Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 


SAYFA:8/ 71-80

71-İSTANBUL - BİRHAN KESKİN

ben istanbul’a çok benzerim sevgilim
yarı trak yarı buralı.
azıcık gidersin haliç’te bir çekirdek aileyim
o siyah suya bakakalmış, su yağlı mı yağlı.
adamda bej kundura, kadın çarşafa dolanmış,
yüzlerinde kırağı
kızların birini açık havada doğurmuşlar,
öbürü kapalı.

bende sevgilim yan yana ışır
ılık kasabalar köyler
ben istanbul’a çok benzerim sevgilim,
bir yanım haliç’te bir karabatak
bir yanım samandıra’da saplı samanlı.

ben istanbul’a çok benzerim sevgilim
onca iştiha içinde onca keder.
çın çın bin ses imkanıyken
sesin göbeğinden çatlayıp orada kaldığı yer.

sorunun sorulduğu yerim ben,
cevabın alındığı yer!
bir yanım erguvan bir yanım gül ve laleler
bir yanda serseri otlar, başıboş, plastik çiçekler
kök dal dolanmış duvarda birbirine koyu keder.

gezmediğin yerlerim vardır mutlaka
beklerim, yeraltı mağ’raları
bir ayağım geçmişte kalmış alamam
öbürü koduğun bahtımmış, eline ayarlı.

sevgilim kış düşmüş dünyaya içimden
eve nasıl varayım!
bir kovuk bir obruk oldum,
üstüm başım kar, yollar kapalı


İSTANBUL -CAHİT ZARİFOĞLU

Bir tohumdan daha az değil
Fatihin büyük güvercin kanatları
Meleklerin sık aralıklarla
Dokunduğu toprak
Güzel buyruklar
Gürbüz havalar
Boğaziçi bir akımdır
Bir akan sudur
Nice dergahlar
Dinler gibi nabzını
Yeni doğan çocukların
Yamaçlarda mezarlıklar
Sever gibi bazıları
Açık havada gömülmeyi
Çocuklar Topkapıda
Sedef kabzalı kılıçlar ellerinde
Rahlelerde Kur'an
Tefsir
Arapça
Farsça
Dikkatle önünü iliklemede
Padişah ve şehzade
Açılıyor dev bir kapı
Dikiliyor dev gibi bir sütun
Sütun başı sütun ayağı
Dibinde dilek şikayet sahipleri
Birer gürz gibi sağ ellerinde
İradeleri
Bir ellerinde arzuhalleri
Oğullarım
Dikkat edin
Hak yemeyin
Oğullarım
Mümkündür
Topal bir karınca
Mihnettir
Oğullarım
Mümkündür ki
Bir baş kesilir avluda
Akın, akan kanla
Cihangir
Taş yokuşlar
Eyüp
Sıla sıla Medine
Acı
Bu tortu
Karartır camları
Yorar küpleri
En berrak sular bile
Ve kapanıyor saray kapısı
Saklanıyor
Sarı sarı altınlar
Korkup
Şimdi birden Eminönü kalabalığı
Kimseyi tanımazsın
Kıyafetinden
Yüz çizgisinden
Katil efendi
Hırsız baş köşede
Haksız haklı
Şer belalı
Örtünmüş güneş
Çoktandır, yüzü nerde
Ya o ay
Kara bir zıbın biçmiş kendine
Bir düş
O buyruk
Şefaat
Gürbüz hava
O güzelleri İstanbulun
Dönüyor demir teker


İSTANBUL - FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL
- Şehremini Cemil Paşa'ya -

Bütün hayatı uyur bir sema-yı mühmelde
Geniş ufukları efsanevi hikayelerin
Tasavvur ettiği gökler kadar beyaz, narin,
Minarelerle müzeyyen, sevimli bir belde...

O mai dalgaların bu sesiyle perverde
Sevahilinde güler ruhu başka bir denizin,
Gezer bu levhaya ait bir ihtiram-ı hazin
Melul hisli mükedder nazarlı gözlerde.

Bütün bedayi'-i ezman, nefais-i a'sar
Bu mai çehreli İstanbul'un beyaz ve uzun
Ufuklarında bulur penah si'r ü füsun.

Dalınca gözlerim ağlar bu hüsn-i sakinde;
Bu beldenin uyuyan bir başka güzellik var
Bütün tulu' ve gurubunda, subh u leylinde...


İSTANBUL CADDESİ - FEYZİ HALICI

Bu cadde İstanbul Caddesi,
Aziziye minaresinde çifte ezan
Nal sesleri, motor gürültüleri
Arasında kaybolursunuz bazan.

Burası dellal pazarıdır
Eski eşyaların satıldığı
Cömert oturak âlemlerinin
Kayıtsızca anlatıldığı...

Ağzına kadar dolu dükkânlarda.
Duyun ki ne ümitler eridi!
Oturup seyredin şöyleleyin
Cadde değil, sinema şeridi!

Bir para sesidir duyulmasın
Tekmil kulaklar kirişte.
Teraziler, vitrinler, hanımlar
Alışverişte...

