Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ELHÂN-I ŞÎTÂ - CENAP ŞAHABETTİN

Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş;

Eşini gaib eyleyen bir kuş

                             gibi kar

Geçen eyyam-ı nevbâhârı arar.

 

Ey kulübün sürııd-ı şeydâsı,

Ey kebûterlerin naşîdeleri,

O bahârın bu işte ferdâsı;

Kapladı bir derin sükûta yeri

                             karlar

Ki hamûş-âne dem-be-dem ağlar.

Ey uçarken düşüp ölen kelebek;

Bir beyaz rîşe-i cenâh-ı melek

                             gibi kar

Seni solgun hadîkalarda arar.

 

Sen açarken çiçekler üstünde 

Ufacık bir çiçekli yelpâze,

Na’şın üstünde şimdi ey mürde 

Başladı parça parça pervâze

                              karlar

Ki semâdan düşer düşer ağlar.

 

Uçtunuz gittiniz siz ey kuşlar;

Küçücük ser-sefîd baykuşlar

                            gibi kar

Sizi dallarda, lânelerde arar...

 

Gittiniz, gittiniz siz ey mürgaan,

Şimdi boş kaldı ser-te-ser yuvalar, 

Yuvalarda —yetîm-i bî-efgaan—

Son kalan mâî tüyleri kovalar

                               karlar

Ki havâda uçar uçar ağlar...

 

Destinde ey semâ-yı şitâ tûde tûdedir 

Berk-i semen, cenâh-ı kebûter, sehâb-ı ter... 

Dök ey semâ, revân-ı tabiat günüdedir; 

Hâk-i siyâhın üstüne sâfî şükûfeler...

 

Her şâhsâr şimdi —ne bir çiçek, ne bir yaprak—

Bir tûde-i zılâl ü siyeh-reng-i nâ-ümid;

Ey dest-i âsmân-ı şitâ, durma durma çek 

Her şâhsârın üstüne bir sütre-i sefîd...

 

Göklerden emeller gibi rızân oluyor kar,

Her sûda hayâlim gibi pûyân oluyor kar.

Bir bâd-ı hamûşun per-i sâfında uyuklar 

Tarzında durur, bir aralık, sonra uçarlar,

 

Soldan sağa, sağdan sola —lerzân ü girîzân—

Gâh uçmada tüyler gibi, gâh olmada rîzân.

Karlar: Bütün elhânı mezâmîr-i sükûtun,

Karlar: Bütün ezhârı riyâz- melekûtun.

 

Dök hâk-i siyâh üstüne ey dest-i semâ dök;

Ey dest-i semâ, dest-i kerem, dest-i şitâ dök

Ezhâr-ı bahârın yerine berf-i sefîdi,

Elhân-ı tuyûrun yerine samt-ı ümidi.

KELİMELER, AÇIKLAMALAR :

herze: titreyiş: eyyam: günler; kulüb: kalpler; sürûd-ı şeydâ: coşkun, taşkın melodi; kebûter: güvercin; neşîde: şiir, ötüş; ferdâ: son, erte, yarın; hamûş-âner sessizce; rîşe: tüy, saçak; cenah: kanat; hadîka: bahçe; na’ş: ceset; mürde: ölü;pervâz: uçmak; ser-sefîd: beyaz başlı; lâne: yuva; mür-gaan: kuşlar; ser-te-ser: baştan başa; yetîm-i bî-efgaan: haykırmayan yetim; şitâ: kış; tûde: yığın; berk-i semen: çiçek yaprağı; cenâh-ı kebûter: güvercin kanadı; sehâb-ı ter: ıslak bulut; revân: (burada) ruh; günüde: uyumuş; şükûfe: çiçek; şâhsâr: fundalık, ağaçlık yer; zılâl: gölge; dest-i âsmân-ı şitâ: kışın göğünün eli; s"tre-i sefîd: beyaz örtü; rîzan olmak: dökülmek; sû: taraf, yön; sûda: yönde, tarafta; pûyân olmak: yüzmek; bâd-ı hamûş: susmuş, esmeyen rüzgâr; per-i saf: saf, temiz kanat; lerzân: titreyen; girîzân: kaçan; elhân: melodiler, güzel sesler; mezâmîr: mezmurlar (Hz. Da-vudHın şiirleri ve şarkıları; Zebûr adlı kitabın duaları niteliğindedir); ezhâr: çiçekler; melekût: yücelikler, ululuklar evreni, âlemi; riyâz-ı melekût: me-lekût bahçesi; dest-i kerem: cfmertlik eli; berf-i sefîd: beyaz kar; elhân-ı tuyûr: kuşların melodileri, ötüşleri; samt-ı ûmid: ümit sesizliği.

 

İLGİLİ İÇERİK

ŞİİRLER

CENAP ŞAHABETTİN ŞİİRLERİ

CENAP ŞAHABEDDİN HAYATI ve ESERLERİ