Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ÖN NİYAZ - EBUBEKİR EROĞLU

1
şarkı ne kadar bana aitse
dilime inmeden önce
ondan daha fazla yer buluyor
dünyanın dile gelip
söylendiği köşesinde
telden çıkan ses bana ait
nağmesi duyulmadan daha
suçsuzluğun bekçisidir
yaşadığım serüvende

toprağın kanı gibi, öyle ki
buz, su halini gözlemede
kaçırmayacağı ilk fırsatın peşinde
yağmurdu doluydu demeden
iklimleri dolaşıyor buharı düşlemekle
topraktaki buzun özlemi su olmaya
kaderine razıdır dondurucu havada
kızarmış dudaklarla konuşurken
hayatdoluluğa niyet tutan
bizlere düşense duyabilmektir
bulutlar arkasından güneşi
tomurcuklanırken su, buz saçaklarında
böyle böyle giderir toprağa özlemini
tamamlar elimizden tutarak
bize öğretir toprağın kanı
hayat vermek için girdiği
bitkilerde ve insanda tükenmesi imkânsız
kelimeler halindeki büyük çevrimi

kışın tatlı deminde kalıyor su
baharda besliyor ağaçları, cinsine göre
dudakları çatlatan yarı buz
çözülüyor dile dönüşen bir güç olarak
hakiki niyetlere cesaret veriyor
ve niyazıma dillensin diye
saf cana dönüşmüş anlamı bağışlıyor
buzlu kar tabakasını kırıyorum nazik yerinden
sözün yürümesi gerekiyor aynı şekilde
bir mucizeyle kendisini
açmamı bekleyen kutu gibi sessizlik
bana geliyor beyazlık halinde

otlar da az solmamış büzülmemiştir
az sancı çekmemiştir, karlar altında
sızısında pişenleri ağaç, kış boyunca
kendisine yaklaşan birine verecektir
çilesini bitirmek için çileye düşmüşlerin
sevecenliği, meyveden önce gelir meyvelerin
tat olarak devreder onu insanlara

2
mesele, sözün ağızdan çıkması değil
onun kalpte hasıl ettiği titreşimdir
muhayyilede bıraktığı kalıcı izdir
başka türlü inmez bir imge, hayalin bahçesine
nakışlar da nakış olarak durmaz
kalıcı hale gelemez aksi halde

güneş batıdan doğmadığına göre
tövbe karşılık bulabilir hâlâ
geri dönüş mümkündür, vakit var
ruhun eski halini alması mümkün
yağmur, buhar buz, bulut
ve suyun dolambaçsız tabiatıyla
döne döne beslediği toprak
ve olduran güneş, ehlileşmiş ateş
bedeli oluyor yüksek geçişlerin
kısırdöngü değildir bu yolun izlenmesi
devridaimlerde bulurken biri diğerini
tabiata can veren
ritmin mucizevi görkemi
hayal kurdurur kısır döngüyle bakmaz
yeniden yaratılmadır aslı, hayatdoluluğun
hayaldedir verimi

3
aç kilidini ey kelime!
anlamın baskıladığı duygular var üzerimde
farzet ki acıkmış haldeyim ezeli esrimeye
doyumdan doyuma geçiş duygusuyla gelen
tatlı baskı halinde aynı gün
söze dönüşmek zorunda, kabarmış gonca gibi
dilim açsın diyorum kilidini
kaldır, zan üstündeki baskısını endişenin!
kısılmış ışığa fer ver, çekilmiş fitili aç
uyku özgür bıraktığı zaman
geceden çıkış olur rüya, sabah güneşiyle
kapısından girmek isteyenler için
üstüme üstüme gelen anlam yükünün
kapalı yerlerde solmuş güzelliklerin
geri gelsin zarafet günleri
uykuda bırakılmış mumunu uyandırayım, yardım et!
anahtarı olsun sözüm, ağıttan sonra gelen övgülerin

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

EBUBEKİR EROĞLU ŞİİRLERİ

EBUBEKİR EROĞLU HAYATI ve ESERLERİ