SAYFA:4/ 31-40
31-NECİT ÇÖLLERİNDE-MEHMET AKİF ERSOY
Ya Nebi! Şu halime bak!
Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca sahranın
Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın!
Harim-i pakine can atmak istedim durdum
Gerildi karşıma yıllarca ailem, yurdum
"Tahammül et" dediler…Hangi bir zamana kadar?
Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var.
Gözümde tüttü bu andıkça yandığım toprak
Önümde durmadı artık, ne hanuman ne ocak
Yıkıldı hepsi.. Ben aştım diyar-ı Sudan'ı
Üç ay "Tihame!" deyip çiğnedim beyabanı
Kemiklerim bile yanmıştı belki sahrada
Yetişmeyeydin eğer, ya Muhammed , imdada
Eserdi kumda yüzerken serin serin nefesin
Akarsular gibi çağlardı her tarafta sesin
İradem olduğu gündür senin iradene ram
Bir an için bana yollarda durmak haram
Bütün heyakili hilkatle hasbihal ettim
Leyale derdimi döktüm, cibali söylettim
Yanıp tutuşmadan aylarca yummadım gözümü
Nucuma sor ki bu kirpikler uyku görmüş mü?
Azabı hecrine katlandım elli üç senedir
Sonunda alnıma çarpan bu zalim örtü nedir?
Beş-altı sineyi hicran içinde inleterek
Çıkan yüreklere hüsran mı, merhamet mi gerek?
Demir nikaabını kaldır mezar-ı pakinden!
Bu hasta ruhumu artık kayırma hakinden!
Nedir o meşale? Nurun mu? Ya Resulallah!
EY RESUL - SEHER ORTAÖNER
Ey Rasul zatın teşrif etmeden cihana
Âlem bir ah'a yakıncaydı duyana
Sen yoktun belki de bu dünyada ama
Sen yokken bile âşıkların vardı ey Nur-u Dilara
Yokluğun bir yokluktu aslında varlıkların arasında
Ama bazı nasipsizler bunu bile bilemedi asla
Varlığın varken bile bilinmezken kıymeti
Yokluğun o insancıklara ne ince değerdi ki
Ve Sen geldin fazlınla şeref verdin
Gaflette olanlarca ne güzel bir ümittin
Gülmedin tebessüm ettin
Zorla değil gönülce sevdirdin
Huzuruna gelenler önce irkildi
Sonra rikkat ile iman nimetiyle nimetlendi
Lakin bazıları vardı ki
Seni sevdiğin güzide şehrinden bile terk ettirtti
Ve Habibim dedi Seni Yaradan
Bitti hicranlar firuze aydınlığından
Çıkmazlar yurduydu karanlıklar o devirde
Gözyaşı derya mahpesi kilitliydi Sana tutkun vuruşlar nisbetinde
Sensiz ahir zamanda ahire bırakıldı iyilikler
Özlemin teşrifi bile bir özge yalınlıkta büyüdüler
Her şey Seni ve Ravzanı hatırlatsa da
Şu an dökülen şu yaşlar Sana olan hasreti anlatmak için yeter aslında
Sana gelenler nede nasipliler bir bilseler keşke
Senden uzak olmak ne büyük keder / bilinmese de
En Güzel Örneksin Ey Rasul tüm varlıklara
Seni anlatmak mı - hayır - haddimce yakışmaz bana
Ama bulunulan mekandan Medine'ye bir güzeran bizimkisi
Belki de bu dünyadan istifa dilekçesi
Nail olunmaz mı ki bu bedenlerde Sen'in devrine
Geçici yangınlara dayanırız biz en son demde Sen varsın diye
Ve artık men' ettik arındırdık muradımızı
Şüheda borcuyla yıkadık ah-u efganımızı
Kesildi ikindiler ve bıraktı bizi güzide refikler
Velakin kelime anlamsızlığında bile firar etti kalemler
Gayrı ne kelime dayanıyor Sen'i anlatmak adına
Ne de kalemim yazıyor boynu bükük kağıdıma
Bizimkisi bir aşk ifadesi birazda yangınlık
Zedelense de sevgiler Hak ikliminde istediğimiz bir uyanıklık
Gelmek istedik hep kanunlu dünya bırakmadı bizi
Akabinde ilkbahar yalınlığında asi bir rüzgar savurdu benliğimizi
Ve ben dedim hep kalakaldım
Ben'likten artık çıkıp Hakk'a dayandım
Niyazım Cenab-ı Hakk'adır feryadım mesafelere
Beşer sıfatıyla düştüm yola beşaretimle
Rabbim kulum desin Nebisi ümmetim
Bu yazılanlarda iki cihanda olsun en a'la niyetim
Ne akılmış Ya Nebi ne mizan
Nurunu görüp te doğruyu bulamayan
Hayali bile güzel aslında küçük bir umutta olsa
Ben bittim-kalem yitti- aşkımda inşaallah en ulviler fırkası sınıfından ola
SELAM SANA NUR-U DİLARA- HALİT ÖZDÜZEN
Selam sana ya Muhammed Mustafa
Gelişini haber verdi Nebîler,
Son dönemde gelir Ahmed dediler,
Melekler yoluna güller serdiler,
Selam sana ya Muhammed Mustafa
Nûr-ı çeşmin gönüllerde zevk sefa.
