Kullanıcı Oyu: 3 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

HÜRRİYET-ÖZGÜRLÜK ŞİİRLERİ

SAYFA:1/01-10

1-HÜRRİYET - HALİDE NUSRET ZORLUTUNA

Bana bakın güzel kuşlar, özgür kuşlar!
Nedir bu telaş, bu gürültü, bu şenlik?
İnsanlara nispet olsun diye mi?

Biliyoruz dallar sizin
Kervan geçmez yollar sizin
Mesafeler, yakın gökler
Hep sizin.

Biz,
Kara toprağa bağlıyız ayaklarımızla
Ne çıkar, omuzda kanat olmasın kuzum, ne çıkar?
İçimizde bir şeyler var kanatlı
İçimizde gökler
Sizinkinden daha geniş, daha derin.
Mesafelere gülüyor hayalimiz.

Güzel kuşlar, aptal kuşlar
Böbürlenmeyin bize.
İçimizde kanat çırpıyor hürriyetlerin en güzeli, içimizde!



HÜRRİYET KASİDESİ- NİYAZİ AKINCIOĞLU

Söylesem söz olur,
Söylemesem dert:
Dilimin ucunda zindanlar saklı
Zindanlar: Sıra sıra,
Kara kara serviler ardında
Hapishane yazar kapılarında.
İnsanlar içindir,
Ve demirdir
Kapıları
Gardiyan açar, gardiyan kapar.
Yedi kat yerin altından
Kan
Ve ateşten
Ve dağlarla güreşten
Sonra mamul kapılar:
İnsanlar içindir.
Gardiyan açar,
Gardiyan kapar.

Ve yalnız,
Elleri sabunlu
İstanbullu
Bir çingene izinsiz girer
İzinsiz çıkar.
Kan tutuyor beni, bağıracağım;
Bu dağlar bizimdir âlemin değil!
Alnını karışlarım
Dostlarım;
Kardaşlarım
Sizden gayrının!
Ben dosta lokmamı veririm.
Fakat bir gün gelirse
-Ölmüş bile olsam-
Südün helal olmasın anam,
Bitmezsem mezarımdan,
Mantar gibi,
Ot gibi,
Ağaç gibi,
Ordulara, tanklara karşı.
Şarkımız malum;
(Çanakkale içinde aynalıçarşı)
Zindanlar; ayın altında
Zindanlar; suyun üstünde;
Yandan akar çeşmeleri.
Öpülesi döğmeleri;
İnsanlar doldurur hapishaneleri.
İnsanlar:
Kalebent,
Boynunda lale;
İnsanlar:
Hürdür!



HÜRRİYETE ÖVGÜ - NECATİ CUMALI

Boşuna değil dökülen kan
Hatıran daha aziz çıkacaktır
Bu felaket senelerinden
Asırlardır bu böyledir
Bütün kötülükler geçer
Yaşar iyi ve güzel olan

Sen çalışmanın ve düşünmenin hakkısın
Kanunların, nizamların üstünde
Talihisin insanlığın
Her sevgi hayatla biter
Yalnız senin aşkın kalır
Genç çocuğa babadan

Boşuna değil dökülen kan
Şehirlerde, köylerde çocuklar büyüyecektir
Daha zeki daha çalışkan
Bütün acılar unutulacak
Şarkılar daha yürekten söylenecektir

Yıkılan evler köprüler
Daha sağlam kurulacaktır tekrar
Yeniden fabrikalar yükselecek
Tarlalar genişleyecektir

Boşuna değil dökülen kan
Tarihin akışından anlıyorum
Kuvvet zamanla yıkılır
Yalnız senin uğrunda ölür insan
Yarası acımadan…



HÜRRİYETE DOĞRU - ORHAN VELİ KANIK

Gün doğmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
İçinde bir iş görmenin saadeti,
Gideceksin
Gideceksin ırıpların çalkantısında.
Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı;
Sevineceksin.
Ağları silkeledikçe
Deniz gelecek eline pul pul;
Ruhları sustuğu vakit martıların,
Kayalıklardaki mezarlarında,
Birden
Bir kıyamettir kopacak ufuklarda.
Denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
Bayramlar seyranlar mı dersin,
Şenlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları, teller, duvaklar,
Donanmalar mı?
Heeey
Ne duruyorsun be, at kendini denize:
Geride bekliyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun, Her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere...



