Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 



SAYFA:2/11-20


11-ANNEM - GALİP NAŞİT ARI

Bir korkulu rüya görsem,
Ağlayarak uyanırım,
Yaşlarımı dindirecek
Sıcak bir el yok sanırım.

Anneciğim okşar beni,
“Yavrucuğum, korkma;” diye
Avunurum dalar gider.
Çocuk rûhum bu sevgiyle
 


ANAMA – ÂŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU

Dokuz ay koynunda gezdirdi beni
Ne cefalar çekti ne etti Anam
Acı tatlı zahmetime katlandı
Uçurdu yuvadan yürüttü Anam

Anaların hakkı kolay ödenmez
Analara ne yakışmaz ne denmez
Kan uykudan gece kalkar gücenmez
Emzirdi salladı uyuttu Anam

Doğurdu beni Sivas ilinde
Sivralan Köyünde tarla yolunda
Azığı sırtında orak elinde
Taşlı tarlalarda avuttu Anam

Ben yürürdüm Anam bakar gülerdi
Huysuzluk edersem kalkar döverdi
Hemen kucaklayıp okşar severdi
Çirkin huylarımı soyuttu Anam

Çocuğudum Anam bana ders verdi
Okumamı çalışmamı ön gördü
Milletine bağlı ol da dur derdi
Vatan sevgisini giyitti Anam

Tükenmez borcum var Anama benim
Onun varlığından oldu bedenim
Kimi köylü kızı kimisi hanım
Ta ezel tarihte kayıtlı Anam

Veysel der kopar mı Analar bağı
Analar doğurmuş ağayı beyi
İşte budur sözlerimin gerçeği
Okuttu öğretti büyüttü Anam
 

ANNE - ARİF NİHAT ASYA


İlk kundağın
Ben oldum, yavrum;
İlk oyuncağın
Ben oldum.


Acı nedir
Tatlı nedir... bilmezdin
Dilin damağın
Ben oldum.
Elinin ermediği
Dilinin dönmediği
Çağlarda, yavrum
Kolun kanadın
Ben oldum
Dilin dudağın
Ben oldum.

Belki kıskanırlar diye
Gördüklerini
Sakladım gözlerden
Gülücüklerini...
Tülün duvağın
Ben oldum!

Artık isterlerse adımı
Söylemesinler bana
'Onun Annesi' diyorlar...
Bu yeter sevgilim bu yeter bana!

Bir dediğini iki
Etmiyeyim diye öyle çırpındım ki
Ve seni öyle sevdim sana
O kadar ısındım ki
Usanmadım, yorulmadım, çekinmedim
Gün oldu kırdın...
İncinmedim;
İlk oyuncağın
Ben oldum.. Yavrum
Son oyuncağın
Ben oldum...

Layık değildim
Layık gördüler
Annen oldum yavrum
Annen oldum!


 
HAYAT NEDİR ANNE? - YUSUF HAYÂLOĞLU

Benim hiç sapanım olmadı anne,
Ne kuşları vurdum, ne de kimsenin camını kırdım…
Çok uslu bir çocuk değildim ama,
Seni hiç kırmadım, hep boynumu kırdım.
Ben hayatım boyunca bir tek kendimi vurdum!
Suskun görünsem de, fırtınalı ve mağrurdum anne.
Bir mızrak gibi, aynada hep dik durdum anne!
Ben sana hiç bir gün laf getirmedim, leke sürmedim.
Ama göğsümü çok hırpaladım, kalbimi çok yordum…
Ben hayatım boyunca, en çok kendimi sordum!
Benim hiç sevgilim olmadı anne,
Ne bir yuva kurdum, ne bir gün şansım güldü…
Öpemeden bir bebeğin gidişini, tükendi gitti çağım…
Kimi yürekten sevdiysem, yüreğini başkasına böldü…
Bir muhabbet kuşum vardı, o da yalnızlıktan öldü.
Sen beni göğsünde hep acılarla mı soğurdun anne?
Yoksa evlat diye, koca bir taş mı doğurdun anne?
Eziyet değilim, zahmet değilim, musibet hiç değilim
Bir senin mi balına sinek kondu, söylesene!
Doğurdun da beni, ne ile yoğurdun anne?
Benim hiç hayalim olmadı anne…
Ne seni rahat ettirdim, ne kendim ettim rahat…
Bir mutluluk fotoğrafı bile çektirmedi bu hayat.
Kaybolmuş bir anahtar kadar sahipsizim anne…
Ne omuzumda bir dost eli, ne saçımda bir şefkat.
Say ki yollardan akan, şu faydasız çamurdum anne…
Say ki ıslanmaktım, üşümektim, say ki yağmurdum anne!
Bunca yıldır gözyaşlarını, hangi denizlere sakladın?
Oy ben öleyim, sen beni ne diye doğurdun anne?