Günbatı tarafından bizim dükkân
Halı, kilim, çepeçevre yanları.
Karşımızda çitlem çitlem bir otel
Duvarında banka ilanları...

Yolunuz İstanbul caddesine
Düşmez mi bir zaman, ne dersiniz?
Pahalılıktan falan konuşur
Bir acı kahvemizi içersiniz...


75-İSTANBUL-HALİL SOYUER

İstanbul çok perişan geldi halin doğrusu
Gördüm ki her tarafın birer yürek ağrısı
Yaşarken gönlümüzde seni sevmek çağrısı
Bize yeniden getir seni bul da İstanbul
Yazık kaybolup gittin, İstanbul’da İstanbul.

Seveceğiz demiştik seni ölene kadar,
Ne kadar değişmişsin, ey İstanbul ne kadar?
Sabrımız yetecek mi yüzün gülene kadar
Gel artık gözlerimiz kaldı yolda İstanbul
Yazık kaybolup gittin, İstanbul’da İstanbul.

Doğal güzelliğinin her yanını kazmışlar,
Üstüne gecekondu, toplu konut dizmişler,
Güzellik pazarında terazini bozmuşlar
Hatıra gibi kaldın yaşlı dulda İstanbul,
Yazık kaybolup gittin, İstanbul’da İstanbul.

Bu halin sevenlerin yüreğini dağlıyor,
Yine de bizim deyip sana umut bağlıyor,
Erenköy, Kanlıca’da baharların ağlıyor,
Böyle mi kin olurmuş fani kulda İstanbul?
Yazık kaybolup gittin, İstanbul’da İstanbul.

Siyahlar işgal etmiş kar gibi beyazını,
Duymayan kaldı mı ki canhırâş âvâzını?
Kim sevsin Emirgan’m Tarabya’nm yazını?
Adın kötüye çıkmış para, pulda İstanbul,
Yazık kaybolup gittin, İstanbul’da İstanbul.

Artık eksi’ye dönmüş kaderinde artılar,
Haline ağlıyor bak, denizlerde martılar.
Hani nerde adına bestelenen şarkılar?
Nasıl darlığa düştün, bunca bolda İstanbul?
Yazık kaybolup gittin, İstanbul’da İstanbul.

Hele şöyle bir düşün, elli yıl öncesini,
Boğaz yerde akvaryum, ay gökte bakır sini...
Hangi vicdan büyütmüş, sana karşı bu kini?
Kuru yaprak gibisin artık dalda İstanbul,
Yazık kaybolup gittin, İstanbul’da İstanbul..


KANLICA-HALİL SOYUER

Bir geceye bir ömür,
Verilir kanlıca’da.
İstanbul’un sırrına
Erilir Kanlıca’da.

Mehtap oynar su ile,
Işıklar gelir dile.
Ölmüş sevdalar bile
Dirilir Kanlıca’da.





İSTANBUL- İBRAHİM SAĞIR

Şu boğaz konuşup bir dile gelse,
Fatih’ten bahseder, sorsam İstanbul.
Bilirim sığmazsın birkaç heceye,
Aklımı zorlayıp, yorsam İstanbul.

Zamanı eskiten inci, mercansın,
Üstüne hayâller kursam İstanbul.
Şanlı çağların var, şah-ı cihansın,
Huzurunda divan dursam İstanbul.

Dünyanın başını döndürür sevdan,
Zamanı geriye kursam İstanbul.
Kavuşur sükuna gönlüm o zaman,
Kem gözle bakanı vursam İstanbul.

Sensin renk katan gündüz, geceme,
Toprağına yüzüm sürsem İstanbul.
Nedim değişmezdi taşı Acem’e,
Az gelir dünyayı versem İstanbul.

Anlatmak zor seni, haddimi aşar,
Yâr diye sineme sarsam İstanbul.
İçimde duygular kabarır, taşar,
Ne zaman yanına varsam İstanbul.

Kubbeler şehrisin, eşin var danse,
İnanmam gözümle görsem İstanbul.
Bitmiyor hasretim, sevdam nedense,
Yoluna canımı versem İstanbul.

Seni benden ayrı düşünenleri,
İçinden çıkarıp sürsem İstanbul.
Benimsin o kutlu fetihten beri,
Ben de hürüm, eğer hürsen İstanbul.


İSTANBUL’UN FETHİ- İBRAHİM SAĞIR

Yüce ceddim yeniden yazdı bir kutlu destan,
İstanbul’u kurtardı o köhnemiş Bizans’tan.

Hâlâ bülbüller öter o eski bahçelerde,
Hâlâ selviler ağlar içinde perde perde.

Bitmemiş bestelerin arşa yükselen sesi,
Okşuyor saçlarımı ataların nefesi.

Yokmuş gibi bu bitmez rüyalarımın sonu,
Dün gece İstanbul’u kuşatmış gördüm O’nu.

Sezdim bütün ruhumla Fatih’in kudretini,
Gördüm asil ırkımın yiğit cesaretini.

Bir kutlu Cuma idi ferman eyledi Fatih,
“Mübarek ola gaza, müyesser ola Fetih.

Paşalarım, beylerim, Allah’tır bize muin”
Gök gürler gibi ordu seslendi “amin amin”.

Melekler ve şehitler şâhit oldu bu hâle,
Ne muhteşem manzara, zor sığıyor hâyâle.

Elli üç gün ibretli ne sahneler yaşandı,
Son gece tüm kandiller, mumlar, fenerler yandı.

Topların uğultusu yayılırken semâ’ya,
Akşemsettin, Gürâni durmuşlardı duaya.

Geçti şanlı ordular, gözümden birer birer,
Toprağı deniz sanan o muhteşem gemiler.

Yeraltında dehlizler savaş alanı oldu,
Yerüstünde kuleler, küffara korku saldı.

Yiğitler kalkan etti oklara sinesini,
Yerle bir eylediler Bizans efsânesini.

Peygamber muştusundan aldılar hızlarını,
Derdiler deste deste zafer yıldızlarını.

Önüne devler çıksa ezer, geçer, aşardı,
Ya şehit, yada gâzi olmak için koşardı.

Her gece semâlarda yaşatarak yâdımı,
Başıma tâc eğledim o şanlı ecdâdımı.

Bizans’ın surlarına sancağımı asanı,
Fatihin imrendiği Ulu batlı Hasan’ı.

Unutur mu bu millet, vicdanına bir danış,
Bu millet ki şânını burda göğe çıkarmış.

İstanbul’u fetheden şanlı bir ırkı gördüm,
Atını deryalara salan o Türk’ü gördüm.

Duydum O’nun hissini damarımdaki kanla,
Biz her an beraberiz Hakk yoluna çıkanla.

Bu şehrin alınışı sıradan zafer değil,
Ey Türk oğlu ceddinin kadri kıymetini bil..

Şanı yüce muştuya mazhar olan diyarsın,
Ey İstanbul sen bana böyle bir yadigârsın.


FETHİ GİRAY – İSTANBUL

Canım İstanbul;
Sokaklarında, caddelerinde kucak, kucak,
Çiçek satılan şehir.
Haliç, tersane ameleleri..
Bir tütün yaprağı gibi: rejili işçi kızlar!..
İnsanlarla dolu, canım insanlarla,
Vapurlar, tramvaylar..
Yerimde duramıyorum,
Ayaklarım koşuyor, kahrolası ayaklarım!
Ekmek peşinden;
Kapayın ellerinizle yüzünüzü büyük patronlar
Mahmut Yesari Bey geçiyor Babı-âli caddesinden

"Vazgeç ulan taksimden
Dertliyim yine bu akşam.
Söyle kızım Aksaraylı Leman,
Hüzzam faslından söyle,
Güzeldir, hazindir faslı hüzzam".
"Biz ehli kalemdeniz,
Dertliyiz...
Balık pazarında birkaç kadeh
Bulanık rakı içelim dedik bu akşam,
Balık pazarında iyot kokuyor bu akşam,
Yanımızdaki masada "Cevriyem" türküsünü söylüyor,
Büyük elli, büyük ayaklı üç adam
Yarın yine havada lodos var,
Yarın yine
"Gözlerinden anladım Cevriyem sende kara sevda var"

İstanbul, güzel şehir,
Affeyle bizi.
Gerçi övemedik ufkunu, mehtabını, denizini...
Sen doldur oğlum kadehlerimizi
Dertliyiz yine bu akşam.
"Söyle kızım Aksaraylı Leman;
Hüzzam faslından söyle,
Güzeldir, hazindir faslı hüzzam!..


80-SEN ve İSTANBUL - KEMAL ÖZER

Ben
Sana türkülerden sesleniyorum
Bir akşam vakti ve uzak
Deniz bütün ürperişleriyle kapında
Ayaklarını bekliyor küçük çakıl taşları
Ve gönlüm
Bir akşam vakti ve uzak

Ben
Sana türkülerden sesleniyorum
Bir sabah erkenden
Sisli ve yakın
Sancısı ellerinde başlıyor yalnızlığın
Kimsesizlik dilinmiş bir yürek gibi
Ellerini bekliyor
Uzanıp tutmuyorsun
Uzanıp tutmuyor parmakların
Sisli ve yakın

Ben
Sana türkülerden sesleniyorum
Dilimde semt semt dolaşıyor İstanbul
İki güzellik önündeyim
Biri o biri sen
İki güzellik önünde çırpınıyor bu yürek
Bu arzular böyle döküm saçım
Ve boynuma düğüm atan kader
Sen ve İstanbul

Ben
Sana türkülerden sesleniyorum
Türkülerde öğreniyor İstanbul seni
Sesimde titreşiyorlar birer yaprak gibi
Enlem ve boylam daireleri
Yitirilmiş rüzgârı bulup çıkarıyorum

Diriliyor bütün bayrakları dünyanın
Bütün yüzyılları birden
Bir arada yaşıyor gönlüm
Ve türkülerde öğreniyorlar İstanbul'u
Türkülerde öğreniyor İstanbul seni...

SON EKLENENLER

Üye Girişi