5-HÜRRİYET DEDİKLERİ SAHTE İLAÇ-İLHAN YÜKSEL

Hürriyet dedikleri
Şu yalan sahte ilaç
Elini bağlar kolun
Kırar derki haydi kaç

Kavuk salla bük boyun
Sakın geri uç olma
Ol sürüde bir koyun
Hele ki koç hiç olma

Soyul dişin sökül de
Sus konuşma suç olma
Çevir başın bükül de
Ya sürüde hiç olma

Ya terk edip yaban ol
Yere düşmüş taç olma
Ya sürüde çoban ol
Kemik kap muhtaç olma

Koyun gibi aydın ol
Yola gelmez güç olma
Kap bir köşe saygın ol
Hele işsiz hiç olma

Ya razı ol ya kaçta
Kasab için koç olma
İster aç ol muhtaçta
Piçe it zangoç olma

Adam ol derler sakın
Diyar diyar kaç olma
Seyyadı bi insafın
Emrindeki piç olma

Koyun gibi sayılan
Kasaba dost geç olma
Böbürlenip yayılan
Gözü dönmüş aç olma

Olma be kardeşim hiç
Ne koyun ol kasaba
Ne Bizans elinde güç
Ne sayıl gir hesaba



HÜRRİYYET MARŞI -ZİYA GÖKALP

Yaklaştı Yıldız’ın inkirâz günü
Bozuldu yaldızı, çıktı düzgünü
Siyaset mahkûmu, jurnal sürgünü
Germeğe gelecek şanlı düğünü.

Toplanın kardeşler, bayrak açalım
Yıldız’ın üstüne ateş saçalım.

Bir millet efradı hep me’yûs oldu
Ya mahbûs ya menfî ya casus oldu
Padişah millete bir kâbus oldu
Vücûdu vatana çok menhus oldu,

Toplanın kardeşler, bayrak açalım
Yıldız’ın üstüne ateş saçalım.

Kükreyen arslana zincir takılmaz
Adalet zalime merhamet kılmaz
Vatanın mahvına sessiz bakılmaz
Bir saray yakılır, bir mülk yakılmaz.

Toplanın kardeşler, bayrak açalım
Yıldız’ın üstüne ateş saçalım.

Daha mı zalimler bidâd edecek?
Bir millet zincirde feryad edecek?



HÜRRİYET(LİBERTE)  - PAUL ELUARD

Okul defterlerime
Sırama ağaçlara
Kumlar kar üstüne
Yazarım adını

Okunmuş yapraklara
Bembeyaz sayfalara
Taş, kan, kağıt veya  kül
Yazarım adını

Yaldızlı tasvirlere
Toplara tüfeklere
Kralların tacına
Yazarım adını

Ormanlara ve çöle
Yuvalara çiğdeme
Çın çın çocuk sesime
Yazarım adını

En güzel gecelere
Günlerin ak ekmeğine
Nişanlı mevsimlere
Yazarım adını

Gök kırpıntılarıma
Güneş küfü havuza
Ay dirisi göllere
Yazarım adını

Tarlalara ve ufka
Kuşların kanadına
Gölge değirmenine
Yazarım adını

Fecrin her soluğuna
Denize vapurlara
Azgın dağın üstüne
Yazarım adını

Bulutun yosununa
Kasırganın terine
Tatsız kaba yağmura
Yazarım adını

Parlayan şekillere
Renklerin çanlarına
Fizik gerçek üstüne
Yazarım adını

Uyanmış patikaya
Serilip giden yola
Hınca hınç meydanlara
Yazarım adını

Yanan lamba üstüne
Sönen lamba üstüne
Birleşmiş evlerime
Yazarım adını

İki parça meyveye
Odama ve aynaya
Boş kabuk yatağıma
Yazarım adını

Obur köpekçiğime
Dimdik kulaklarına
Acemi pençesine
Yazarım adını

Kapımın eşiğine
Kabıma, kacağıma
İçimdeki aleve
Yazarım adını


Camların oyununa
Uyanık dudaklara
Sükutun ötesine
Yazarım adını

Yıkılmış evlerime
Sönmüş fenerlerime
Derdimin duvarına
Yazarım adını

Arzu duymaz yokluğa
Çırçıplak yalnızlığa
Ölüm basamağına
Yazarım adını

Geri gelen sağlığa
Kaybolan tehlikeye
Hatırasız ümide
Yazarım adını

Bir tek sözün  şevkiyle
Dönüyorum hayata
Senin için doğmuşum
Seni haykırmaya

Çeviri: Melih Cevdet ANDAY - Orhan Veli KANIK

Şiirin Aslı: Liberté




HÜRRİYET - ARİF NİHAT ASYA

Avare geçen ömrü omur zannederiz;
Yolcum, suyu keyfinde yürür zannederiz.
Gıptayla bakıp, zaman zaman gökyüzüne
Rüzgârları hür, kuşları hür zannederiz.