15-YAŞAMAK GÜZELDİR ANNE - YUSUF HAYALOĞLU

Anne ben senin oğlunum
Kanayan bir yurdum var
Anne ben senin oğlunum
Sönmeyen bir umudum var

Ellerimi tutma ne olur
Beni ağlatma ne olur
Anne ben senin oğlunum
Bu kavgaya inancım var

Yaşamak güzeldir anne
Yaşamak senin için
Yaşamak güzeldir anne
Yaşamak yarınlar için

Ölmek yaşamaktır yine
Halkının yüreğinde
Ölmekte güzeldir anne
Ölmek özgürlük için

Anne seni seviyorum
Sana ihtiyacım var
Anne seni seviyorum
Ciğer delen bir acım var



ANACIĞIM - ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Kaç geceler bana ninni söylerdi
Hasta olunca oydu başucumda bekleyen
Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen
Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Uzun kış geceleri masal masaldı
Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar
Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar
Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı
Akşam biraz geciksem yollara düşerdi
Sokağa çıkarken «Yavrucuğum üşütme» derdi.
Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Bilirim yine kalbinde yerim anacığım
Selam sana Anneler Günü İstanbul’dan
Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan
Vefalı ellerinden öperim anacığım.



ANNE - FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL

Uyusun da büyüsün
derdin büyüdüm anne.
Bana o ak sütünden
Verdin, büyüdüm anne.
Uykuma yıldızları
Serdin, büyüdüm anne.
Anne güzelliğine
Erdin, büyüdüm anne.
 


ANNELER VE ÇOCUKLAR- SEZAİ KARAKOÇ

Anne öldü mü çocuk
Bahçenin en yalnız köşesinde
Elinde siyah bir çubuk
Ağzında küçük bir leke

Çocuk öldü mü güneş
Simsiyah görünür gözüne
Elinde bir ip nereye
Bilmez bağlayacağını anne

Kaçar herkesten
Durmaz bir yerde
Anne ölünce çocuk
Çocuk ölünce anne



ANNE NE YAPTIN?- CAHİT SITKI TARANCI

Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı?
Sanki karnında fazla yaramazlık mı ettim?
Senden istemiyordum ne tacı ne sarayı
Karnında yaşıyordum kâfiydi saadetim.

Bir kere doğurdunsa sonra niçin büyüttün?
Kundakta beşikte de bir zahmetim mi vardı?
Koynundan niçin attın yavrunu bütün bütün.
Bilmiyor muydun ki o yalnızlıktan korkardı?

Sütünden tatlı mıdır anne sanki bu hayat?
Bana sorsana anne yaşamak bir hüner mi?
El aç yalvar gündüze geceye boyun uzat
Bu uğurda bir ömür çürütmeye değer mi?

Karnında yaşıyordum kâfiydi saadetim
Anne istemiyordum ne tacı ne sarayı
Anne karnında fazla yaramazlık mı ettim?
Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı?



20-ANNEM YOK ARTIK - ATAOL BEHRAMOĞLU

Annem yok artık. Beni düşünen kalbi yok. Bitti.
Umutsuz olmak istemiyorum.
Umutsuzluğun bir çıkar yol olmadığını biliyorum.
Annem yok artık, yeryüzü çok gördü onu,
Kalabalığın arasında kuş gibi çırpınan varlığını
Çok gördü,
Dalgın yüreğini çok gördü,
Bizim için çarpan, kaygılarla dolu yüreğini.
 
Annem yok artık. Bu kesin. Gelinecek bir yere gitmedi.
İşte geldim çocuklar demeyecek,
Nasılsın yavrum demeyecek,
Sobanın yanında oturup uzatmayacak yorgun ayaklarını,
Sabah kahvaltılarının masası olmayacak artık,
Yine gel demeyecek,
Çıkarken ben kapıdan, çıkıp karanlığa karışırken
Yeni bir dönemi başladı ömrümün,
Annemin olmadığı dönemi,
Onu yüreğimin üstüne nasıl bastırmak
İstediğimi bilemeyecek artık.
Gençlik dönemleri bir şey anlatmıyor bana,
Aklımda hep son dönemlerinin annemi.
Hayatım sürüp gidecek, annem olmadan,
Çocuklarım olduğunda onlara annemi anlatabileceğim
Sadece.
Fotoğraflarına bakacaklar,
Ufarak, biraz mahsunca bir kadın
Küçücük tozlu pabuçlarıyla merdivenleri tırmanıp
Kapımı açıp girmeyecek.
Yüreği dopdolu, trafikten, insanlardan şaşkın,
Kocasına sığınan biraz bütün fotoğraflarında.
Hayatım rüzgâr gibi akıp geçiyor,
Uğultulu bir rüzgâr gibi akıp geçiyor hayatım...

