AĞUSTOSBÖCEĞİ İLE KARINCA –RECAİZADE MAHMUT EKREM TERCÜMESİ
İş edip kendine ahenk ile zevk eylemeyi
Yazı beyhude geçirmişti ağustosböceği
Geldi birdenbire vaktâ ki zamân-i sermâ
Başladı kaht ü galâ olmıya dehşet ferma
Ne örümcek kurusu var ne de bir sivrisinek
Yok idi hâsılı bir habbecik olsun yiyecek
Şiddet-i cû’ ile bîçâre ezildi bitti
Komşusu mûra gidib hâlini i’lâm etti
Sâl-i âtîye kadar eylemeyi sadd-i ramak
Bir iki habbe ödünç istedi pek yalvararak
Dedi ki:”Hem de hulul etmeden evvel mevsim
Ma’a fazla ödemek üzre size söz veririm”.
Etmemiş ‘âdet ödünç vermeyi bir kimseye mûr
Kendisinde bu idi var ise bir parça kusûr
Bu cihetle böceğe sordu ki Vakt-i germâ
Ne idi meşgaleniz bilsek olur mu ‘acabâ ?
Böcek
“Bâri ma’zûr görün eylediniz çünkü su'al
Şevk ile türkü çağırmaktı işim rûz-ü leyâl”
Karınca “İşiniz çünkü tagannîmiş efendim o zamân
Durmayub şimdi de raks eyleyiniz bâri hemân.”
Diyerek mur kapadı babı hemen şiddet ile
Böceği kavdu huzurundan gaza u hiddet ile
Şiddet-i cu’u heva ile ezilmiş bitmiş
Beceğin hali onu fevte reşide etmiş
Der iken düştü yere kaldı zavallı bican
Biriken berf üzerinde kalıbıyla mihman
Kapıdan baktı da fehmetti karınca hali
Çünkü olmuştu ağustos böceği cani
Çekti kurbanını bir yana karınca ol dem
Gömdü toprağa eliyle kapadı pek muhkem
“Ey oğul sen de karınca gibi hisset etme
Öyle bir tab’-ı sakime uyarak yan gitme
Çünkü nakes olanın dostu, muhibbi yoktur
Şeref ve şanı gibi sözü dahi hep koftur.”
İLGİLİ İÇERİK