Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

KAMPANA - REFİK DURBAŞ

Gün dogmadan açıyorum dükkanı
Kuşlar uykuda daha, agaçlar uykuda, yüregim uykuda
Agzımda akşamdan kalma kıyak bir cigara
Kulagımda elektrik zilleri, sirenler
-Usta çayı demledim, bakır tavında

Bingöl'den geleli dört yıl
Fincan kadar bir dükkan
Islıgını giy
Ortalıgı süpür
Tezgahı düzenle

En tiz çan bakır, kalay ve fosfattan dökülür
Fil kadar çanlar dökmüş ustam
Biri Galata'daki büyük kilisenin avlusunda
Biri bizim orda Güllübag istasyonunda kampana
Biri Fatih-Harbiye tramvayında
Biri solgun bir feslegen gibi duruyor ustamın çocukluk anılarında
(En çok bu çanı seviyorum nedense)
Her gün ögle paydosunda bu çanı anlatıyor ustam
Askerden daha yeni gelmiş o zaman
Bileginde bir dögme ki hala durur
Bir mavi ejderha, sular içinde, kolları arasında bir kadın

Gövdesi ejderha, başı aynı insan sureti
Askerliginden kalan tek hatıra
O zaman elektrik nerde, sirenler nerde
İş gani, parada bereket, gücü kuvveti yerinde
Körüge bastıkça, örse vurdukça genişliyor dükkan
Sanki Kizılırmak'tır, tarihi şanlı Toroslar, sanki Haymana ovası
Sınırsız boşlugunda bir güz sabahının

Bir günde dökermiş fil kadar çanı derler
Şimdiyse küsmüş bakıra, kalaya, fosfata, kömüre
Çekice, egeye, tuza, keskiye, örse, ekmege
Işıl ışıl bir sevince, alınterindeki rüzgara
Seste yansıyan cevhere
Öfkeye

Şimdiyse yırtık bir resim gibi rafların rutubetli kokusunda

Bingöl'den geleli dört yıl
Çekicin sapı kırık
Ustanın gönlü
Sanırsın çan degil döktügü bir küskünlügün izdüşümü

Tuvalet penceresinin karşısı koca bir han
Çogu terzi, konfeksiyoncu, ütücü bir sürü kız
Ne zaman pencereden baksam saçlarını tarıyor biri
Hafifçe dizleri açılmış birinin, yüzünde bir dalgınlık esintisi
Bana mı bakıyor içimdeki suya mı düşüyor agzının gölgesi
Biri sürfüle mi, tegel mi ne, elinde igneler, iplikler, yüksükler
Soluk bir çay bardagına damlıyor alınteri
Usulca bir cigara yakıyorum
Gözbebegimde Cemil kalecilerin korkulu rüyası, her maçta üç çeken
Gözbebeginde Türkan Şoray, Fatma Girik, Arzu Okey
En çok da Gökben bir şarkıda:

"Ben dün gece bir rüyada
Yaşıyordum sanki
Dansettim kollarında
Genç kızlar dolandı
Sagında solunda
Sen ise beni seçtin
Cennete döndü dünya"

Bir cigara, bir cigara daha
Zülfünü okşayıp işareti çakıyor hemen
"Akşam sekizde, otobüs duragında ama ablamı ekersem"
Ve patlıyor birden agzındaki ciklet

Ustam çok kızıyor böyle sık sık tuvalete gitmeme
Bu yaşta cigara, cigerlerin zift tutacak, ben askerken
Öksürügü geliyor derinlerden

Bingöl'den geleli dört yıl
Dişleri aşınmış egenin, tutmuyor kerpeten
Aşınmış yüregimdeki uluzgar
Sanırsın çan degil döktügüm bir özlemin izdüşümü

En tiz çan bakır, kalay ve fosfattan dökülür
Fil kadar çanlar dökmek istiyorum
Hiç olmazsa bizim orda Güllübag istasyonunda kampana kadar
Ama hep aynı kömür yanıyor ocakta
Hep aynı öksürük, aynı ses ustamın puslu anılarında
Hep aynı öksürük, aynı ses ustamın puslu anılarında
Sanki hiç Fener - Beşiktaş maçına gitmemiş
Hiç film görmemiş Türkan Şoray'lı, Ayhan Işık'lı, Arzu Okey'li
Hiç aglamamış Orhan Gencebay'ı, Selahattin Cesur'u dinlerken
(Akşam Orhan Gencebay'ın "Dertler Benim Olsun"
Pilagını alayım
Bir de resmini aynanın kenarına asmak için)

Hiç sevgilisi de olmamış galiba bir otobüs duragında bekleyen

En tiz çan bakır, kalay ve fosfattan dökülür
Davara tak daglardan daglara ulaşsın sesi
Paytona tak şenletsin yolları sesi
Arabaya tak hele bir de yanında mavi boncuklar olursa
Trene tak bir gurbetten bir gurbete dolaşsın sesi
Ama hep aynı cevher süzülüyor alınterimden
Aynı uluzgar çekicin suyunda, alevin yalazında, pazularımda

Fincan kadar bir dükkan
Ocagı yak
Madeni hazırla
Ateşi körükle
Baglanmış bir kez nasibim, zor zanaat
Vuruyorum vuruyorum vurdukça büyüyor avuçlarımda nasır
Daha yeni terlemiş bıyıklarım
Büyüyor kollarımda sapına sevgilimin adını kazıdıgım çekiç
Vurdukça büyüyor sabır ve küçülüyor nedense sefertasımda lokma
Bingöl'den geleli dört yıl
-Usta çayı demledim, kalay tavında

Bingöl'den geleli dört yıl
Telsiz duvaksız bir külüstür ocak
Körügü pas tutmuş bir usta
Sanırsın çan degil döktügü bir yangının izdüşümü

Gün batarken kapıyorum dükkanı...

 

İLGİLİ İÇERİK

ŞİİRLER

REFİK DURBAŞ'IN ŞİİRLERİ