Anne diyemeyeceğim artık bir başkasına
Sesimin anneme seslenirken ki tonuyla.
Tatil dönüşlerinde annemin uğrayacağım evi yok,
Beni seven birileri olacak mı yine de,
Gidip koşulsuz uzanacağım bir yatak,
Saçlarımı okşayacak bir el?
Ama ben anneme de bütün bütüne
Bırakamadım kendimi
Saçlarımı okşarken, yorulur şimdi
Bırakır şimdi diye düşünürdüm
Ve çılgınca yaramaz, beyni boş
Denecek kadar yaramaz
Ve hastalıklı denecek kadar duyarlıklı
Bir çocuktum çocukluğumda.
Dizlerine oturduğum bir gün, indim utanarak,
Kısa pantolonumdan fırlayan
Ve bana artık büyümüş gelen dizlerimle.
Oysa ilkokul ikide ya var ya yoktum daha
O zaman tanıdım sonsuz geniş caddelerini Kars'ın,
Sonsuz geniş göğünü ve o zamanlardan kaldı
Yüreğimde sonsuz bir uçurum duygusu.
Annem hiçbir zaman bilmedi bunları
Yüreği büyümüş bir çocuktum ben
Gizli gizli ne kadar çok ağladım
Bir gün öleceğini düşünerek onun.
Annem yok artık,
Onun yüreğindeki ben de yokum,
Yani annemle tanımlanan ben de öldüm onunla.
Şimdi,
Yeni bir tanıma alıştırmalıyım kendimi,
Şimdi ,
Ben kendimi düşünmezken bile
Kim düşünür beni...

Umutsuz olmamak gerektiğini biliyorum,
Bu acımasız gecede
Yazgı diye bir şey yok.
İçinde yaşadığımız bu toplum öldürdü annemi.
Çarpıntılarla hırpalanan yüreği
Dayanamayıp parçalandı sonunda.
Şimdi toprak dolar gözlerine,
Artık istese de kımıldayamaz,
Yokluk esir aldı onu.
Bağladı ellerini kollarını sessizlik,
Çaresiz bile değil artık,
Bir çocuk gibi korunmasız,
Karıştı bin yılın ölüsüne.
Ama onun umutları,
Benim de umutlarım olacak bundan böyle.
Çaresizleri korurken,
Annemi de korumuş olacağım biraz.
O dilediğince yaşayamadı ömrünü,
Varlığını özgürce geliştiremedi.
Ama bütün insanlar,
Varlıklarını özgürce geliştirecekler bir gün
Ve annemi hiçbir zaman unutmayacağım.
Her ölüm kahramancadır,
Annem hepimizden önce yaşadı
Bu kahramanlığı.
Eyy benim yüreğim, güç ver bana!
Eyy hayat güç ver bana,
Anneme yaraşan şiirler söyleyim,
Boşuna yaşamış olmasın o,
Sonsuzlaşsın,
İçten, pürüzsüz dizelerimle..

Nasıl acı duyarsa bir mağara adamı,
Nasıl çıkarsa ölçüsüz haykırışlar gırtlağından
Öyle bağırayım ben de, sonsuzlaşsın yüreğim,
Bütün insanlara sevgiler taşıyacak kadar
Ve öylesine güzelleşsin ki her şey,
Öylesine erisin ki yumuşak bir ışıkta
Öylesine bilgileşeyim,
Öylesine sevgiyle dolsun ki kalbim,
Ölürken annemleşeyim.
Biliyorum var olmaz bir daha yok olan şeyler.
Umurumda değil
Biçim değiştirdiği maddenin,
Ruh diye bir şey de yok.
Ama gizli sevgiler bulunup çıkarılırsa
Yüreklerinden insanların,
Çıkarılırsa karanlığından unutuşun
Yaşanmış olan şeyler
Ve tek bir insan yüreği gibi çarparsa
Bir günlük insanlık,
Hiçbir şey yok olmamış olacaktır,
Dönüşerek sonsuz, büyük ve
Bütün zamanları birleştiren bir sevgiye...

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

SON EKLENENLER

Üye Girişi