SAYFA:3 /21-30
21-BİR YOLCUYA-NECMETTİN HALİL ONAN
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bir tümsek, Anadolu'nda,
İstiklâl uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmed'in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed'in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir.
Düşün ki, haşr olan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
KAHRAMANLIK-HÜSEYİN NİHAL ATSIZ
Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir
Kahramanlık, saldırıp bir daha dönmemektir
Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından
Koşar adım gitmeli onların arkasından
Kahramanlık, içerek acı ölüm tasından
İleriye atılmak ve sonra dönmemektir
Yırtıcılar az yaşar, uzun sürmez doğanlık
Her ışığın ardında gizlidir bir karanlık
Adsız şansız olsa da, en büyük kahramanlık
Göz kırpmadan saldırıp bir daha dönmemektir
Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir
Bunun için ölüme bir atılış gerekir
Atıldıktan sonra bir daha dönmemektir
BİRİSİ - NİHAT ULVİ AKGÜN
Bir şey var aramızda
Senin bakışından belli
Benim yanan yüzümden.
Dalıveriyoruz arada bir
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki,
Gülüşerek başlıyoruz söze.
Bir şey var aramızda.
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek.
Fakat ne kadar saklasak nafile
Bir şey var aramızda,
Senin gözlerin ışıldıyor.
Benim dilimin ucunda.
GELMEDİN – NURULLAH GENÇ
Gelmedin son hayal de yanıp yanıp kül oldu
Bu deruni kavgada kırılan gönül oldu
Şimdi menziller elem, yürek duman, sine çak
Devleri mahkûm eden hayatım şimdi helak
Gelmedin yıldırımlar düştü hülyalarıma
Nasıl kıydın be zalim masum rüyalarıma
Sana doğru her adım neden hep ölüm sunar
Seni her andığımda renk solar, desen yanar
Hangi rüzgâr sabırla böyle koşar ardından
Hangi el nakış nakış gergef dokur ardından
Susarsam anlatır mı seni göklere tarih
Bensiz olur mu sabah güler mi kara talih
Gelmedin koptu zincir parçalandı anılar
Sardı bütün ruhumu tükenmeyen ağrılar
Kalbimin pembe köşkü harab oldu gelmedin
Bahçesinde açan gül turab oldu gelmedin
Bil ki kıyamet kopsa bu ateş sönmeyecek
Heyhat! şair mehtaba bir daha dönmeyecek
25-YAŞAMAK AĞRISI - NEVZAT ÇELİK
bir gece küçüktüler zavallı korkunç geldiler
sevme dediler unut dediler sürün dediler
ne varsa beni bağlayan ellerimle yakmışım
ben ki spartaküs'le birlik ayağa kalkmışım
biz olmasak açlık biz olmasak ölüm.. dediler
seni kapkara bir çarşaf gibi yere serdiler
sevildikçe güzeldin öpüldükçe güzelim kız
kızoğlankız olmadın mı şimdi daha duldasız
mapus çağındayız bakarsın ayakta duramam
bağışlama güzelliğin bozulur dayanamam
sınanıyoruz kaçınılmaz ayrılıklarda bak
son demde yakaranı tanrı bağışlasın bırak
okşadım tenini kırıldı bir kez yasak bıçak
kanımı akansın olası mı seni unutmak
seni sevdalar yontusu seni aşk yaratısı
sana çoğaldım elbet bitecek yaşamak ağrısı
İRŞAT- KEMALETTİN KAMU
Sevgilim güvenme güzelliğine,
Senin de saçların tarumar olur.
Aldanma talihin pembe rengine,
Hayatın uzun bir intizar olur.
Sevgilim her insan doğarken ağlar,
Çiçeklerle açar, sularla çağlar,
Rehgüzârı olur bahçeler, bağlar,
Nihayet isimsiz bir mezar olur.
Sevgilim baksana bir yanda gülen,
Bir yanda gözünün yaşını silen,
Kimi benim gibi erir derinden,
Kimi senin gibi bahtiyar olur!
Sevgilim senin de geçer zamanın,
Ne şöhretin kalır, ne hüsn-ü ânın,
Böyledir kanunu kahpe dünyanın,
Dört mevsim içinde bir bahar olur.
DOSTLARI OLMALI İNSANIN - OĞUZKAN BÖLÜKBAŞI
Dostları olmalı insanın,
aynen gemilerin limanları gibi.
Zaman zaman uğradığın, yükünü boşalttığın,
dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda.
Sonra açık denizlere uğurlamalı seni,
geri döneceğin günü bekleme umuduyla.
Bazen, rüzgâra o açmalı yelkenini,
yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla,
halatlarını çözmeli,
seni çok ama çok özlemeli.
Dostları olmalı insanın;
ermiş, bilge, hayatı ezbere okuyabilen.
Düşünmediklerini düşündüren,
seni bir cambaz ipinde, güvende tutabilen,
gerektiğinde senin için ateşi yutabilen,
yolunu ışıtan ustan olmalı.
Şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini.
Sana vermeli soğuk bir kış gününde
üzerindeki tek gömleğini...
KAĞIT YORGANLARLA ÖRTTÜK ÜSTÜMÜZÜ- ÖMER ERDEM
Tanrım
Kağıt yorganlarla örttük üstümüzü
Karanlığın rüzgarından koru bizi
Ellerimiz küçük ve tenhadır
Yalnızlığın yağmurundan ırak tut bizi
Tanrım
Libaslara güvenerek solmayalım
Öykümüz sade olsun bizim
Paçalarından kirlenenlerden eyleme bizi
Gün sırtımızda ışıktan bir kırbaç
Kemiklerimiz yaşarken sızlar bizim
Saçımızın bir telinde bin yol var
‘Tenini saçının teline asanlar’dan koru bizi
Tanrım
Bugünlerde bir köşede yığılabiliriz
Bize şiir ver, dua ver bize
Hem kağıttan yorganlarla örttük üstümüzü
Ne olur Tanrım
Yalnızlığın yağmurundan ırak tut bizi
(Dünyaya Sarkıtılan İpler)
BU VATAN KİMİN -ORHAN ŞAİK GÖKYAY
Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.
Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutta gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.
Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır.
İleri atılıp sellercesine,
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine,
Şu kara toprağa girenlerindir.
Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir.
Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Topun namlusundan görenlerindir.
30-BANA BİR SESLENEN VAR -ORHAN ŞAİK GÖKYAY
Adını bilmediğim, hiç işitmediğim,
Bir yerlerden bana bir seslenen var…
Senin bilmediğin, benim gitmediğim,
Bir yerlerden bana bir seslenen var…
Dallarını eğip de tutamadığım,
Hoş yemişlerinden tadamadığım,
Gölgesi altında yatamadığım
Ağaçlar içinden bana bir seslenen var…
Bazı yakınlardan, bazı ıraklardan,
Kimi meyvelerden, Kimi yapraklardan,
Yoldan gelmişlerden, yola çıkacaklardan,
Yolun kendisinden bana bir seslenen var…
Bir kervana köle deseler satsalar,
Geçen bulutlara su olsam katsalar,
Beni benden alıp bırakıp gitseler,
Gidilmez yerlerden bana bir seslenen var…
İlklimler dışından, iklimler içinden,
Varmışla yokmuştan ve Çin’den Maçin’den,
Gelecek günlerin çoktan geçmişinden,
İşte bir yerlerden bana bir seslenen var…
İLGİLİ İÇERİK
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER
19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