İsrafil ninniler söyledi cana,
Çocuklukta özlem duydun babana,
Anam babam feda olsunlar sana,
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Ruhu nakşın gönüllere pür şifa.
Gençliğinde cesur, mert bir civandın,
Doğruluğa ta yürekten inandın,
Muhammed ü’l-emin unvanı aldın,
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Cemâlin benzerdi hüsn-ü Yusuf’a.
Ceddin İbrahim’in Hanif dininde,
Bazen tüccar oldun Kenan ilinde,
Yalan yanlış yoktu senin dilinde,
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Meleklerde olmaz sendeki vefa.
Mirâcına şahit oldu âlemler,
Sevenler müjdeli haberi bekler,
Firâkından yandı bütün felekler,
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Gelmek istiyorum senin tarafa.
Ağzında dualar, gözlerin yaşlı,
Çocukla çocuktun, yaşlıyla yaşlı,
Oldukça vakurdun, hep ağır başlı,
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Şöhretin yazıldı nurlu Mushaf’a.
Konuşurken sesin gayet sakindi,
Bakışın kararlı, gözler emindi,
Firdevs dedikleri Cennet tenindi,
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Allah remzeyledi mim-i hurûfa.
Tenin gül kokardı, nefesin reyhan,
Dünyada sultandın, ukbada sultan,
Seni görmek ister bu fakir her an
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Şefâatin göster koyma A’râfa.
Ahlâkın Kuran’dı âdabın Furkân,
Ashâbın ışıktı, Ehl-i beyt nurdan,
Resul ayrılamaz çâr-ı yarından,
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Ehl-i beyte canlar feda bin defa!
Şah Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin,
Sevdam Zeynep ile Zeynel Abidin,
Sensin kıblem, sensin Kevser, sensin din!
Selam sana ya Muhammed Mustafa,
Her zerrene canım feda bin defa.
YA RESULALLAH- MUSA AYDIN
Sen ruhsun, biz beden ya Resulallah
Beden ruh olmadan neye yarar ki
İnsanlık gemidir, sen de Nuh’usun
Gemi Nuh olmadan neye yarar ki
Âlem bir bahçeyse, sensin bahçıvan
Bahçe bahçıvansız, neye yarar ki
Varlık damarında dolaşan kansın
Damar olsa kansız, neye yarar ki
Sen gülsün, melekler şeyda bülbülün
Bülbül, gül olmadan neye yarar ki
Şah gül-i gülzar-ı marifet sensin
Şahgülsüz gül, sünbül neye yarar ki
Hilkat sinesinin atan kalbisin
Kalp olmadan sine neye yarar ki
Âşık pervaneler, şem’inde yanar
Şem’isiz pervane neye yarar ki
Manzumey-i hakta güneştir yerin
Manzume güneşsiz neye yarar ki
Faziletler beden olsa, sen başsın
Beden olsa başsız neye yarar ki
Sen her güzelliğin zirvesindesin
Sen olmadan güzel, neye yarar ki
Aşkın gazelinin şah beyti sensin
Sen olmadan gazel, neye yarar ki
Hakka giden yolda en son menzilsin
Sen olmazsan menzil, neye yarar ki
Mahfil-i uşşakın şem’i sensin sen
Şem olmazsa, mahfil neye yarar ki
Beden, Kabe’ye, ruh sana yönelir
Sen olmazsan, Kabe neye yarar ki
Gönül evi sensiz bir harabedir
Ev olsa harabe, neye yarar ki
Padişah-ı mülk-i hakikat sensin
Bir mülk, padişahsız neye yarar ki
Sırlar kapısının miftahı sensin
Bir kapı miftahsız, neye yarar ki
Canlar sana ikrar etse, pak olur
Bir can pak olmadan, neye yarar ki
Yol sana varırsa, ancak hak olur
Bir yol hak olmadan, neye yarar ki
Mey-i aşkın, âşıkları mest eder
Mey sarhoş etmezse, neye yarar ki
Öten bülbüllerin, senası sensin
Bülbüller ötmezse, neye yarar ki
Bi-neva olanın nevası sensin
Nevasız bi-neva, neye yarar ki
Dua edenlerin âmini sensin
Âminsiz bir dua neye yarar ki
Varlık sedefinin cevheri sensin
Cevhersiz bir sedef, neye yarar ki
Sana gelmeyenler, hedef şaşırır
Şaşırılmış hedef, neye yarar ki
Basiretli gözün ışığı sensin
Göz ışıksız olsa, neye yarar ki
Sen hak söyleyen dillerin nutkusun
Dil nutuksuz olsa, neye yarar ki
Canların cananı sensin, ey Habib
Can canan olmadan, neye yarar ki
Hak sözün delili, burhanı sensin
Söz burhan olmadan, neye yarar ki
Mecnun olanların Leyla’sı sensin
Mecnunlar Leyla’sız neye yarar ki
Bizler köleleriz, sen de mevlamız
Köleler mevlasız, neye yarar ki
Âlemin sebeb-i vücudu sensin
Sen olmadan, vücut neye yarar
Namaz, kunut senle mana kazanır
Sensiz namaz, kunut, neye yarar ki
35-SEVDİM SENİZ - H.BASRİ CANTAY
Sevdim seni hep canlara canan diye sevdim
Bir ben değil alem sana kurban diye sevdim
Ecram-ı felek levh-u kalem mest-i nigahın
Didarına aşık ulu Yezdan diye sevdim.
Mahşerde nebiler bile senden medet ister
Gül yüzlü melekler sana hayran diye sevdim.
Aşkınla buhurdan gibi tütmede bu kalbim
Sensiz bana cennet bile hicran diye sevdim.
Ta arşa çıkar her gece aşıkların ahı,
Asilere lutfun yüce ferman diye sevdim.
Doğ kalbime bir lahzacık ey nur-u dilara
Sevdanı gönül derdine derman diye sevdim.
Bülbül de senin bağrı yanık aşık-ı zarın
Feryadı bütün ateş-i suzan diye sevdim.
Huriler ezelden beri şeyda-yı cemalin
Yanmıştı sana yusuf-u kenan diye sevdim.
Evlad ü iyalden geçerek ravzana geldim
Evsafını methetmede Kuran diye sevdim.
Kıtmir'inim ey şah-ı Rasul kovma kapından
Alemlere rahmet dedi Rahman diye sevdim.
Şeyda kuluna eyle nazar merhametinle
Bir lahza nazar en büyük ihsan diye sevdim.
EY ALEMDAR-I RESUL EY YAR-I FAHRUL-MERSELİN - BAHTİ(I.AHMED)
Gazel
Ey ‘alemdâr-ı Resûl ey yâr-ı fahrü'l-mürselîn
Zât-ı pâkin Rûm'a rahmet kıldı Rabbü'l-‘âlemîn
Hâk-i Rûm'a tohm-ı İslâm'ı sen ekdin evvelâ
Meyvedâr olsa n'ola zâhir-i eşcâr-ı dîn
Feyz alırsın nükhet-i enfâs-ı Ahmed'den müdâm
Bu türâb-ı türbene reşk etse lâyık müşg-i Çîn
Tâ ezelden Âl-i Osmân'ın çün oldun yâveri
Bana dahi yâver ol ey fahr-i ashâb-ı güzîn
Eyle himmet Bahtî'ye dergâhına geldi senin
Eyle himmet ser-be-ser feth eyleye a'dâ ilin
İLGİLİ İÇERİK
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER
19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ
BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER
- << Önceki
- Sonraki