Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 



SAYFA:3 / 21-30

21-GURBET ELDE- A. EROL GÖKSU

Ne dost vardır, ne arkadaş
Geçmez günler gurbet elde
Kahrolursun yavaş yavaş
Geçmez günler gurbet elde

Gönlün kırık, küskün olur
Dudakların suskun durur
Sıla senin tutkun olur
Geçmez günler gurbet elde

Yabancıdır bakan gözler
Uzanmaz ki sırta eller
Çektiğini bilemezler
Geçmez günler gurbet elde



ACI GURBET-OZAN ARİF

Çilelerim köprü oldu Tuna'ya,
Dilimden anlamaz kulun Almanya.
Döneceğim günü hep saya saya,
Ömrümü tüketti yılın Almanya.

Ne çıkardın beni ne de batırdın,
Emeğimi yiye yiye bitirdin,
Gençliğimi benden aldın götürdün,
Bana mı kalacak malın Almanya?

Yıllar var hasretim, yârana dosta,
Isıcak bir çorban görmedim tasta,
Sana sağlam geldim, eyledin hasta,
Zıkkım olsun paran, pulun Almanya.

El gibi sıraya katışamadım,
Evlat oldum elden tutuşamadım,
Anam, babam öldü yetişemedim,
Köyüme çok uzak yolun Almanya

Ne murat almışım, ne de alırım,
Daha çok vatana hasret kalırım,
Vâde dolar bir köşende ölürüm,
Ârif'i götürür salın Almanya.


GURBET-SÜREYYA BERFE

Ayışığı unuttu karları
Nerdeyse tipi çıkar
Yaralı bir keklik
Uçtu önümden
Bende kaldı kanadı



GÖNÜL EĞLENİR Mİ GURBET ELLERDE-RUHSATİ

Gönül eğlenir mi gurbet ellerde
On dokuz bölüklü kız olmayınca
Garip bülbül gibi öter dillerde
Açılıp gülleri yaz olmayınca

Ne müşküldür karlı dağı devirmek
Yönün sevdiğine doğru çevirmek
Âşıka şayeste türkü çağırmak
Onun da tadı yok saz olmayınca

Sevda dolu Ruhsati'nin meyinde
Ah ü zârım kaldı kaşı yayında
Sevdiğim Hafik'in Gulam köyünde
Bu yıl da gidemem yaz olmayınca



25-KURTULAMAM ÜÇ NESNENİN ELİNDEN-GEVHERİ

Kurtulamam üç nesnenin elinden
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Üçü bilmez birbirinin halinden
Biri firkat biri gurbet biri aşk

Aşktır beni sevda ile söyleten
Firkattir cevr ile sinem dağlayan
Gurbettir gözümden kanlar akıtan
Biri firkat biri gurbet biri aşk

Bahri gibi ummanları yüzdüren
Mecnun gibi sahraları gezdiren
Ferhad gibi dağlar başın kazdıran
Biri firkat biri gurbet biri aşk

Ben bilirim benim aklım şaşıran
Beni sevdiğimden cüda düşüren
Muhabbet deryasın baştan aşıran
Biri firkat biri gurbet biri aşk

Gevheri der dersim aldım hocadan
Okuyup hatmettim kara heceden
Koç yiğidi pir eyledin kocadan
Biri firkat biri gurbet biri aşk



GURBET GECELERİ -EMİN BÜLENT SERDAROĞLU
 
Uzak denizlere tenhâca gözlerim dalıyor,
Derin çöl akşamı üstüme sessiz alçalıyor.
Uzakta Akdeniz’in vecd-i lâl ü tenhâsı
Ufukta çöllerin esrâr-ı hüzn ü ru’yâsı
Bu çöllerin ılık akşamlarında güller erir;
Mesâ… bu ufk-ı sükûtun sükûn-ı iffetidir…
Yavaş yavaş yine evlerde lâmbalar yanıyor
Gönül, ipekli karanlıkta bir hayâl anıyor
Odam, felaket-i zulmetle pür-memât-ı gubâr;
Ne bir kadın eli, heyhât ne bir tebessüm var.
Odamda lambamı hep böyle kimseler yakmaz…
Teselli et beni ey zulmet… ey leyâl-i niyâz!
İçimde şimdi benim eski şerhâlar kanıyor,
Yavaş yavaş uzak evlerde lambalar yanıyor…
 
 
Uzakta, tâ Nil’in üstünde zirveler nâ-gâh
Beyazlaşıp şeb-i hücrâya doğru kasvet-i mâh…
Ziyâda hurmalar olmuştu bir hayâl-i serâb
Ayın ziyâsını içmişti mahremiyet-i âb
Uzakta kâfilere, kârbânlar, develer
Gunûde bir çayı ta’kîb edip cenûba gider.
Dikenli bir yolun üstünde tozlu bir merkeb.
Semâda yolcuya yol gösteren hayâl-i zeheb…
 


GURBET AKŞAMLARI – NAİMA ÖZEREN

Gurbet akşamları bir başka ağır.
Sıla burcu burcu içinde şimdi.
Neylersin kadere boyun eğmek var,
Doğduğun yer nerde, sen neredesin?

Başlık parasını ödemek gerek,
Düğün için satıldı emektar inek.
İnce narin omuzların yükü çok ağır
Gurbet artık farz oldu, çalışmak gerek.

Oyalı al yazması başında,
Peştemalı kalmış fındık dalında.
Ellerinin kınası henüz solmadan
Çıkmış gurbete yaylagüzelim.

Ey gözleri sürmelim, nazlı gelinim,
Ayrılık ateşi yanar içinde.
Okusun oğullar, kızlar hep işte,
Bu nasıl adalet bir de sen söyle…

Umutlar içinde birer tomurcuk,
Açacak mutlaka vakti gelince,
Açacak dağ güllerim, kardelenlerim,
Ayşegül’üm, Alime’m, Hatice’m benim.

İnsanlar çağ atlıyor, aya çıkıyor.
Neden bu genç insanlar cahil kalıyor?
Dün çiçek desteleyen ellerin
Bak bu gün ne güzel kalem tutuyor?

Uyuyup kaldın mı beşik başında
Ev halkı senden yemek beklerken?
İnek mi hastalandı sen okuldayken?
Derse ne zaman çalıştın Ayşe’m?

Okuyun kızlarım, gelecek sizin.
Uyanın uykudan bu vatan sizin.
Yarın çocuklarınız hesap sorarsa
Biz de görevimizi başardık deyin.



ACIMASIZ GURBET...- HÜSEYİN YANMAZ

gurbet gurbet dedim durdum
acımasız çıktın karşıma gurbet
hep sol yanıma bir ağır vurdun
gurbet artık çekilmez oldun

gurbet elde bahtım kara
kimsem yok ki derdimi sora
içim dışım oldu hep yara
gurbet artık çekilmez oldun

buralarda artık yaşanmıyor
kimse beni anlamıyor
acıdan kurulu dört yanım
gurbet artık çekilmez oldun

dinmedi bir gün olsun acılarım
nerde kaldı kardeş benim bacılarım
el vurmadan sızılıyor yaralarım
gurbet artık çekilmez oldun

gurbet yine aynı gurbet
giden benim gençliğim oldu
bak bedenim sararıp soldu
gurbet artık çekilmez oldun

Hüseyindir adım derdim çoktur
yıllardır derdime bir çare yoktur
gençliğim gitti şu gurbet ellerinde
gurbet artık çekilmez oldun...


GURBET-FUNDA FİLİZ KOTAN

Yaz gününde karlar yağdı başıma,
Giden ömre, dur denilmez boşuna,
Kırgın olma dar gününde eşine,
Kalem gurbet, kâğıt gurbet, yar gurbet.

İçin için yanar yürek derinden
Gözyaşları çağlar akar teninden,
Ayrılır mı seven nazlı yârinden,
Kalem gurbet, kâğıt gurbet, yar gurbet.

Uzak olur şu gurbetin yolları,
Dikenlidir yokuşları düzleri,
Kokusuzdur karanfili, gülleri,
Kalem gurbet, kâğıt gurbet, yar gurbet.

Başın belli değil sonun da senin,
Anlımın yazısı karalı benim,
Dertlerim olmuş sıralı benim,
Kalem gurbet, kâğıt gurbet yar, yar, yar gurbet.



30-GURBET- ABDURRAHİM KÜÇÜK

Elime bağlayıp çelik kelepçe
Oturup karşımda ağlama gurbet
Bana karalara bulup gerekçe
Kendine mor’unu sağlama gurbet

Önce ekmek deyip çekip içine
Saçları aklara yeğleme gurbet
Azgını beğ görüp sümbül reçine
Kimsesize ümidi yağlama gurbet

Çullu zalimlere verip fidemi
Beni yad'ellerde eyleme gurbet
Sırtımın terinde duyup midemi
Çökük viranemde çağlama gurbet

Halden anlamayan yaban tayını
Vuslatıma araç yollama gurbet
Çakala kaptırıp aslan payını
Kuru dağarcığı sollama gurbet

Kurtlara verip de kuşun tahtını
Sahte adaleti böyle’me gurbet
Zalimlere açıp haşin bahtını
Yılana azığın söyle’me gurbet

Düşürüp Aslanı kalleş ağına
Yârene teselli yollama gurbet
Baykuşa yurt edip gülleş bağını
Garibi çöllerde dallama gurbet

Bırak devam olan oynak âhına
Taze tomurcuğa ağlama gurbet
Al götür kendini acem şahına
Beni sürmelimden eğleme gurbet

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi