Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

AŞK ŞİİRLERİ

SAYFA:1/ 01-10

1-BİR AŞK ŞARKISI YAZMAK İSTERDİM SENİN İÇİN - ARİF DAMAR

Bir aşk şarkısı yazmak isterdim senin için
Unutulmasın ebediyete kadar
Sensiz geçen anılarım gibi hazin
Ve aşkımızla yüklü olsun mısralar.

Bir aşk şarkısı yazmak isterdim senin için
Sığdırsın içine bütün güzellikleri
Semanın maviliğini ve sonsuzluğunu sevgimizin
Ve bitsin "Seni Seviyorum"la cümleleri.

Bir aşk şarkısı yazmak isterdim senin için
Yalnız söleyebilelim sen ve ben
O şarkıdır ki ılık bakışlarında gözlerini
Gölgeler halinde dile gelir.

Bir aşk şarkısı yazmak isterdim senin için


 
AŞK ŞİİRLERİ – İSMAİL UYAROĞLI

Niye hep kırmızıdır
Aşk şiirleri
Ve niye kanarlar
Yazarken çünkü şairler
Kalemlerini
Yüreklerine banarlar



AŞK VE ŞİİR – İSMAİL UYAROĞLU

Elin elimdeyken okuduğum şiir
Yüzünü ışığıyla yıkayıp
Kayınca ürpertilerle
Boynunun saydam ipeğinden
Beyaz, hülyalı göğsüne
Usulca uyanır memelerin
 
Şiir mi aşkın çocuğu
Sevgilim, aşk mı şiirin?



KARA SEVDA - BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

...ve nihayet gelip çattı
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı.
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
kara kara kazanlarda kaynadı
Diyar diyar al kanlara boyandı
Türkülerde ateş alev yandı tutuştu
Gördes kiliminde nakış
Minyatür bahçelerinde suret kesildi.
Ve nihayet gelip çattı
Elveda belirsiz bedava sevince
Uçan kuşa eşe dosta elveda
Bütün haşmetiyle gelip çattı
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı.



SİTEM-BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

Önde zeytin ağaçları arkasında yar
Sene 1946
Mevsim
Sonbahar
Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
                      Dalları neyleyim
Yar yoluna dökülmedik dilleri neyleyim
Yar yar... Seni karasaplı bıçak gibi sineme
                                                        sapladılar
Değirmen misali döner başım
Sevda değil bu bir hışım
Gel gör beni darmadağın
Tel tel çözülüp kalmışım
Yar yar...
Canımın çekirdeğinde diken
Gözümün bebeğinde sitem var



5-YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK - 1 - ADNAN YÜCEL

Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yoksa...

Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik hep aynı telden
aynı sesten, aynı yürekten
dağlara biz verirdik morluğunu,
henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...

Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

Saraylar saltanatlar çöker
kan susar bir gün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler...

Şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey her şey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!



YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK -2 - ADNAN YÜCEL

Bir bir çekilirken teslim bayrakları
Ve kaçmalarla uzarken
Göçmelerle tozarken Avrupa yolları
Durdu bir avuç yiğit
Bir tutam kır çiçeği
Ölüm dediğiniz de ne ki
Gözümüzde hainler kadar küçük
Ve zafere inancımız
Ölümsüzleşen ölümler kadar büyük
Onlar ki bir ayrıkotu tarlasında
Bir tutam çiçektiler
Binlerce ihanet çirkinliğinde
Bir avuç direnci güzellediler
Hiç bir şey bitmemişti daha
Gülerek girdiler zulüm tufanına
Ölerek girdiler
Ve en dayanılmazında tufanların
Adlarını bile söylemediler

Yüreklerin karartılıp satıldığı
Ve aşkların
Buruşturulup atıldığı akşamlarda
İnanç ki yenilmez kılar insanı
O sudan ve demirden sevda
Resimlerde renklere sorar yaşamı
Günleri şiirlere böler ufuklarda

İşte bizimle güzelleşen her şey
Yine bir dostluk
Bir aşk sıcaklığında
Bitmedi daha sürüyor o kavga
Ve sürecek
Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek.



YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK -3 - ADNAN YÜCEL

Şiirler
İşte tarih
İşte şiddetin iğrenç yüzü
Biz başlatmamışız hiç bir savaşı
Bizimle başlatılmış bütün savaşlar
Bizimle bitirilmiş yine
Kölelik çoğaltan zaferler adına
Vurulup düşmüşüz dünyanın her yerinde
Gidenimiz bir daha dönmemiş geri
Yemen olmuşuz
Balkan olmuşuz
Seferberlik olmuşuz
Ve her büyük savaşın sonunda
Ölümlere karşı türkülerle durmuşuz
Hangi inancın sesidir bu
Hangi körlüğün koyun kurbanlığı
Ki uğrunda can verdiğimiz topraklarda
Canı alınan kurbanlara dönmüşüz


Doğan günü kardeş bilirdik oysa
Akan suyu yoldaş bilirdik
Mutluluğa koştururduk atlarımızı
Sınırsız özlemler içinde ve suskun
Yine yollarda sessiz kalırdık
Biz bizsiz delen Ferhad’ı alkışlar
Bizi bizsiz seven kerem Kerem’i tanırdık
Kül olurduk aynı yangınlarda
Yine birbaşımıza kimsesiz ağlardık
Öylesine yaşardık ki günleri yüzyıl gibi
Cehennem bile imdat dilerdi bizden
Cehennemi cennete yine biz bağlardık


Ne yaptıysak yetmedi sesimize
Ne söylediysek yetmedi
Karlarla silelendi nice dağlar
Kalburlarla elendi
Ey bağrımıza bastığımız deli sevda
İşte yine doğayı doldurup yüreğimize
Yağmuru çağırıyoruz yanan ellerimize


Bir ilkbahar gecesinin ortasında
Şimşeklerle gelen o kıştan sonra
Her şey yeniden başlıyordu yine
Sanki kimliğimi
Yaralı bir kuş değilmiş gibi
Ve bakmıyormuşuz gibi
Bulutların taa üstünden
Yerin taa derinliklerine
Yeniden yükseliyordu aynı sesler
Süngerler çekilmiş gibi üstümüze


Nice yıllar geçmişti aradan
Her anı bir başka deprem
Bir başka kırım içinde
Dört bir yana haberler salınarak
Öldü denildiği halde inanılmayarak
Ve gittikçe silahlaşan türkülerde
Dağlara güneş doğdurulmayarak
Nice yıllar
Her anı kutsal bir çığlık içinde


Barış dedik bunca yıl
Kardeşlik dedik-sevgi dedik
Yepyeni umutlar doğurduk umut tacirlerinden
Düştük peşlerine korkusuz
Aç-susuz
Ve en dikenli yollarda yalınayak
Gelecekleri kapkara
Dilleri yumuşak
Yalanları güzel ve ak
Girdiler dünyamıza alkışlanarak


Onlarda barış dediler bizim gibi
Kardeşlik dediler- sevgi dediler
Hatta kurşun yağmuru akşamlara karşı
Yalnızca gül ve güvercin dediler
Sonra sığındıkları gizli beyler
Defne dallarıyla tutuşturup ateşleri
Güvercinleri pişirmeden yediler


Toprağı çıldırtan güller söylemişti
Onurla şahlanan kitaplar
Ve kararmayan yürekler söylemişti
Gözyaşına karışırken ter
Biliyordukki güle hançer
Barışa hançer
Sapalayan eller
Kırılmak zorunda birer birer


Hangi ışıktı o karanlık gecede
Hangi sevgi – hangi gül
Hangi barıştı onca ölümler içinde


Sevgiyse çocuk yüzlü diyorduk
Barışsa sabah sözlü
Patlayıp fışkıran
Leylak yüreği bir şafakla parlayan
Ne açlık – ne zulüm – ne de kan
Ancak biz kazandığımız zaman
 


AŞKINLA BENZEDİM BİR YÜCE DAĞA -BEKİR SITKI ERDOĞAN

Aşkınla banzedim bir yüce dağa
Başımda dolaşan duman gibisin.
Gözüm elim dilim bırakmaz seni
Her gece okunan roman gibisin.

Seven sevilmezse aşkını gizler
Uzaktan uzağa solar benizler
Yanında hiç kalır coşkun denizler
Tayfunlar koparan umman gibisin.

Günle açılırken nülüfer gölde
Bin defa ölürüm bir defa öl de
Her yanı kalbime açılan çölde
Yolunu kaybetmiş kervan gibisin.


AŞK MEKTUBU XXVI -BAHATTİN KARAKOÇ

Âşıkım diyorum bir yere girerken
Bir yerden çıkarken âşıkım diyorum
Cümle âlemin bana bakışı değişiyor
Eşyanın nakışı değişiyor
Suların akışı değişiyor
Ey sevgili;
Yüreğim sevgine kelepçeli
Aklım senin için çıldırıyor
Kokunu alan gönlüm bir düğün evidir
Şikâyet etmekten utanırım
Ritmin kaynağı sen olunca
Yüreğimin yakarışı değişiyor.

Âşıkım diyorum adımı soranlara
Nerden gelip nereye gittiğimi
Merak edenlere, âşıkım diyorum
Ne zaman bir cönkte, bir güldestede
Sana yaraşır bir güzelleme okusam
Sesimin dokusu değişiyor
Hasretin, vuslatın kokusu değişiyor
Ey sevgili;
Yüreğim sana mahkûm olalı
Her zora severek katlanıyorum
Sevginin ışığı senden olunca
Hayatımın seyri değişiyor


Âşıkım diyorum bulutlara bakıp
Rüzgâra, ırmağa, dağa, ovaya
Ben âşıkım diyorum
Gözlerime yıldız yağmurları yağıyor
Güneşin içinden bir başka güneş doğuyor
Yüreğim kuş olup kuşlara karışıyor
İklimin adı değişiyor
Ey sevgili;
Yüreğim sana sevdalanalı
Ne yalnızlık çeker ne dertlenirim
Bağlanmanın merkezi sen olunca
Hayatın tadı değişiyor.



10-AŞK MEKTUBU - VIII - -BAHATTİN KARAKOÇ

Ben sevda bölüğünde kıdemli bir askerim
Hizmetim sanadır ey tacidarım
Canı bir emanet bilir taşırım
Bir ırmak delirir geceleri
Bir yıldız kayar ötelerden
Bir bulut geçer Ay’ın önüne
Birden üşürüm
Ve seni daha çok düşünürüm
               Kokunu en sevdiğim güle veriyorsun! ...
Hangi şekle dönüşürsen dönüş
Hangi kılığa girersen gir
Bilirim ne kadar gerçeksin, ne kadar düş
Gönlüm bir şahindir takarım peşine
Bulur seni saklandığın yerde
Tutar elinden – eteğinden
Bana getirir
            Sen kendini kolay ele veriyorsun! ...
Sarmal bir sevdayla yaşarken aynalar derbendinde
 Bir Aslıhan oluyorsun, bir Leylâ
 Beni de mahkûm ediyorsun değişim sürecine
 Bir Kerem oluyorum, bir Mecnûn
 Dağlara, çöllere vuruyor içimdeki vâveylâ
 Firar ettiğimi bilmiyor bölüğüm
 Kırık gönlümde kırk düğüm
                  Adımı dile veriyorsun! ...
İçimde ebedî bir sürgünlüğü yaşarım
 Hangi gezegende insem rastlarım izine
 Dişlerim beyaz kirazlar gibi hep birden sızlar
 Ve gülümserim dişçinin elindeki demir kerpetene
 Biraz daha fazla bakabilmek için yüzüne
 Bir kaya yuvarlanır boşluğa
 Kimse bir anlam veremez bendeki hoşluğa
               Sense yakıp külümü yele veriyorsun! ...
Ben sevda bölüğünde kıdemli bir askerim
 Terhis olsam gidecek bir yerim yok
 Yüreğimden başka silah taşımam
 Bütün adresleri iptal ettim
 Benim senden özge gerçek yârim yok
 Bir hakkuşu öter geceleri
 Aşk, mektup yazmaya zorlar beni
              Sense yeri – göğü sele veriyorsun! ...

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER




SAYFA:2/ 11-20

11-ALACA KARANLIĞINDA AŞK YOKUŞUNUN -BAHATTİN KARAKOÇ

Bulutlar dağlarda örgütleniyor
Yırtılan göklerin gazabından korkuyorum.
Zaman çentik çentik tükeniyor
Çaresizliğin azabından korkuyorum.

Yârin adıyla ıslatıyorum dudaklarımı
Yüreğimde renk renk çiçekler açıyor.
Bir yâr ki yüzünü saklar haramdan
Süzülür prizmamdan al, yeşil, mor.

Cuma günleri gibi en uzun yağmur saçlı
Hasret kokar, sıla kokar, sevgi kokar.
Kabımla kapçığımla ülfeti yoktur
Bakınca daima özüme bakar.

Bir çakırdoğandır aşkın sıtması
Geyikler koşuşur damarlarımda.
Körelmiş tırnaklarını rüzgârla sivriltir dağlar
Biraz daha viranız her yitik baharda.

Bulutlar dağlarda örgütleniyor
Dağlardan, çığlardan, sellerden korkuyorum.
Ölü denizlere hicreti anlatmak zor
Aldığını vermeyen yıllardan korkuyorum.

En arkalarda kalmış topal bir bulut
Vadimizin üzerinden seke seke geçip gitti.
Çengelsiz bir türküyle seslendim arkasından
Filim oracıkta bitti…



SENİNLE BAŞLADI,  BİTSİN SENİNLE -BAHATTİN KARAKOÇ

Ve gün be gün, ben seni düşünürüm.
Sen benim her şeyimsin ey sevgili.

Rüzgârlara ezberlettim türkülerimi,
Ben hep uzaklara türkü yazarım

Sılamsın, sevdamsın, sabır taşımsın
Kalemim adından başka ad yazmaz
Bu kütükte başka bir ad okunmaz
Narına nuruna kurban olduğum
Seven sevdiğinden asla yakınmaz

Ben sevda bölüğünde kıdemli bir askerim
Terhis olsam gidecek bir yerim yok
Yüreğimden başka silah taşımam
Bütün adresleri iptal ettim
Benim senden özge gerçek yârim yok.
Sen benim her şeyimsin ey sevgili

Ben rol gereği âşık değilim
Deme bu garibin benimle işi ne

Aşkım beni teşhir eder, sesim içime saklanır
Aklanırsa adım, seninle aklanır.

İstersen durmadan adres değiştir,
Gözlerimi bağlasalar da bulurum seni.
Ben, türkülerde tanıdım Fizan’ı, Yemen’i
Anlasam ki sesim sesine değmiştir,
Bütün gemileri yakar gelirim.

Bu bir taahhüttür; sına beni
En deli rüzgârların önüne sür, bulut-bulut,
Bir yerde yanlış yaparsam adımı unut.
Son kurşunu kendime sıkar gelirim.

Bir et kemik torbası değilim ben
Bir hasar raporu değil yazdığım
Bir aşk mektubudur ey sevgili,
Kızıl-kıyametten önce
Ve görmek için bakmaya gerek yok
Her dilde güzeldir senin adın

Meydanlar sarsılır sen ortaya çıkınca
Yeter ki görecek göz, göz olsun.

Velhasıl uzun sözlere hiç gerek yok
Dil hicabından lal olmalı seni anarken
Ey benim tabibim, tacidarım
Gündönümüdür ben seni bekliyorum



SENİ UNUTMAYAYIM MI? -BAHATTİN KARAKOÇ

Vakit akşam diyorsun, sanki görmüyor muyum
Güneşin kanatları döküldü yanlarına
Hani yürek sesinin sergilediği uyum
Gönlüm seninle döndü yolgeçen hanlarına
Çetele tutayım mı?

Ne sabahlar gördüm ben/gök bir kiraz ağacı
Çoban vakitlerinde her canlı ses bir kiraz
Ne rüyalar gördüm ben her gece sabahçı
Keşke sen de görseydin belki yumuşardın biraz
Daha anlatayım mı?

Vakit akşam diyorsun, sanki bilmiyor muyum
İçimde yıldızların rüzgârı uğulduyor
Vakit akşam olsa da ben seninle doluyum
Yüreğimdeki sevgi ışık saçan bir akkor
Kinle karartayım mı?

Ne sabahlar gördüm ben/ toprak bir boz küheylan
Irmak bir dost çalgıydı taze türkülerimde
Ne rüyalar gördüm ben/ biraz kuş, biraz ceylan
Yağmurlar yağıp durdu adanmış ellerime
Bir bent bağlatayım mı?

Vakit akşam diyorsun, sanki duymuyor muyum
Ufuklar büzülüyor yanık sinirler gibi
Hayat denen vazoda sen çiçek, bense suyum
Alnıma yazılmışsın bir çalım kader gibi
Çiğneyip yutayım mı?

Ne sabahlar gördüm ben, diri diri harcadım
Çarpım tablolarında vakte hükümran oldum
Hiçbir aşk kütüğünde mükerrer geçmez adım
Ve yarınki sabahı ben bu akşamda buldum
Seni unutayım mı?



AŞKTAN BAHSEDECEĞİM  FEYZİ HALICI

Sıyrılın gündelik düşüncelerden,
Şimdi size aşktan bahsedeceğim.
Bir arzu var içerimde hafiften,
Şimdi size aşktan bahsedeceğim...

İlk önce, bir bahar günü farz edin,
Ne haliniz varsa yâre arz edin.
İster gülün, ister itiraz edin
Şimdi size aşktan bahsedeceğim...

Ya bir dosttan, ya bir arkadaşımdan
Belki bir şey geçti kendi başımdan,
Fark ettiniz elbette, telaşımdan
Şimdi size aşktan bahsedeceğim...

Günler var, aşkla yüklü olduğumuz,
Sevda bahsinde haklı olduğumuz
Yetmez mi ağlamaklı olduğumuz?
Şimdi size aşktan bahsedeceğim...

Yâdını duyduğum şey, bütün bir yaz
Düşünceler, bulutlar kadar beyaz.
Gayri niyet ettim, vazgeçsem olmaz
Şimdi size aşktan bahsedeceğim...

Küllenmiş bir ateş gibi eskiden
Bir beste bilirdim, hasretle biten.
Yollara bakınız, uzayıp giden,
Şimdi size aşktan bahsedeceğim...

Kapanmış sükûta bütün perdeler,
O çocukluk günlerim nerdeler?
Aşktır, kurşun gibi bağrımı deler,
Şimdi size aşktan bahsedeceğim...



15-SEVDA ÜZERİNE BİR AĞIT  FEYZİ HALICI

Sevdadır, çevre yanımda,
Bir nice nöbet tutmuştur.
Kar yağmıştır o dağlara,
Nilgün beni unutmuştur..

Hüznüm o, sevincim o'ydu,
Doğan-günüm, gecem o'ydu,
Yıllardır düşüncem o'ydu,
Hayatta güvencem o'ydu.
Artık daldan uçan kuştur.
Kar yağmıştır o dağlara,
Nilgün beni unutmuştur..

O'ydu ufkumda  altın iz,
Kaldım yollarda çaresiz,
Ne yapayım, ne dersiniz,
Aşk gözümde tutan deniz,
Ne çare ki buz tutmuştur,
Kar yağmıştır o dağlara,
Nilgün beni unutmuştur..

Gönlümde dert dilim dilim,
Aşkım tanımıyor iklim,
Dostlar kendimde değilim,
Gitti hayatım, sevgilim,
Gayri ne söylesem boştur,
Kar yağmıştır o dağlara,
Nilgün beni unutmuştur.



SENİ SEVDİM- GÜLTEN AKIN

Seni sevdim, seni birdenbire değil usul usul sevdim

"Uyandım bir sabah" gibi değil, öyle değil
Nasıl yürür özsu dal uçlarına
Ve günışığı sislerden düşsel ovalara

Susuzdu, suya değdi dudaklarım seni sevdim
Mevsim kirazlardan eriklerden geçti yaza döndü
Yitik ceren arayı arayı anasını buldu
Adın ölmezlendi bir ağız da benden geçerek
Soludum, üfledim, yaprak pırpırlandı Ağustos dindi
Seni sevdim, sevgilerim senden geçerek bütünlendi

Seni sevdim, küçük yuvarlak adamlar
Ve onların yoğun boyunlu kadınları
Düz gitmeden önce ülkeyi bir baştan bir başa
Yalana yaslanmış bir çeşit erk kurulmadan önce
Köprüler ve yollar tahviller senetler hükmünde
Dışa açılmadan önce içe açılmadan önce kapanmadan önce
Nehirlerimiz ve dağlarımız ve başka başka nelerimiz
Senet senet satılmadan önce
Şirketler vakıflar ocaklar kutsal kılınıp
Tanrı parsellenip kapatılmadan önce
Seni sevdim. Artık tek mümkünüm sensin



AŞK ŞİİRİ -HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL

Sen aşk şiiri yazamazsın Hasan Hüseyin
Çünkü aşk şiirden önce gelir sende
Oysa şiir önünde gitmelidir her şeyin

Sen aşk şiiri yazamazsın Hasan Hüseyin
Çünkü aşk
Kavganın içindedir
Çünkü sen
İçindesin kavganın

Elmayı kokusundan
Güvercini biçiminden soyutlamaktır
Yaşamak denilen kavgayı aşksız düşünmek

Sen aşk şiiri yazamazsın Hasan Hüseyin
Çünkü sen
Gagasından tutup kuşu
Öt kuşum öt kuşum demiyorsun
Çünkü sen
Yedirip çiçekleri ineğe
Koklayıp gerisini ineğin
Kok çiçeğim kok çiçeğim demiyorsun

Öpüşmek başka şeydir yiğidim
Öpüşmeyi düşünmek başka
Sevişmek başka şeydir güzelim
Sevişmeyi düşünmek başka


KANTO - HİLMİ YAVUZ

Denizdir en güzeli martıların
Martıların birazında ak köpük
Martıların martıların en güzeli
Aşktır

Nerde bir deniz buldumsa soyundum
Sonsuz kumsallar aldı yöremi
Kumsalların kumsalların en güzeli
Aşktır

Sen bir çocuksun annesi ezik beyaz
Sen bir çocuğu anlamak için birebir
Annelerin annelerin en güzeli
Aşktır



TAKVİM YAPRAKLARI DÜŞÜYOR TEK TEK - CEVDET YALÇIN

Geldi geçti yıllar benden habersiz,
Bahçemde çiçekler açmadı sensiz,
Gecenin koynunda ağladım sessiz,
Sel olup akmaya ömrüm yetmedi.

Her günün sonunda derin bir arzu,
İçimi yakıyor derin bir sızı,
Baharı beklerken kaçırdım yazı,
Seni koklamaya ömrüm yetmedi.

Hayat yollarında ömür pek kısa,
Her giden kalanı sokuyor yasa.
Kimileri güler, kiminde tasa;
Derdimi demeye ömrüm yetmedi.

Takvim yaprakları düşüyor tek tek,
Günleri saymaya ömrüm yetmedi;
Bir hazan misali geçti baharım,
Seni yaşamaya ömrüm yetmedi.



20-NEDEN Mİ SEVDİM SENİ…- CANSEVER EYÜBOĞLU

Çünkü kendi yaşam yolculuğun için
Ne varsa gönlünce değerli olan
Gökkuşağı gibi saydam ve yalın
Yüreğini sevgiyle bana yansıttın
“Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.”
Çünkü kalbi seninle uzlaşmayan
Nice ayrı dünyaların insanlarını
Sevecenlikle anladın yıllardır
Hepsine de dost elini uzattın
“Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.”
Çünkü sevinçleri de hüzünleri de
Harikaydı seninle başbaşa yudumlamak
Mutlu çocuklar gibi kıvancımı da
Acılarımı da sevgiyle paylaştın
“Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.”
Çünkü seviyorsun sen benliğini
Tüm ruhunla önemsiyorsun kendini
Her uzatışında bana ellerini
Kalplerimizin sıcaklığına alıştın
“Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.”
Çünkü doğal akışında yaşantımızın
Barış adına dirlik düzenlik içinde
Erdemli özeninle yüce gönlünle
Yenidünyalar yaratmaya çalıştın
“Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.”
Çünkü sen insanca onurunla yıllardır
Gözyaşlarımı sildin, arıttın içimi
Sevda türkülerinle, renkli ezgilerinle
Büyüledin beni, benliğime karıştın
“Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.”
İşte nice bunlar için sevdim seni
Sonsuza kadar da seveceğim seni

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER




SAYFA:3/ 21-30

21-BENİ SENSİZ BIRAKMA - İLHAN YÜKSEL

Öylesine yaşardım ben bir zaman sensiz
Şu karanlık dünyama girdin; daracık ensiz
Bir ışık tuttun şu kör kuyularda kefensiz
Sonra unuttun beni; gel habersiz bırakma

Gel; şu dünyama geri; gül solsun ay kararsın
Gecemde gündüzümde anla ki sen varsın
Şu perişan halimi gelip görsen ağlarsın
Bu çıkmaz sokaklarda yorgun fersiz bırakma

Sensiz bütün kapılar yüzüme kapanıyor
Söyle neden şu beni gören deli sanıyor
Bir ateş tutuştu bak işte her yer yanıyor
Çöl ortasında etme; susuz tersiz bırakma

Rüya gibiydin sanki hep; bir vardın bir yoktun
Yıkık bir viraneyim şu varlığımdan korktun
Sen sırtıma saplanan hep zehirli bir oktun
Beni mezara koyup ruhsuz sersiz bırakma

Deniz ortasında hep dipsiz uçurumlarda
Beni bıraktın sanki karanlıklarda darda
Terk edersen beni bak; şu yalancı baharda
El duyar gel kıymetsiz ve değersiz bırakma

Ne olur ya öldür şu beni ya yaramı sar da git
Gel yazımda değil kış gelsin bari karda git
Yaprak dökünce bırak beni sonbahar da git
Yollarda yalnız atsız ve eğersiz bırakma



NE BÖYLE SEVDALAR GÖRDÜM NE BÖYLE AYRILIKLAR-İLHAN BERK

Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylân su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm

Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni

Seni düşündükçe
Gül dikiyorum ellerimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları



GÖR HELE - İBRAHİM SAĞIR

Eğer sen istersen tüm engelleri,
Yıkar mıyım, yıkmaz mıyım gör hele.
Yaşadığım mutsuz bu git gelleri,
Yakar mıyım, yıkmaz mıyım gör hele.

    Sana nihân, bana malum bu acı,
    Çıksın aramızdan firkât kıskacı,
    Başına aşkımdan mutluluk tacı,
    Takar mıyım, takmaz mıyım gör hele.

Gönül verdim o tertemiz özüne,
Alıştırdın kaprisine, nazına
Evet desen şunun, bunun sözüne,
Bakar mıyım, bakmaz mıyım gör hele.

    Bağlamışım gönlü zülfün bağına,
    Aşkımı aşkınla yaz dudağına,
    Mutluluktan uçar da ayağına,
    Çöker miyim, çökmez miyim gör hele.

Alırdım ilhâmı gül benizinden,
Bâde sunsan bana aşk denizinden,
Irmak olur peşin sıra izinden,
Akar mıyım, akmaz mıyım gör hele.



İRŞAT - KEMALETTİN KAMU

Sevgilim güvenme güzelliğine,
Senin de saçların tarumar olur.
Aldanma talihin pembe rengine,
Hayatın uzun bir intizar olur.
 
Sevgilim her insan doğarken ağlar,
Çiçeklerle açar, sularla çağlar,
Rehgüzârı olur bahçeler, bağlar,
Nihayet isimsiz bir mezar olur.
 
Sevgilim baksana bir yanda gülen,
Bir yanda gözünün yaşını silen,
Kimi benim gibi erir derinden,
Kimi senin gibi bahtiyar olur!
 
Sevgilim senin de geçer zamanın,
Ne şöhretin kalır, ne hüsn-ü ânın,
Böyledir kanunu kahpe dünyanın,
Dört mevsim içinde bir bahar olur.
 

25-PARÇA TESİRLİ MELODRAM - KÜÇÜK İSKENDER

senin yaşın aşka tutmuyor hiç gelme
bükülmüş dudaklarına bükülmüş sözler büyük kaçar
on santim daha uzasan başın göğe çarpacak
göğsün diyordum göğsünden söz ediyordum / sen
sen ölmeden beş dakika önce düştün
mandallarından savrulup uçan beyaz bir gömlek gibi
havada uçarken ölüp savrulan beyaz bir kelebek gibi
hay aksi dengesini kaybeden bir cambaz gibi
virajı alamayıp şarampole yuvarlanan arabalar gibi
aklıma ilk gelecek bir şey gibi
düştün
düşüşün bir rüyaydı
düşüşün yarım kalacak bir rüyaydı gecelerden bir gece
gecelerden bir gece aşkın üstüne yürüdün
delikanlı bir yanın vardır karanlıkta
şöyle sert, şöyle naif, şöyle öfkeli!
senin yaşın aşka tutmuyorum çocuğum, hiç gelme
açıkta kalırsın
aşk insanı acıktırır
aşk insanı bir ölüme susatırsa aşk diye anılır
senin mahallende aşk masallara giremez
masala giren aşk çıkamaz o mahallelerde!
masalların aşkına, benim aşkıma, Allah aşkına
senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim, lütfen gelme
bana ayak bastığın gün
aşk herhangi bir gün olarak katılır haftaya
salı ile çarşamba arasında bir yere
aşk, her koşulda eğlenceli; aşk, istedi mi sereserpe!
yüzünde derin mi derin, kuşkulu, canavar bir gülümse
yırtarsın, kapatırsın, vurur deviremezsin
sevgilim
sen bu aşkta dolap çeviremezsin!
açıkta kalırsın
aşk insanı acıktırır
aşk insanı bir ölüme susatıyorsa aşk diye anılır!
yüzünde derin mi derin, kopkoyu, yapış yapış bir gülümseme

senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim
lütfen gelme!


ÖMRÜMÜZ AYRI GEÇSE DE  - MEHMET ÇINARLI

"Ben seni vermem cihana" demişti Üçüncü Selim;
Benim gücüm yetmez buna, mülke padişah değilim.

Sessiz sessiz akıtırım içime gözyaşlarımı;
Uzansam ellerim kopar, söylesem kesilir dilim.

Ruhum öyle bir zindanın içine kapatıldı ki:
Güneş uzaklarda kaldı, karakış oldu dört mevsim.

Hatırlamasam ölürdüm dünyada var olduğunu;
Kavuştuğumuz günlere götürmeseydi hayalim.

Ömrümüz ayrı geçse de, bir gün aşka inananlar
Adımı senin adınla birlikte anar sevgilim.



CANAN'A- NEYZEN TEVFİK

Sevdalı akşamlar tekin değildir,
Pek dolaşma gönül viranesinde
Gururlu güneşler boyun eğildir,
Şaka yoktur aşkın efsanesinde.

Çok mutlu yıldızlar çıktı çığırdan,
Farkı yoktur âşıkların sağırdan,
Önce dumanlan başlar ağırdan,
Bir cezbeyim aşkın pervanesinde.

İhtimal vermezsin, hem inanmazsın,
Ateşler sarmıştır, sen uyanmazsın.
Mest olduktan sonra artık yanmazsın
Gönlüm gibi hikmet peymanesinde.

Taptığın mihraplar çöker bir anda,
Her şey olmuş bitmiş gibi meydanda
Tutuştu çırağlar, sevda devranda
Yanıyorum sazın teranesinde.

Bir serseriyim ki dur aman bilmem,
Kalbinden başka bir mekân bilmem,
Gökkandil olmuşum, asuman bilmem
Bu mavi gözlerin meyhanesinde.

Karanlık zülfünü bir görmek için,
Göz kanat oldum cin melek için,
Bana yeter artar buselik için

Hatıra telleri dil şânesinde.
Gönül rebabında olamaz düzen,
Aşkım bu yıldızı yüzünden süzen,
Buluşuruz yarın geceye Neyzen
Cananın kalbinde, gam lânesinde.



GERİ GELEN MEKTUP – HÜSEYİN NİHAL ATSIZ

Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.

Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...

Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgârlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!

Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.

Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler!
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil'
İmkânı bulunsaydı bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.

Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik..."



MUTLAK SEVECEKSİN!-HÜSEYİN NİHAT ATSIZ

Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş;
Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
Gökten gelerek gönlüne rüzgâr gibi inmiş,
Bir sır ki bu, ölsen bile açamazsın...

Anlatması imkânsız olan öyle bir an ki,
Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
Bak emrediyor: Daldığın âlemden uyan ki,
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...

Kalbin benim olsun diyorum, çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök, ver!
Yoktur öte âlemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...

Ram ol bana, ruhun yeni bir âleme girsin...
Yazmış kaderin: Aşkıma ömrünce esirsin!
Aklınla, şuurunla, hayalinle bilirsin.
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...



30-RÜVEYDA – NURULLAH GENÇ

 fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına
bir güvercin uçurup kıtalar arasından
çağırdın beni
geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı
yetim çığlıklarımı duyurmak üzre sana
koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına
 
adını söylemek istemiyorum
her hecesi amansız bir kor dudaklarımda
her harfine yıllardır şimşeklerle yarıştım
zindanlara karıştım, ölümlerle tanıştım
adını söylemek istemiyorum
rüveyda dediğim zaman
anla ki, senin için yürüyor kelimeler
çığlığımın atardamarlarından
 
hangi yıldızdır bilmem, gözlerin
kayar da üzerime rüveyda
önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime
sonra açılır önümde ıstırab vadileri
silik renkleriyle adımlarıma
çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir
hayalin bittiği menfeze doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekânsız nefese doğru
 
uslanmaz bir yürek taşıdığıma dair
yaygın bir kanaat dolaşır aynalarda
oysa rüveyda
baştanbaşa ben
kevser akan, gül kokan bir kalbin filiziyim.
 
kitaplara sürdüğüm kapkara lekelerden
bir anlatsam nasıl utandığımı
bir doğrulsam eğildiğim yerlerden
ağarır tanyeri nilüferlerin
alaca bir at koşar içimde
ezer toynakları ile anılarımı
 
sular köpürmemeliydi rüveyda
kırılmamalıydı ıslak dalları hasret selvilerinin
ben zehire alışkınım, şerbete değil
rüyalar hefret eder avare duruşumdan
kâbuslar çeker ancak derdimi yeryüzünde
sen gün boyu simsiyah bir ufukla beraber
ben her gece bir Mehdi türküsüyle çilekeş
yargılamak için zeval kayıtlarını
inkılap bekliyorum
 
hangi umut çiçeğidir bilmem, ellerin
uzanır da gönlüme rüveyda
derinden bir ok saplanır bağrıma
beynimi çağıran bir sese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, kemansız nefese doğru
 
varlığın cinayettir memleketimde işlenen
akıtır kanını en asil pehlivanların
yokluğun sükûnettir kuşatır evrenimi
varlığın ve yokluğun ölümüdür baharın
 
artık eskisi gibi bakamıyorsun
göklerinde bir belkıs otururdu rüveyda
binlerce gökkuşağı olurdu kirpiklerin
güneş bir anne gibi dururdu başucunda
artık dokunamıyor kâkülün bulutlara
karalara bürünmüş saçlarında dolunay
ben bu kadar zulme layık mıyım rüveyda
 
hangi ressamı vurur bilmem, endamın
sarar da benliğimi
ben beni tanımam kaldırımlarda
kafesleri yutan kafese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekânsız nefese doğru
 
kırmızı bir kurdela bağlayarak alnına
duydun mu orkideye dua eden birini
bu ısmarlama yüzler yok mu rüveyda
bu yapmacık bebekler
gözyaşı akıtırken gülenler yok mu
beni kahrediyor geceler boyu
 
hangi çağın gelişidir bilmem, gülüşün
soluk bir dünyanın mezarlarına
gömerek gurbetimi
kapadı karanlığa Yesrip, kapılarını
meydan okuyuşun çağın ordularına
bilmem hangi mevsimin başlangıcıdır
doruklardan öte hevese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekânsız nefese doğru
 
yasını tutuyorum kararttığım düşlerin
yıpranmış divaneler gibiyim sokaklarda
amansız bir ütopya üfleyen pencereler
lif lif yoluyor dram seyyahı bedenimi
önümde, haksızlığın hesaba çekildiği
hiç kimsenin kimseyi tanımadığı mahşer
arkamda, kare kare ömrümü belirleyen
hatırladıkça yanıp tutuştuğum resimler
 
söyle, nasıl aşarım pişmanlık dağlarını
yeniden bir nil olup taşar mıyım çöllere
kim giydirir başıma tacını nihayetin
kim takar bileğime hürriyet künyesini
karada balık gibi nasıl yaşarım, söyle
 
rüveyda, seziyorum; tahammülün kalmadı
ama dur, boşaltayım bütün çığlıklarımı
asırlardır köhne barınaklarda
küflenen, çürüyen çığlıklarımı
 
at vuruldu; içim paramparça rüveyda
gölgelerin ardına sakladım kusurumu
sen orda kayıtsızca gülümsüyor gibisin
ben burda damla damla eriyip akıyorum
yine de, çiğnetemem kimseye gururumu
istenmediğim yeri sessizce terk ederim
hatıra kalsın diye bırakır da ruhumu
mahzun bir derviş gibi boyun büker, giderim

 

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER




SAYFA:4/ 31-40
 
31-AŞKIM İSYANIMDIR BENİM – NURULLAH GENÇ

Yanarım; öyle bakma yüzüme yağmur gibi
Dağıt kalbini saran hasret bulutlarını
Damlasın gözlerine sonsuzluk usaresi
Dalgınlık evlerinin en güzel melikesi
Sevemem; tozlu raflar arasına girmeden
Çöllerim kandır benim
Sevemem; karanlığı bir daha devirmeden
Aşkım isyandır benim


BİTMEYEN SEVDA- GÜÇER KAFA

Vuslat deyu deyu inliyor Ney’ler,
Rüzgâr ağlamakta, duyuyor musun?
Zindana döndü yâr, şehirler, köyler…
Ben uyumadım, sen uyuyor musun?

Devrediyor zaman, sensiz bîtâbım!
Sızlayan yarama dokunulmamış…
Yâr ayrı düşeli gönül kitabım,
Senden başkasınca okunulmamış!

Sana saklıyorum, kendimi sana!
Kavuşmak arzusu yakarken cânı…
Sensiz yüreciğim boyandı kana,
Tatmayı beklerken o heyecanı…

Güller kıyam eder ismini duyup,
Bülbül gama düşer bakıp halime…
Kim demiş âşığa ağlamak ayıp!
Yegâne neşesin istikbâlime…

Gamlanma ey yağmur! inan az kaldı,
Vuslat dünden sonra yarından önce…
Kabul olunmamış bir niyaz kaldı,
O da olacak yâr güller gülünce!

Dalgalanan deniz beni anlatır,
Geceler tutuşur gözyaşım ile…
Sen dolu feryâdım arşı inletir,
Sensiz kalmak öyle kolay mı dile?

Şafaklar kanarken bir seher vakti,
Ey peri! Kapına dayanacağım…
Senindir Bayâtî, senin her vakti!
Her sabah seninle uyanacağım…



DİYORLAR - ORHAN SEYFİ ORHON

Ölürsem yazıktır sana kanmadan
Kollarım boynunda halkalanmadan
Bir günüm geçmiyor seni anmadan
Derdine katlandım hiç usanmadan

Diyorlar: Kül olmaz ateş yanmadan
Denizler durulmaz dalgalanmadan!

Saadet benziyor boş bir seraba,
Düşüyor her seven gönül azaba,
Gelmiyor çekilen dertler hesaba,
Diyorum: Sebep ne bu ıstıraba?

Diyorlar: Kül olmaz ateş yanmadan
Denizler durulmaz dalgalanmadan!



AŞKI AŞK TESELLİ EDER - OĞUZKAN BÖLÜKBAŞI

Aşktır panzehiri aşkın,
Geri dönmeyince unutacaksın
Diyebilmek ne kadar zor da olsa
Bu beklemelerin sonu yok.

Sevdası gökyüzüne olan bir ağacın
Dalına tutunmuş gibi.
Hayali ulaşmak istediği sonsuzluğun dibi,
Masum ve sessiz,
Yapayalnız
Âşıklarını bekliyor.
Kimse bilmiyor ki
Anlatabilsin..

Aşkı aşk teselli eder ancak
Ve
Ne kadar aşk varsa yaşanacak,
Kapımdan geçsin
Ya da kapılarına yüz süreyim
Ki
Bu hayat yaşanabilsin...


35-GÖKSU - ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI

Sularından içtiğim akşamdan beri şenim
Ey günümün doğduğu diyardan geçen Göksu!
O bulanık suların kevserim olsun benim,
Ey çamlık ormanlardan, dağlardan geçen Göksu
Ey aşkımın doğduğu diyardan geçen Göksu!

Gönlümdeki hatıran suyundan daha derin,
Söğütlü sahilinde gölgemiz duruyor mu?
Sarıyor mu dağları o altından kemerin?
Akşamın alev rengi yüzüne vuruyor mu?
Söğütlü sahilinde gölgemiz duruyor mu?

Gözyaşım, sularına gözümden daha yakın
Ey aşkımın doğduğu diyardan geçen Göksu...
Bir akşamdı, köprüden geçtik hatırlar mısın,
Ey çamlık ormanlardan, dağlardan geçen Göksu!
Ey aşkımın doğduğu diyardan geçen Göksu!



SEVİYORSANIZ EĞER - ÖZDEMİR İNCE

Seviyorsanız eğer;
Geç kalmayın sakın aşkınızı
söylemeye
telgraf çekin, telefon edin,
mektup yazın...
Uçaklara, trenlere
tüm taşıtlara binin...
Koşun, arayın, bulun,
haber gönderin, birine anlatın...
Duvarlara yazın, ağaçlara kazıyın...
Yani deneyin bütün olanakları,
hiç olmazsa; iki yaprak
samanlı kâğıda yazın...
Ama sakın geç kalmayın!

AŞKINIZI SÖYLEMEYE...



AŞK - ÖZDEMİR ASAF

Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.



AŞK ŞARKISI - ÖZDEMİR ASAF

Ellerini ver, öpeceğim,
Binlerce el içindeyim,
Şu beyaz çizgilerden gideceğim.
Ellerini ver, ellerini...
Seni öldüreceğim.

Gözlerinden gireceğim,
İçinde yer edeceğim.
Sana oradan sesleneceğim;
Ellerini ver, ellerini...
Seni öldüreceğim.



BEN EYLÜL SEN HAZİRAN - ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgâr
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar


Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım


Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilkyaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde


Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık


Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım on üçüncü aylara



BU SEVDA ZEHİRLER SENİ-GÖNÜL DURANOĞLU

para para ışığa kesmiş
dingin bir sabah denizinin
acır kanat uçları uçamaz martı yavrusu
dalgalar köpük köpük ağlar gözlerinde
ben bu sevda zehirler seni demiştim
o ateş gecesinin kızıl oklu şafağında
neden hep dikenli dal uçları içinde
kanar durmadan yüreğin uzaklarda
beyaz bahar kelebekleri konar saçlarına
başında beyaz gelin çiçekleri gibi
uzak ve soğuk bir gülüş kalmışsa uzaklarda
kırılganlıklar bir kenarda hep vardır



40-SENİ DÜŞÜNMEK NAZIM HİKMET RAN

Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER




SAYFA:5/ 41-50

41-AYRILIK SEVDAYA DÂHİL-ATTİLÂ İLHAN

Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
En görkemli saatinde yıldız alacasının
Gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içimde kader
Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın
Rüzgâr uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
Mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan
Onu çok arıyorum onu çok arıyorum
Her yerimde vücudumun ağır yanık sızıları
Bir yerlere yıldırım düşüyorum
Ayrılığımızı hissettiğim an demirler eriyor hırsımdan
Ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu
Gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş
Tedirgin gülümser
Çünkü ayrılık da sevdaya dâhil çünkü ayrılanlar hala sevgili
Hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
Her an ötekisiyle birlikte her şey onunla ilgili
Telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
Gittikçe genişleyen yakılmış ot kokusu
Yıldızlar inanılmayacak bir irilikte

Yansımalar tutmuş bütün sahili
Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
Öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
Çünkü ayrılıklar da sevdaya dâhil
Çünkü ayrılanlar hala sevgili
Yalnızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık
Hava ağır toprak ağır yaprak ağır
Su tozları yağıyor üstümüze
Özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
Eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı
Karanlık çöktü denize
Yalnızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin
Ne yanına dönsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin
Kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan
Bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince
Sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice
Yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak
Bir türlü çözemedikleri bu ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına
Benzemesin diye özgürlük mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle
Sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız
İkimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız
Hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi
Tuz parça kırılsak da hala içimizde o yanardağ ağzı
Hala kıpkızıl gülümseyen sanki ateşten bir tebessüm zehir zemberek AŞKIMIZ




GALEYAN-I AŞK - RIZA TEVFİK BÖLÜKBAŞI

Ben seni ağlattım, hem çok ağlattım
Çünkü infiâlin şi're bedeldi
Bir kadın ağlatmak zevkini tattım
Bu bende bir çılgın, hain emeldi

Güzel gözlerine yaşlar sinerken,
Sonra damla damla taşıp inerken
Göğsünde şahkalar çoşup dinerken
Titrek dudakların cidden güzeldi.

Ben seni sevmiştim ey melek kadın
Sızlıyor içimde sevgili yâdın
Azâr-ı aşkımı yanlış anladın
Bence hüzn-i hüsnün pek mübecceldi



AŞK İLE EĞLENEN BİR İŞVEBAZ - RIZA TEVFİK BÖLÜKBAŞI


Güzelim afetsin lakin ben sana
Divane olsam da âşık olmazdım.
Pek açık söylersem darılma bana
Âşık olsam bile sadık olmazdım.

Sen gibi şahbazlar semiz kaz arar.
Bilirim çok alık âşıkların var.
Ben bu koleksiyona girsem de naçar
Onların birine faik olmazdım.

Ben de senin gibi çapkınım biraz
İki cambaz aynı ipte oynamaz
Beni sevsen bile sen ey işvebaz
Ben o muhabbete layık olmazdım.
 

SENDEN UZAK - RÜŞTÜ ONUR
[İLK GECEMİ YAŞIYORUM]
 
Toprak ne kadar sıcak
Gece ne kadar güzel olsa
Seni düşünmemek olmaz
Güzel gecede
Ve ıslıkla çalmamak şarkını
Sabaha kadar…
 
Hâlbuki [sen] farkında mısın,
İlk gecemi yaşıyorum
Senden uzak



45-SEN ESKİ BİR SEVDA ŞİİRİSİN - MUZAFFER TAYYİP USLU

Bir koku var sende,
Sıcak yaz akşamlarına mahsus..
Ellerinde mi,
Saçlarında mı,
Gözlerinde mi
Bilmem..

Bir koku var sende,
Sıcak yaz akşamlarına mahsus..



AŞKIM - NEZİHE YAŞAR

Aşkım ebedidir, erecek sanma zevâle
Dönsem elem-i kahr-ı firakınla hilâle

Bigâne-i gamdım seni ben görmeden evvel
Ettin bugün eğlencemi feryâd ile nâle,

Sevdimse seni safvet-i vicdan ile sevdim
Bir lâhza bile düşmedim ümid-i visâle

Etmez mi eser kalbine feryâd-ı hazînim
Kâfir bile giryân oluyor şimdi bu hâle

Kim derdi kader dûr edecek birbirimizden
Eyyâm-ı saâdet dönecek böyle hayâle

Aylar, seneler böyle firâkınla geçer de
Hâlâ seni zalim, edemem Hakkâ havâle

Feryâd ederek ağlar ise çok mu Nezîhe
Düştü yine bir sâhili yok bahr-i melâle



SENİ SEVİYORUM - ÜLKÜ TAMER

Benim için dünyanın en taze sözü bu
Yalın, aydınlık sözü
Sana her söylediğimde de hep taze kalacak böyle
Yalın, aydınlık olacak
Seni seviyorum
Kartalın dağa tutkusu var ya
Dağın dereye duyduğu sevecenlik
Derenin yatağına uyumu
Yatağın kıyıya usulca sokuluşu
Kıyının kelebeğe öpücük yollaması
Kelebeğin çiçeğe gösterdiği özen
Çiçeğin güneşe onurla dikilişi
Güneşin yeryüzüne kanat germesi
Topla bunların hepsini
Bu duyguların hepsini topla
Koy yüreğine ve oku İki kelime belirecek şıkır şıkır:
Seni seviyorum
Seni seviyorum
Karanlıklardan geçirdim seni
Seni seviyorum
Ay tutulmasını yaşattım sana
Seni seviyorum
Kasırgaya yakalandık okyanusta
Seni seviyorum
Kayalar çıktı önümüze
Seni seviyorum
Acemi bir denizciydim, usta gemici oldum
Haydi!
Sabaha artık!
Tan yerine!
Tam yol!
Yüreklerimizin yeliyle!
Seni seviyorum
Benim için dünyanın en taze sözü bu
Alnında dolaşan bir kumru kadar yalın
Seni seviyorum.


AŞK HİKÂYESİ - YAHYA KEMAL BEYATLI

Ah o akşam o trenden gülüşün!
O gülüş kalbime aksettiği an
Duymadım ilk ateşin düştüğünü;
Şavka benzer bir ışık zannettim.
Macera başlamak üzereymiş o gün.
Sürecekmiş bu ateş yıllarca.
Bir taraftan Yakacık, mor dağlar...
Bir taraftan da deniz, şuh adalar...
O gün ömrümde, kader,
Geçecek aşkı resimleştirmiş
Bu güzel çerçevede.

Yine dün geçtim o yoldan;
Aynı raylarda tirenler geçiyor...
Karşı dağlar, hep o dağlar...
Kıyı hep aynı kıyı
Ve deniz aynı deniz;
O gülüşten bir eser yok yalnız;
O güzel çerçeve bomboş!
Belki kalbim daha boş!



NELER OLMAZ – HASAN ALİ YÜCEL

Sen bezmimize geldiğin akşam neler olmaz?..
Aşkın beni sermest ediyorken keder olmaz,
Ölsem de senin uğruna canım heder olmaz,
Sen bezmimize geldiğin akşam neler olmaz?..

Dalgın ve ilâhî, eriten bir bakışın var,
Bir anda bütün ruhumu birden yakışın var,
Karşımda periler gibi nazan akışın var,
Sen bezmimize geldiğin akşam neler olmaz?..



50-O KADINA-MİTHAT CEMAL KUNTAY

Kendi aşkımda ben vefâ aradım,
Bana siz verdiniz o hârikayı.
Uçurumsuz bir irtifa aradım,
Sizde buldum bugün o şâhikayı!

İstemem vuslatın hakikatini,
Yetişir vuslatın hayali bana.
Bahtiyar olmak istemem, yetişir
Bahtiyar olmak ihtimali bana!

Ömrümün günleriyle birliktir
Gecelerden uzun tahayyülünüz,
Talihim gülmemişse kendi bilir,
Bana âlemde sade siz gülünüz!..

 

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER

 




SAYFA:6/ 51-60

51-SEN GİDERSEN - ZÜLFİKAR YAPAR KALELİ

Sen gidersen güzel dertler depreşir,
Pamuk ipliğine bağlı yaşanmaz!
Sen gidersen Ey vah, gökyüzü üşür!
Kahır düğümlenir, yürek boşanmaz!

Sen gidersen güzel, hasta olurum,
Direncim kırılır, güven kaybolur.
Korkarım ki omzumdan solurum,
Sen gidersen gayri söz haram olur!

Güneşin ziyası düşünce aya,
Gece arzuhali verdim postaya…
Umut sensin, yol kapalı, ben yaya,
“Neme lazım” demek ölüm hastaya!

Yüreğimde bir kor ateş yanıyor
Bana doğru yürür müsün yol diye?
Senden sonrasını ölüm sanıyor
Gönül işte, görür müsün, kul diye?

Artık ölüm yakın iki karıştan,
Nefesi olmadan yaşar mı insan?
Güveni yitiren kopar yarıştan,
Bakarsın ki olur yer ile yeksan!

Gözlerimiz ağlamaya hep hazır,
Hasrete yükümlü bülbül ötüyor,
Ne gönülde neşe, ne bende huzur,
Sen gidince güzel her şey bitiyor.



ADIMI UNUT - AHMET SELÇUK İLKAN

Nasılsa ayrılık bu aşkın sonu
Sen de eller gibi adımı unut
Kader ikimize çizmiş bu yolu
Sen de eller gibi adımı unut

Seninle bu aşkı yaşamadık say
Birlikte gülüp te ağlamadık say
Böylesi unutmak daha da kolay
Sen de eller gibi adımı unut

İstemem söyleme bir tek kelime
Sen de eller gibi adımı unut
Değmesin artık hiç elin elime
Sar yeni aşkını benim yerime
Sen de eller gibi adımı unut...



AĞLADIM - AHMET SELÇUK İLKAN

Dün gece uzun uzun
Seni andım ağladım.
Sonu yok yolumuzun
Ona yandım ağladım.

Kim bilir acımızı
Bu yasak aşkımızı
O eski şarkımızı
Çaldım-çaldım ağladım! ..

Dolaştım sokaklarda
Ağaran şafaklarda
Seni senden uzakta
Sardım sardım ağladım

İmrendim sevenlere
Sarılıp gidenlere
Elele gezenlere
Baktım baktım ağladım

Benimsin bende değil
Ellerim sende değil
Yanmamak elde değil
Yandım yandım ağladım.

Tuza bastım yaramı
Aşkla açtım aramı
Sensiz son sigaramı
Yaktım yaktım ağladım.



GELECEĞİM OL - AHMET SELÇUK İLKAN

Denize dökülen bir ırmak gibi
Öyle ak içime öylesine dol
Yarına açılan bir yaprak gibi
Unuttur mazimi geleceğim ol

Hasretin yerini müjdeler alsın
Bırakta mutluluk kapımı çalsın
Bütün acılarım dünlerde kalsın
Unuttur mazimi geleceğim ol

Yorgunum yıllardır hep beklemekten
Yorgunum gönlüme sabır ekmekten
Kurtar artık beni hasret çekmekten
Unuttur mazimi geleceğim ol
Bir ömür boyunca seveceğim ol.



55-YASAK AŞK - AHMET SELÇUK İLKAN

Bilmezdim böylesine uzun olduğunu gecelerin
Umutsuz günlerin hüznünü duymamıştım hiç

Uykumu böleceğini bu mutsuz düşüncelerin
Bilmezdim sevda nedir tatmamıştım hiç

Kederlerin en insafsızı benimle şimdi
Suskunluğum öylesine ölümden zor ki...

Çağırsan en uzak iklimlerden koşup geleceğim
Bir gülüşün dünyamı aydınlatacak en azından

Ve kucak açacağım en güzeline mutlulukların
Bir duysam aşkımı gözlerinden, dudaklarından...

Oysa sen de ben gibi mahzunsun biliyorum
Biliyorum yasak aşkımız bizi böyle susturan

Ne olur artık yeter bu idamlık hasretimiz
Bin yıl seveceğim bir umut versen inan...



SENİ SEVİYORUM - PAUL ELUARD

Tanımadığım bütün kadınlar adına seviyorum seni
Yaşamadığım bütün çağlar adına seviyorum seni
Enginlerin kokusu sıcak ekmeğin kokusu adına
İlk çiçekler adına eriyen kar adına
İnsanın ürkmediği temiz kalpli hayvanlar adına
Sevmek adına seviyorum seni
Sevmediğim bütün kadınlar adına seviyorum seni

Kim yansıyor bana sen değilsen ben kendimi pek az görüyorum
Sensiz uzayıp giden bir çöl görürüm yalnız
Geçmiş ile bugün arasında
Bütün bu ölüler vardı atlayıp geçtiğim samanın üzerinde
Delemedim aynamın duvarını
Yaşamı sözcük sözcük öğrenmem gerekti bana
Unutur gibi

Benimki olmayan bilgeliğin adına seviyorum seni
Sağlık adına
Yalnız kuruntu olan her şeye karşı seviyorum seni
Zorla tutmadığım bu ölümsüz yürek adına
Sen kuşku sanıyorsun kendini oysa akılsın
Sen başımda yükselen güneşsin
Güvendiğim zaman kendime.



ARZUHAL  -FEVZİ HALICI

Bakışlarımla düğüm düğüm
Sana bir şeyler söyleyebilsem
Sabahlara kadar düşündüğüm
Sana bir şeyler söyleyebilsem

Hani ne bileyim masal gibi
Sularla haşir neşir dal gibi
Bir okunmamış arzuhal gibi
Sana bir şeyler söyleyebilsem

Bakışlarımız aynı duyguda
Bir besteyi sürüklerken suda
Yarı uyanık yarı uykuda
Sana bir şeyler söyleyebilsem

Desem ki boşluklar bizi sarın
Ardında kalalım hudutların
Diliyle tozpembe bulutların
Sana bir şeyler söyleyebilsem

Sen yemyeşil baharın burcunda
Mevsim erguvanları avucunda
Gül biten dizlerinin ucunda
Sana bir şeyler söyleyebilsem



BELALI AŞKLAR GAZELİ - HÜSEYİN YURTTAŞ

O masum çocuk bakışlarıyla başlar
Çıkmazlara saplanacak en koyu aşklar

Sevinçle serpilir kuytularda, gözden ırak
Suçlansa da büyür sevgi, gizli ya da aşikar

Boşanır yürekte zincir, kopar kelepçeler
Köpüren sevda selidir, bendleri aşar

Kuşkunun akrebidir, durur taşın altında
İki gövde bir iken, ansızın ordan çıkar

Yüreğe akan zehir, zehiri akıtan iğne
Güneşe çekilen perde, ışığa örülen duvar

O karanlık kapılar, girilen sonsuz dehliz
Bütün yollar kapalı, mevsim kış, her yer kar

Dişler kamaşır tadından o yasak meyvenin
Oysa her büyük günahın sonunda mutlak ölüm var

Cinnetin kıranından geçilir, sokaklar bile kan
Biter mi belası aşkın, nelerle yüklüdür rüzgâr

Kim ola uslanan, çılgınsa yaşamın ta kendisi
Akmadan kan, boşalmadan son kılcal damar

Kemikler sürme olmadan, külleri savrulmadan
Unutulmaz o yangın, güze erse de bahar
 


AŞK.... - CEMAL SÜREYA

Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı

Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karakoy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik

Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.



60-AŞK VE KALP - ÖMER HAYYAM

Bir kalb ki onun sevmesi aldanması yok
Tutkunluğu yok, bir güzele yanması yok
Bin kez yazık olsun sevisiz yüreğe
Aşksız geçecek günlerin faydası yok

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER

 





SAYFA:7/ 61-70

61-AŞK !.. - AHMET HAMDİ TANPINAR

Aşk dediğin nedir ki
Tenden bedenden sıyrık
Çocukların içinde
Yaşadığı bir çığlık

Aşk dediğin nedir ki
Histen nefesten varlık
Umutsuzluk içinde
Karanlığa son ıslık


AŞK İKİ KİŞİLİKTİR - ATAOL BEHRAMOĞLU

Değişir rüzgârın yönü
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir.

Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Avutamaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar;
Boşanır keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar:
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş, gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek başına yaşayamaz sevdasını,
Severken hiçbir böcek
Hiç bir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.



AŞK BAŞLAMADAN GÜZEL - ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Aşk başlamadan güzel,
Kalplerde heyecan
Bakışlarda korku olduğu zaman güzel...
Birbirimize sezdirmemek için çırpınış,
Başkaları görmesin diye çabalayış,
Gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman...
Aşk başlamadan güzel....


İMKÂNSIZ AŞK - ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Falcı kadın yalan söylüyor yalan
Bizi birbirimiz için yaratmış Tanrımız
Nasıl mümkün değilse
Yıldızları toplamak gökyüzünden
Öylesine imkânsız bir şey aşkımız

Kurudu gölgesinde oturduğumuz ağaçlar
Bahçelerde sevdiğin çiçekler kalmadı
Sadece hatıralarda ebedi olan
Vazgeçemediğimiz, unutamadığımız
Onlar bile bize yar olmadı

Unut benden kalan ne varsa
Unutmak tesellidir yalnızlığın
Güneşi bir kadeh şarap gibi içip
Delicesine sarhoş olmak
En güzel tarafı imkânsızlığın

Ümitlerimiz fırtınalı denizler ortasında
Bir hurda teknedir şimdi
Dalgalar dünden daha zalim
Rüzgâr daha hoyrat
Ne bulut var ufuklarda ne gemi

Mevsimler tozpembe değil
Gündüzler gecedir, geceler zindan
Güneşin doğmasını beklemek boşuna
Boşuna artık medet ummak
Taş kalpli zamandan

İnan ki! Kırılmış bir ayna gibi
Paramparça, kırık dökük aşkımız
Çaresizliğin, ümitsizliğin türküsü
Türkülerin en içlisi, en hüzünlüsü
Büyük aşkımız



65-AŞK MÖNÜSÜ - NAZIM HİKMET

Sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin
sen ülkemin yaz geceleri gibisin
saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında
beni unutma
ah! saklı gülüm
sen hem zor hem güzelsin
şiirlerimin ılıklığında açılmalısın
sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi
sen memleketim kadar güzelsin
ve güzel kal



AŞK! - CAHİT SITKI TARANCI

Açınca baharın dişi gülleri
Bir başka rüzgâr eser bahçelerde
Dinle çılgınca öten bülbülleri
Sorma niçin düştüğünü bu derde

De ki: -Aşktır şadeden gönülleri
Perişan, berbat eden gönülleri
Aşk söyletir en yanık türküleri
Ay buluta girdiği gecelerde



İLK AŞKLAR - CAHİT SITKI TARANCI

Felek ne kadar kahretse kalbimize,
Zaman zaman hatırladığımız olur,
Hangi dilber ilk aşkı tattırdı bize;
Bir bahtiyarla yaşadığımız olur.
Ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz!
Balkonundan gül atan cömert sevgili!
Aşkınla deli divane olduğumuz,
Sarmaşığa tırmandığımızdan belli.
Belki bugün bu yaşta tekrar olunmaz,
İlk aşk gecesinin masum yeminleri,
Fakat nerde ilk öpüşün verdiği haz?
Saadet bilmiyorum o hazdan gayri.


YAZMAM DAHA AŞK ŞİİRİ - CEMAL SÜREYA

Oydu bir bakışta tanıdım onu
Kuşlar bakımından uçarı
Çocuk tutumuyla beklenmedik
Uzatmış ay aydınlık karanlığıma
Nerden uzatmışsa tenha boynunu

Dünyanın en güzel kadını oydu
Saçlarını tarasa baştanbaşa rumeli
Otursa ama hiç oturmaz ki
Kan kadını rüzgârdı atların
Hep andım ne yaşanır olduğunu

En çok neresi mi ağzıydı elbet
Bütün duyarlıklara ayarlı
Öpüşlerin türlüsünden elhamra
Sınırsız denizinde çarşafların
Bir gider bir gelirdi işlek ağzı

Ah şimdi benim gözlerim
Bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor
Bir kadın gömleği üstümde
Günün maviliği ondan
Gecenin horozu ondan


AŞKIMIZ - YILMAZ ERDOĞAN

Aşkımız iki gözlüklünün öpüşme çabasıydı;
gözlükleri çıkarmak hiç aklımıza gelmedi.

Hiç düşündün mü belkiyi
Belki, eline en yakışan takı benim elim.
Belki de en belli olacak yalan, benim söylediğim...
Belki sen ve belki ben...

