SAYFA:3 /21-30
21-SONBAHAR HÜZÜNLERİ -İLHAN GEÇER
Kalmadı göklerin mavi gülümsemesi
Yağmur halinde indi toprağa teşrin...
Sarı avuçlarıyla alkış tutuyor
Hüznün zaferine mevsim.
Cümle düşünceler perişan
Mahzun hayaller darmadağın.
Ölümü andırıyor çipil geceler
Acı, güneye dönüşü kuşların.
Rüzgârda çürük yaprak kokusu
Benzi uçuk hastada içlenme, telaş...
Teselli ufkunda kara perdeler
Ve kaybolan renklerde bir damla yaş...
Gümüş dumanlar örttü güzellikleri
Yok ömrümüzde o eski lezzet.
Melül akşamlar ağlatır bizi
Ürkek bakışlarda korku ve hasret.
Bir endişe var sararan dalda
Düşen yapraklarda kaldı neşemiz.
Yeşilin kaderinde can verdi ümit
Yaklaştı toprağa gölgemiz.
SONBAHAR- İBRAHİM MİNNETOĞLU
Bir hal var gökyüzünde
Sanki ağlamaklı
Güller, karanfiller solmuşlar
Bahçede açmış sadece kasımpatları
Ağaçlarda sararmış yapraklar
Düşmüş yollara, çimenlere
Güneş gitmiş başka ülkelere
Bastonuna dayanıp giden ihtiyar, nereye?
Kasvet veriyor yüreğime
Bu ne biçim gökyüzü; gri boz
Yaz günlerinin sıcaklığını saklar
Dallarda, yapraklarda toz
Son gürlüğü müdür nedir toprağın!
Gözlere şenlik bu yeşil otlar
Yeşilyurdun çamlıklarında gezmeyi
Dikenli tel örgüler yasaklar
Gökyüzünde küme küme kuş sürüleri
Güneye doğru kanat çırpıyorlar
Yüreklerinde yeni macerâların sevinci
Bir güngörmüş kılavuzları var besbelli
Böyle güzel değil sürüye katılıp gitmek
Ne güzel ohhh!.. Bir başına
Yaşamaya, ölüme, serüvenlere
Ne güzel gönlündeki dünyalara erenlere
Görmesek sararıp solduğunu yaprakların
Yaşlanmasak; dışında kalsak yılların
Sorgusuz, sualsiz geçip gideni olsak sınırların
Kılavuzu olsak kuşların.
SONBAHAR - NURETTİN ÖZDEMİR
Önce bir eylül geçti bakışlarımdan, sırılsıklam.
Uçuşan bulutlarla deli-divane bir gökyüzü geçti.
Geçti son ışıklarıyla bir güneş, bir kocaman gül,
Bir kuru dal,bir sarı yaprak,bir durgun su.
Islak kanatlarında umut taşıyan muhacir kuşlar geçti.
Sonra bir ekim geçti, ölümsüz sevgilerle doludizgin.
Eteklerinde, yazdan artakalmış körpe çimenler geçti,
Geçti en güzel yüzüyle asil ve mağrur bir kadın;
Dağılmış saçlar, buğulu gözler, dudaklar, eller…
Ilık sesinde ışık çağlarından uğultular geçti,
Bir sonbahar geçti, yaprakların altın parıltısında.
İki hayal gibi iki yürek geçti bir tepeden.
Geçti, sonsuzluğa uzanmış elleriyle nurdan bir çocuk.
Hür çığlığında mavi, mor, yeşil, turuncu ve sarı
Ve bir renk çağlayanından beyaz duygular geçti.
GÜZ - ARİF NİHAT ASYA
Bu ufuklarda şafak gül gül olur
Dalların her kuşu bir bülbül olur
Şimdi gökten yere tel tel yağmur
Şimdi sis, gölge, ışık tül tül olur
Mor bulutlarda uzaktan akşam
Dişbudaklar, meşeler sümbül olur
Aşina asmaların çardakta
Kehribar salkımı bir kâkül olur
Kınalanmış gibi dağlar, dereler
Ne güzel gün, ne güzel eylül olur
Suların al al açar laleleri
Ve ufuklarda şafak gül gül olur
Muhteşem yangını güz ülkesinin
Doymadan seyrine, bir gün kül olur...
25-SONBAHAR GELİYOR-CAHİT KÜLEBİ
Sonbahar geliyor serçe
Yuvanı ne yapacaksın?
Ayva çiçek açmadan önce.
Meyvelerin içi geçecek
Rüzgâr başka çeşit esecek
Yağmurlarla ıslanacaksın.
Hâlbuki ne kadar sıcaksın
ADIM SONBAHAR-ATTİLA İLHAN
nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır
oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar
SONBAHAR-AHMET HAMDİ TANPINAR
Durgun havuzları işlesin bırak
Yaprakların güneş ve ölüm rengi,
Sen kalbini dinle, ufkuna bak.
Düşünme mevsimi inleten rengi
Elemdir mest etsin ruhunu
Eser rüzgarların durgun ahengi.
Yan yana sessizce mevsimle keder
Hicrana aldanmış kalbimde gezin
Esen rüzgârlara sen kendini ver.
EYLÜL’DÜ-CEMAL SÜREYA
Eylül’dü.
Dalından kopan yaprakların
Sararan yanlarına yazdım adını
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.
Eylül’dü.
Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı
Bundandı gözlerimin durgunluğu.
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
Ellerin kadar ıssız,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.
Eylül’dü.
İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,
Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.
Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.
Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman
En çok sesini aradım.
Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ.
Gözlerini sildi zaman..
Dedim ya… Eylül’dü.
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin
EYLÜL SABAHININ SERİNLİĞİ-ATAOL BEHRAMOĞLU
Eylül sabahının serinliğini
Yaprakların serinliğini
Ciğerlerime dolduruyorum
Sessizlik ve serinlik
Birleşiyor
Yıkanmış güvercinler
Ve çok uzakta bir tren sesi
Her zaman yeniden başlamak duygusu
Doğuyor içimde
Her uyanışımda
Düşmanlarımı bağışlıyorum
Daha çok seviyorum dostlarımı
Her uyanışımda
Eylül sabahının serinliğini
Yaprakların serinliğini
Yüreğime dolduruyorum
30-SONBAHAR-METİN ALTIOK
Sonbahar -ki acının değişmez dipnotudur-
Sesinin solgun göğünde
Küçük bir yıldızla bir harfi tutuşturur.
Savrulur her yana kavruk kelimelerle,
Yüreğini acıyla buruşturur.
Bakışının pasıyla zırhlanan dünya,
Binlerce pıtrak yapıştırır yüzünün kumaşına
Sonbahar -ki doyumsuz bir aşkın sonudur.
İLGİLİ İÇERİK
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER
19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