ADIM HÜRRİYET - GÜLAY ARUÇ

Karanlıkları hazırdan harcarım
Aydınlıklar bitmesin diye hep cebimde saklarım
Yakalamayın vurmayın
Bu sefer öksede Ben varım.

Adım Hürriyet
Ben bazen çocuklaşırım
Köşe bucak saklanırım
Yakalamayın vurmayın
Bu sefer öksede Ben varım.

Neşemi çalmayın
Hüznüme karışmayın
Kurşununuz biter! Vurmayın
Adım Hürriyet
Bu sefer öksede Ben varım.



10-HÜRRİYET - MEHMET AKİF ERSOY

"Hürriyeti aldık!" dediler, gaybe inandık;
"Eyvah, bu bazicede bizler yine yandık!"

Cem'iyyete bir fırka dedik, tefrika çıktı:
Sapsağlam iken milletin erkânını yıktı.

"Turan ili" namiyle bir efsane edindik;
"Efsane, fakat, gaye!" deyip az mı didindik?

Kaç yurda veda etmedik artık bu uğurda?
Elverdi gidenler, acıyın eldeki yurda!

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER

 




SAYFA:2/11-20

11-HÜRRİYET KASİDESİ - NAMIK KEMAL

Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten
Çekildik izzet ü ikbal ile bâb-ı hükûmetten

Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez iânetten

Hakîr olduysa millet, şânına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher, sâkıt olmaz kadr-ü kıymetten

Vücûdun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gâm râh-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten.

Muini zâlimin dünyada erbâb-ı denaettir
Köpektir zevk alan, sayyâd-ı bi-insâfa hizmetten

Hemen bir feyz-i bâkî terk eder bir zevk-i fânîye
Hayatın kadrini âli bilenler, hüsn-i şöhretten.

Nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler
Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten.

Cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim
Utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten

Felekten intikam almak, demektir ehl-i idrâke
Edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedâmetten

Durup ahkâm-ı nusret ittihâd-ı kalb-i millette
Çıkar âsâr-ı rahmet, ihtilaf-ı rey-i ümmetten

Eder tedvîr-i âlem bir mekînin kuvve-i azmi
Cihân titrer sebât-ı pây-ı erbâb-ı metânetten

Kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar
Fütur etme sakın milletteki za'f u betaetten

Değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı
Felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten

Ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir
hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten

Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyânız kim
Muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten

Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim
Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten

Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette
Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten

Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten

Kemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın
Müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten

Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin
Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten

Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
Ki ednâ zevki âlâdır vezâretten sadâretten

Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim
Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten

Müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir
Vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükümetten

Civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ey bidâd
Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten

Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten

Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret
Ezilmez şiddet-i tazyikten te'sir-i sıkletten

Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten

Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
Cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten

Ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl
Cihanı sensin azad eyleyen bin ye's ü mihnetten

Senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et
Hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten

Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten

Hürriyet Kasidesi'nin Açıklaması:

çağın değer yargılarını doğruluktan ve samimiyetten sapmış görerek
kendi arzumuz ve saygınlığımız ile devlet kapısından ayrıldık.

kendini insan bilenler halka hizmet etmekten usanmaz,
mürüvvet sahibi olanlar zavallılara yardım etmekten kaçınmaz.

eğer millet, hor görülmüşse onun şanına bir eksiklik geleceğini sanma;
yere düşmekle cevher, değerinden özünden birşey kaybetmez.

vücudun mayası, vatan toprağıdır;
bu vücut, acı ve sıkıntı içinde vatan yolunda toprak olursa, en küçük bir üzüntü duyulmaz.

dünyada zalimin yardımcısı, aşağılık kimselerdir;
insafsız avcıya hizmetten zevk alan ancak köpektir.

hayatın değerini şöhretin güzelliğinden üstün tutanlar ile
geçici zevklere ebedî feyiz tercih edilir.

insanlarda hayatın uzamasına bunca düşkünlük nedendir;
insan emaneti koruyacağı yerde ondan niçin menfaat bekler?

kişi dünyada herkesten kendini alçak görür, ayıplanmaktan kaçınır,
fakat kendi nefsinden utanmaz.

akıllı ve bilinçli olanların, yaptıklarından pişman olup çalışmalarını artırması ve bunlardan ders alması, felekten intikam almak demektir.

başarının, üstünlüğün değeri, milletin gönül birliğinde durur;
koruma ve kollama eserleri ise ümmetin düşüncesinin çarpışması ile çıkar.

iktidar sahibi bir kişinin azim gücü, dünyanın bir düzene girmesini sağlar;
metanet sahibi kişilerin ayaklarını sağlam basması ile cihan titrer.

kader, her feyzini, her lütfunu bir zaman için saklar;
milletteki gevşeklikten, zayıflıktan sakın korkma!

zincire vurulmuş aslana ayaklarının güçsüzlüğü töhmet değildir;
bu dünyada nasipsiz himmet sahiplerinden talih utansın.

ışık yüksekliğin doruğundan uzaksa çaresizliktendir;
tabiat yerde sürünen kabiliyetten utansın.

biz o osmanlılar boyunun ulu soyundanız;
mayamız, bütünüyle şehadet kanıyla karılmıştır.

biz o yüce hamiyetli, çalışkan ve güçlü kişileriz ki
bir küçük aşiretten dünyaya hükmeden bir devlet meydana getirdik.

biz o yüce yaratılışlı milletiz ki
hamiyet meydanında ayaklar altında toprak olmaktan bize ölüm daha iyi gelir.

hürriyet mücadelesi korkulu ateş olsa ne dert,
yiğit olan bir insan gayret meydanından kaçar mı?

cellâdın can yakan kemendi acımasız bir ejder bile olsa,
yine bin defa esaret zincirinden daha iyidir.

felek her türlü eziyet yollarını toplasın gelsin,
millet yolunda hizmetten dönersem kahpeyim.

bu yolda çektiğim acılar, sıkıntılar anılsın;
bunun en basit zevki bile vezirlikten, sadrazamlıktan daha iyidir, yücedir.

vatan, bir vefasız alaycı sevgiliye dönmüş,
aşkına bağlı olanları gurbet acılarından ayırmıyor.

korkudan, yalvarma yakarmadan uzağım;
benim yanımda görevim menfaatimden, hakkım hükûmetin kötü niyetlerinden daha üstündür.

ey adaletsiz, milletin yiğitleriyle mücadeleden sakın;
senin zulmünün kılıcı hamiyet kanının ateşi karşısında erir.

zulüm ile, işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak ne mümkün;
eğer kendinde bir güç görüyorsan insanoğlundan idraki kaldırmaya çalış.

gönülde çalışma gevheri, elmas cevherine benzer;
ağırlığın tesirinden, baskının şiddetinden ezilmez.

ey hürriyetin güzel yüzü, sen ne büyüleyici imişsin.
gerçi esaretten kurtulduk derken senin aşkının esiri olduk.

şimdi kalbi fethedecek güç sendedir, güzelliğini gizleme;
güzelliğin, milletin nazarlarından ebediyete kadar uzak kalmasın.

ey geleceğin umudu, sen ne can dostuymuşsun;
dünyayı bütün üzüntü ve sıkıntılarından kurtaran sensin.

hükmetme çağı senindir, hükmünü dünyaya geçir;
allah yüceliğini her türlü belâlardan korusun.

ey yaralı kükreyen aslan, senin gezdiğin güzel sahralar zulmün köpeklerine kaldı,
artık gaflet uykusundan uyan!



HÜRRİYETE GİDİŞ - ECE AYHAN

Bu davul sesleri niçin?
Serin yaz ikindisinde
Gözler nemli
Parlıyorlar da
Gök hiç böyle olmazdı
Hiç böyle açık
Rüzgâr heyecanlı
İnsanlar gibi
Rüya vadilerinde
Mevsimsiz çiçekler açmış
Güneş yağmuru altında
Gençler var
“Artık şarkılar söylenecek
Hürriyete dair
Dağlara dağlara
Altın yeleli atlar.



HÜRRİYET BAYRAMIMIZ - BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR

Bugün tarih boyunca hür yaşamış bir millet,
Üstüne çökse dünya, hürriyet ister elbet!

İnsan için hürriyet, ekmek gibi, su gibi,
Hürriyetsiz sürünmek, ölüm uykusu gibi..

Üç kıtada sayısız devlet kurmuş Türklere,
Sömürge halkı gibi kim bakacak boş yere?

Türk’ü sömürge halkı gibi esir yaşatmak,
İnsan arslanı demir gibi bir kafeste kuşatmak,

Çaresiz ve tedbirsiz kalmış olsa da yine
Bunu Türk’e hoş görmek, yapmak kimin haddine?

Türk nasıl gündüz gözü geceye sapabilir?
Ne sultan yapabilir, ne düşman yapabilir?

Birinci Cihan Harbi, çullanmış bütün cihan:
Türklük için en çetin, en karanlık bir zaman..

Atatürk başa geçip silkinince ansızın,
Türklük hakkından gelmiş bin türlü imansızın,

Hür yaşamak azmini görürüz insanda biz,
Göğsümüz kabararak 23 Nisan’da biz.
 

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi