Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

 SAYFA:2 /11-20

 

 11-DENİZE KAVUŞAN NEHİR - ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Sen üzerinde nice şafakların söktüğü
Sevgi denizlerime akan büyük nehir
Sen biraz ışık, biraz tılsım, biraz büyü
Sen yıllardır yazıp bitiremediğim şiir

Durmadan bir gül açar ellerinde pembe
Sen nefes alışı en bakir güzelliğin
Gözlerin midir parlayan gökyüzünde
Bir güneş doğarcasına geceleyin

Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel
Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri
En karanlıklarda bile uzanır bir el
Kendiliğinden açar sabaha perdeleri

Sen varsan dallarda kuşlar memnun
Tüm çiçeklerin rengi değişik, kokusu başka
Öylesine gerçek ki var olduğun
Çarpar güzelliğin kıyılarıma dalga dalga

Tutsam ellerini içim ürperir hazdan
Başım döner gözlerin gözlerime değse
Kalan tek hatıradır gülüşün bir yazdan
Yokluğun da odur senin ölmek neyse

Sen bastığın yerde çiçeklerin büyüdüğü
Her zaman en güzel, her yerde eşsiz
Sen yaprak, sen köpük, sen kuş tüyü
Sen sevgi nehirlerimin aktığı büyük deniz

 

KARANLIK DENİZ - ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Şimdi seni düşünüyorum, biliyorsun
Aklıma ellerin geliyor önce
Yağmurlu birgün hatırlıyorum
Islanmış bir serçe kuşu hatırlıyorum
Durup durup ölümü hatırlıyorum
Alnıma bir ışık vuruyor karanlıkta
Sonra alabildiğine bir sessizlik başlıyor
Alabildiğine bir deniz
Alabildiğine kum
İçim ürpertilerle dolu
Karanlık denizlerin ortasında
Seni düşünüyorum

Hani denizin insanı deli eden maviliği
Nerde o güneş parıltıları nerde
Göremiyorum ama duyuyorum
Yaklaşan fırtına sen olmalısın
Bu rüzgar senin hayallerin olmalı
Senin ümitlerin
Senin arzuların olmalı
Bütün karanlıklara razıyım
Yalnız uzaklarda, çok uzaklarda
Bir gemici feneri yanmalı

Bu korkunç ağırlıkları kim koydu başıma
Bu marşandiz trenleri nereye gidiyor
Ben bir katran deniziyim artık
Dalgalarım iri kayaları döver durur
Bütün yaratıklar derinliklerimde kapkara
Ne bir seven var beni
Ne bir anlayan bulunur

İçimde çalkalanan bir dünya
Kulaklarımda karanlığın uğultusu
Ve gözbebeklerimde korkuların en büyüğü
Bir büyük dünyada yalnız kalmak korkusu
Ölürsem korkudan öleceğim

Düşen yıldızlar gibi
Batan gemiler gibi yalnızlığım
Sisli şafaklar doğar ufkumdan
Kör bıçaklar bilenir düşlerimde her gece
Kirli bir güneş kahreder dalgalarımı
Bir çamur yığını sıvanır yüzüme
Gitgide artar yalnızlığım
Sonra duyarım iliklerimde sabahın olduğunu
Bir yosun parçası kımıldanır, gerinir
Bittiği yerde başlar yalnızlığım

Pusulalar işlemiyor artık
Yıldızlar yol göstermiyor
Rüzgar bile ihanet etti bize
Bir saçların vardı deli divane olduğumuz
Bir saçların vardı
Bir saçların vardı
Alnına düşerdi akşamları
Hiç değilse yaşadığımızı bilirdik hayal meyal
Nefes aldığımızı
İnsan olduğumuzu bilirdik
Saçların bizi kurtarırdı düştüğümüz girdaplardan
Bizi bir derinlerden yeryüzüne çıkarırdı
Her telinde mevsimleri seyrettiğimiz
Varlığını en büyük mutluluk bildiğimiz
Bir saçların vardı
Bir saçların vardı deli divane olduğumuz

Şimdi bütün gün üstüme yağmur yağıyor
Bütün gece kar
Yalnızlığın tam ortasındayım artık
Yalnızlık kadar

Bilsen nasıl üşüyorum
Al şu ellerimi ısıt biraz
Ya da al götür bu soğukları
Bu yağmurları
Görmüyor musun beni öldürecekler artık
Beni öldürecekeler diyorum sana
Geçmiş gelecek bütün yıllarım
Bütün umutlarım senin olsun al
Beni bu karanlık denizlerde bırakma


İLGİLİ  İÇERİK
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN ŞİİRLERİ

ŞİİRLER

ANA SAYFA




DENİZ DEDİĞİN DENİZ GİBİ OLMALI-YUNUS GÜZEL


Martı kanadı gibi süzülürken
Gümüş renkli, menevişsiz deniz
İnsansız, teknesiz ve sessizdi
Güneş bekleniyordu kıpırtısız
Ilık bir yel esti inceden
Yosun kokuyordu yükü
Balıklar karnını yarıp denizin,
Şaşkın bakıyordu sessiz dünyaya.
Kumsal üşüyordu güneşsiz
Deniz de deniz değildi zaten sensiz.

Gün açmalı,
Mavileşmeli deniz
Dalgalar okşamalı sahili usulca
El sallanmalı uzaklaşan teknelere
Ağlar atılmalı,
Balık bereketli olmalı.
Ter kokusu karışmalı,
Yosun kokusuna.

Yorgun balıkçılar,
Bir türkü tutturup dönerken
Denizin kızılından anlamalı akşamı
Gün batmalı,
Yine gümüşlemeli deniz
Bir de,
Ellerin eklenmeli ellerime
Yani deniz dediğin,
Deniz gibi olmalı...



DENİZ ORAKÇISI-KEMAL ÖZER

sor kendi kendine bir sabah
av hazirlığına başlarken
sulara kim salar ilk guneşi
sen kayığına binmesen
orağını almasan eline
ilk ürünü kim biçer denizden

kent niye bir buyuk gergeftir
geçirmiş ilmiğini alınterine
niye aç ağizlardan örülü
bir martı çığlıdır gök
iner kalkar başının üzerinde
küçük dalışlarla yoklar tekneni

bir başınasın yaşam üretirken
zıpkın çizer kürek acıtır ağ yorar
neden elleri bulunmaz elinin yaninda
yorgunluğu neden paylasmazlar
sofrasına çökerken yeryüzünün
sor kendi kendine bir sabah

 

 

15-AKDENİZ KIYILARINDA - SAMİH RIFAT

Yaslı gittim şen geldim
Aç koynunu ben geldim
Bana bir yudum su ver
Çok uzak yoldan geldim

Yürü ey şenlı gazi
Kılıcı kanlı gazi
Meriç seni bekliyor
Büyük ünvanlı gazi

Korkma açıl ey şen yurdum
Dağları ordu kurdum
Açık denizlerine
Süngümle kilit vurdum

Rüzgarlardan atım var
Şimşekten kanadım var
Göğsümde al yazılı
Gazilik beratım var

Rüzgar bana at oldu
Şimşekler kanat oldu
Eğilin gökler dedim
Bulutlar kat kat oldu

Irmaklar gibi taştım
Yalçın kayalar aştım
Hakka şükürler olsun
Geldim sana ulaştım

Varsın yansın ocağım
Kurtuldu al sancağım
Bayrağımın altında
Ben hür yaşayacağım

Deniz, deniz akdeniz
Suları berak deniz
Karşımda yar ağlıyor
Gideyim bırak deniz

Açtım kal'a yolu
Göründü Gelibolu
Bırak beni gideyim
Orası yasla dolu

SAMİH RIFAT ŞİİRLERİ

 

 

DENİZDE BİR ADAM - SABRİ ESAT SİYAVUŞGİL

Kuşların ardı sıra sürüklerim denizi;
Bağlanır bir ucuna gemiler dizi dizi,
Dağınık saçlarıyla yalılar bir ucuna.

        Kıvranır kollarında gümüş pullu balıklar,
        Kumral deniz kızları, bu asi odalıklar
        Bir gazal düşmüş gibi bir kaplanın avcuna.

 Ağlasın yalılarda bekleyen cariyeler,
Bir uzun düşünceye dalsın kameriyeler
Dinleyip yaprakların suya dökülmesini.

        Ben, sahipsiz gemiler gibi açıklardayım.
        Bırakın karşı dağlar boyunca haykırayım
        Deniz hayvanlarının içimdeki sesini!

 

SABRİ ESAT SİYAVUŞGİL ŞİİRLERİ

 

AKDENİZ'DEN- KEMALETTİN KAMU

Suları pırıl pırıl, rüzgârı mis kokulu
Kuş uçurtmaz eski Türk Kalyonlarının yolu,
Sağda sıra dağlarla kabaran Anadolu
Yeşil eteklerinde tükeniyor Toros'un

Akşam pembeleşiyor bembeyaz tepelerde,
Eğiliyor bulutlar engine perde perde,
Dönüyorken kıyılar koyu bir lâciverde,
Sesini dinliyorum sularda Barbaros'un

Havada bir dost eli okşuyor derimizi,
Boynu bükük adalar, tanıyor sanki bizi,
İçimize çevirip yaşlı gözlerimizi
Geçtik yabancı gibi yakınından Rodos'un

 

DENİZ KIZI İÇİN ŞİİRLER - AHMET ERHAN

Seni, gülüşü gül olup da açan kız 

Uzandığım her kapıdan yüzümü saran esinti 

Seni, yürüyüşü yağmur, kokusu nergis 

Seni turuncu düş, seni deniz mavisi... 

Eksik kalmış tek sözcüğü uzun bir şiirin 

Bir dalın açmamış o son tomurcuğu 

Yüreğime selamsız sabahsız girdiğin 

Belli, geçerek o dikensiz yolu 

 

Seni, yaz günleri topraktan tüten buğu 

O bir anlık, bir solukluk yağmurlardan sonra 

Seni, sevincin yangını, acının külü 

Gittin artık, bu şiirler kaldı bana 

 

Gittin artık, ardında mavi bir tütsü 

Saçarak, geniş ufuklarından sonsuzluğun 

Ey kara sevdalarımın göçmen kuşu 

Diyemem istesem de, seni unuttum...

 

 NURULLAH GENÇ

AĞLAYAN DENİZ - NURULLAH GENÇ

 

Rüyamda ağlayan bir deniz gördüm

Bütün sahilleri uzakta kalmış

Ve bütün gemiler uykuya dalmış

Martıları yorgun ve sessiz gördüm

 

Suların dibinde beyaz bir kadın

Taramış saçını hırçın dalgalar

Ellerinde gümüş renkli halkalar

Sırrını çözüyor sanki Ferhad'ın

 

Toprak filizlendi; gök uyanıyor

Bulut, bir yaralı şehzade gibi

Sanki çığlık dolu denizin dibi

Su da kalanların bağrı yanıyor

 

 

 

20-AKDENİZ YARAŞIYOR SANA - CAN YÜCEL

 

Akdeniz yaraşıyor sana 

       Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun 

       Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında 

Hiç dinmiyor motorların gürültüsü 

Köpekler havlıyor uzaktan 

Demin çocuk ağladı 

Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine 

Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir 

Denizi tokmaklıyor balıkçılar 

      Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak 

      O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği 

Hayatta yattık dün gece 

Üstümüzde meltem 

Kekik kokuyor ellerim hala 

Senle yatmadım sanki 

Dağları dolaştım 

Ben senden öğrendim deniz yazmayı 

Elimden düşmüyor mavi kalem 

Bir tirandil çıkar gibi sefere 

Okula gidiyor öğretmenim 

Ben de ardından açılıyorum 

Bir poyraz çizip deftere 

Bir ada var sırf ebabil 

Dönüyor dönüyor başımda 

Senle yaşadığım günler 

Gümüş bir çevre oldu ömrüm 

Değince güneşine 

Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını 

Gözlerim kamaşınca senden 

Ölüm belki sularından kaçırdığım 

O loş suda yıkanmaktır 

Durdukça yosundan yeşil 

Kulaç attıkça mavi 

Ben düzde sanırdım yıkıntım 

Örenim alkolik asarım 

Mutun doruğundaymışım meğer 

Senle çıkınca anladım 

Eski Yunan atları var hani 

Yeleleri bükümlü 

Gün inerken de öyle 

Ağaçtan izdüşümleriyle 

Yürüyor Balan tepeleri 

Yürüyor bölük bölük can 

Toplu bir güzelliğe doğru 

Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi