem.
Alp Er Tunga bozup onun fendini,
Kurtulup denize attı kendini.
Hayatına böyle eyledi veda,
Ardında bıraktı destanlık seda.
Kadim atalardan kalma bu destan,
Türk’ün tarihinden görklü bir nişan.

Alp Er Tunga ölünce
Türkler başsız kalınca
Kanlı yaşlar döktüler
Ağladılar ağladılar
Sagu deyip yoğladılar
Bu saguyu söylediler

İbrahim Sağır


ALP ER TUNGA

Alp Er Tunga öldi mü
Issız ajun kaldı mu
Ödlek öcün aldı mu
Emdi yürek yırtılur!

Ödlek yırag közetti
Ogrı tuzak uzattı
Begler begin azıttı
Kaçsa kalı kurtulur?

Ulşıp eren börleyü
Yırtın yaka urlayu
Sıkrıp üni yurlayu
Sıgtap közi örtülür

Begler atın argurup
Kadgu ânı turgurup
Mengzi yüzi sargarup
Körküm angar türtülür

Ödlek arıg kevredi
Yunçıg yavuz tavradı
Erdem yeme savradı
Ajun begi çertilür

Ödlek küni tavratur
Yalnguk küçin kevretir
Erdin ajun sevritür
Kaçsa takı ertilür

Bilge bögü yunçıdı
Ajun eti yençidi
Erdem eti tınçıdı
Yerge tegip sürtülür

Ögreyüki mındag ok
Mında adın tıldag ok
Atsa ajun ograp ok
Taglar başı kertilür

Könglüm içün örtedi
Yatmış başıg kartadı
Keçmiş ödük irtedi
Tün kün geçip irtelür.

Not: TÜRKLER’İN ALTIN KİTABI (Refik Özdek) cilt-1 İstanbul-1190 basımı sayfa 26-30 ALP ER TUNGA Sagusu Kitaptaki Aslı ve bu günkü dille yazılanı aynı kitaptan alınmıştır.

ALP ER TUNGA SAGUSU

(bugünkü Dille)

Alp Er Tunga öldü mü,
Kötü dünya kaldı mı,
Felek öcün aldı mı,
Şimdi yürek yırtılır.

Zaman fırsat gözetti,
Gizli tuzak uzattı,
Beyler beyini şaşırttı,
Kaçsa nasıl kurtulur?

Erler kurt gibi uluşur,
Yaka yırtıp bağrışır,
Yırlayıcı gibi inilder, ünler,
Ağlamaktan gözü örtülür.

Beyler atlarını yordu,
Kaygı onları durdurdu,
Benizleri, yüzleri sarardı,
Sanki safran dürtülür.

Zaman fena gevşedi,
Zayıf kötü davrandı,
Erdemlik yine savıldı,
Dünya beyi yok olur.

Zaman günü davrandırır,
İnsan gücünü gevşetir,
Dünyanın erlerini azaltır,
Kaçsa dahi ölüm erişir.

Bilge, akıllı kötüleşti,
Dünya onların etini de ısırdı,
Erdemlik eti çürüdü,
Yere düşüp sürtülür.

Zamanın göreneği böyle işte,
Bundan başka sebep de var,
Dünya gelip ok atsa,
Dağlar başı kertilir.

Gönlüm ta içten yandı,
Onulmuş yarayı kaşıdı,
Geçmiş günleri aradı,
Tün, gün geçer o aranır.

SON EKLENENLER

Üye Girişi