Yoksulluk, kirden rengi tanınmayan
bir beyaz tutsaklık...
İnsan kendine iltica edebilir mi?

Ölü olarak ele geçiriliyor en sıcak insan sözleri..
Ve hüznüm bir kamu morgunda işe başladı.


70-AŞK ÖZETİ - MURATHAN MUNGAN

zaman zaman anlardın
aşk özetini
zamanın içinde aşk olmasaydı
böyle yanmazdın
böyle serzenmezdin
aşk özetinde seni
seni

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER

 





SAYFA:8/ 71-80

71-AŞK ÜZRE - AZİZ NESİN

Sevişirken yılan bile dokunmaz
Tapınmakta aşktan saygın olamaz
Sevda üzre yıldırım olsa çarpmaz
İstiyorsan uzak kalmak ölümden
Hep aşk üzre olmaslısın a caanım
Ki ölüm de sevişirken kıyamaz
bulmazdım....



AŞKIN BALADI - ÖZDEMİR ASAF

Andırırsın beni bana, bana beni,
Dediklerinde, duyduklarında,
Yazdıklarımda seni bana, bana seni,
Söylemesem bile, saklamadıklarımda.
Ah hep aklımda, hep aklımda;
Andırırsın seni sana, sana seni,
Gözlerinde, kulaklarında, dudaklarında.


AŞK OLSA GEREK - CEZMİ ERSÖZ

Öyle tutkuluydun ki hayata başlarken...
Şimdiyse küçücük bir çiçek teselli ediyor seni...
Aradaki o büyük boşluğun adı,
aşk olsa gerek.


AŞKA DAİR - CAHİT ZARİFOĞLU

Öyle sofralar gördüm ki
İnsan kasları vardı tabaklarda

O eğik gövdeler önünde yalnızlık
Her şeyi birbirinden uzağa çarpıyordu
Bir kadın
Bir erkek

Gizlice soluyordu
Bir erkek av arkadaşından
Av durgunluğu gibi gösterip saklayarak
Kamışlıktaki sazların arasından
Ilık ve yapışkan fısıltıları
Ayırarak alarak
Urgan gibi bedenine doluyordu

Her şeye benzeyebilirken o
Hiçbir şey benzemezken ona

o ünlü borazan
Başlarsa saçlarımızın diplerinden
Üfürmeye. -Yırtıcı bir hayvan
Kimliği yapışır yakamıza

Bir erkek mi o
Göle yatmış bir güneş demetinde
O mor ışında
Bir köpek ölüsü gibi yatan

Hızla kayan
Yoksa bir yaban ördeği gölgesi mi



75-ESKİ NİSAN- ATAOL BEHRAMOĞLU

Canımın yongası, sevdiğim,
Bir kaç gün çaldık ilkbahardan
Geçtik yıllardır özlediğim
Erguvan ışıklı kıyılardan

Aşkı sessizlik tanımlar
Gençken tersini düşünürdüm
Akşamla dönerken geriye dalgalar
Yalnızlığı çırılçıplak gördüm

Durduktu önünde Ege Denizi'nin
Gözleri mayıs bulanığı,
Kuytuluğunda eski evlerin
Dolaştıktı Ayvalığı

Eski nisan, her şey gibi,
Kalbim de, rüzgâr da eski,
Çırpınıp duruyor havada
Yitik anıların kelebeği


GÜNLERDEN ÖYLE BİR GÜN- METİN ALTIOK

Günlerden öyle bir gündü;
Üstüne tarih düştüğüm.
Gözümün önüne geldi birden
Balkıyan güzel yüzün.
Ve yüreğim yandı söndü,
Ter bastı avuçlarımı.
Bir işlek kovan uğultusu
Kapladı kulaklarımı.
Uzandım usulca cigarama;
Yavan ömrüme katık.
Ben o gün öldüm gülüm,
Bir daha ölmem artık.



SEVİYORUM SENİ – NAZIM HİKMET

Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi
geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi,
ağır posta paketini, neyin nesi belirsiz,
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi,
seviyorum seni denizi uçakla ilk defa geçer gibi.
İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldanan bir şeyler gibi,
seviyorum seni “Yaşıyoruz çok şükür!” der gibi.



AŞKA BAHAR YETMEZ - HÜSEYİN YURTTAŞ
 
kırlarda uçtuğumuz o ilk mevsim
dalgalanan yeşil otlar, ekinler
rüzgâr kaçırıyor seni
ardından koşan kelebeğim
kaç gün ki şu küçük ömrüm
anlıyorum
aşka bahar yetmez

leylaklar öyle usul öyle deli mor
kuytu bahçelerimde yine
bir şarkı fışkırıyor pencerelerden
bir perde benim için aralanıyor
içimdeki küheylan kişnese de adımlarım ürkek
yürüdüğüm yolları dal basmış
oysa biliyorum
aşka bahar yetmez

bülbüller çağırıyor çiyli şafağı
usulca öpüyor gökyüzünü
toprağın nemli dudağı
tomurcuk açımı gülümsüyoruz
bütün güller yediveren olsa da
usulca solduklarını görüyorum
aşka bahar yetmez

ben bir delice şahanım
uçsam, kanatlarım pervane
dönerim bulutların arasında
güneşin kamaştığı yerde
keskindir, aldanmaz gözlerim
uzaktan seçerim yalnızları
yüreğin çoraksa boşuna bekleme
yeşilime koş, karış bana
aşka bahar yetmez

o ırmak kiminle konuşur
eski sevdaların yatağında
uyurken büyük uykusunu
kim dağıtır bulutlarını
kim siler gözlerinin pusunu
can usuldan akan o sudur
bulur bir gün okyanusunu
aşka bahar yetmez

gecikmiş yolcular adına
yana yana geliyorum
tut elimden çek beni
içimin kuytularında açan o çiçek
o çiçek, öldürecek beni
son bir yağmur yağsa da
baharımız uzasa da
güz yelleri kavurur tomurcukları
aşka bahar yetmez


AŞKINDAN ÖLMEDİM YA - ERHAN GÜLERYÜZ
 
Ben bir nazlı sandalda
Aklım fikrim yağmurlarda
Bir o eski bulut bir sen
Dönmediniz, dönmediniz, dönmediniz.
Ağıtlardan dağlarım oldu
Sabırdan denizlerim
Ben bir nazlı sandaldayken nerelerdeydin
Lodosum sendin belki ben fark etmedim.

Ooooo aşkından ölmedim ya!
Ooooo aşkından ölmedim
Hala bir şansım var bu dünyada aşktan yana



80-ARALIK GÜNLERİ İÇİN BİR AŞK DENEMESİ - CAHİT ZARİFOĞLU

Şiirler
Aşk bu
Kanatları yıldırımlanmış katı boğalar
Ateşin saydam gövdesini kırarak
Yatarak hayat dolu sarnıçların karnına
Sıkı sıkıya kapalı sivri ve kıvrak gaga

Delip geçecek dalıp yeryüzünü
Bak istersen avuçlarıma
Küçük parmağın hizasında o derin havzada
Göğüs göğüse iken ikimize
İki ayrı kadeh gibi doldurulmuş yudum kat`i
Sesin
Sırrım
Gözüm palaspandıras çehremde

Aşk bu
Çölün sarı sofrasında atlılar
Hepsinde
Gererken parçalanan elimde
Çelik yay parçaları
Ağızlarımız kum rüzgârlarıyla yanık
Yiyip içmezik acıkmazık

:Başkanları
Uyutmasın vahalar diye
Koynuna doldurmuş yılanları:

/çocuk
Bir tane. Dayanmış yanağını cama
Karşı evin balkonuna bakıyor
Orada bir çocuk
Tutunmuş demirlere../

İki kadeh arasında ufak kara nehrim
Beni senden bölen. Suyu yakut de ki kâfur
Çölün arı çehrenin gamsız ölümün uzakça olduğu bir demde

Diz çökeyim söyle
Tahtın nerede
Bende kaynayan sende kaynak
Tıpatıp iki kristal küre

Aramızda ceylanımsı bir sıçrama
Çalkalanır sonsuzca. Şöyle irice
Bir kelime bul ok atsın döş kemiğime

Öfkemi iyi belesin öfken

Aşk duraksar ve yara alır
Uçak çelik rengi göğü sesiyle sokunca
Alçalarak yemyeşil ekinlerin arasına
Kuru ekmek yiyen üzgün köylüleri bombalamaya

İlkin küçük nir göl kan dolu ağzı
/hava nasıl da yeşil/
Su mu yoksa o katı ışık mı yanakların taşıdığı
Nilüferler istekler koca bir dev

Aşk bu çiğnenmiş kırbaçlanmış alta alınmış
Tanıyıp tutunacak bir insan arayan
Gördükçe çelik kazanlarının iç kaynamasını
Kaliforniya’daki silah fabrikalarını

/Doların egemenliği halkın refahı:
Depolar boşalmalı/

Aşk aşk bir şehir harabesi daha kazandın
Kurşun kanatları gergin
Fosforlu mermiler yine taze
Yıldırımlanmış boğalar
Havanın katı gövdesini kırarak
Yararak hayat dolu sevdanın karnını
Pilot ağzı zehirli bir dil
Kentelenmiş çeneler arasından
Gözler ovaya başını çıkaran insanları

Haydi aşk aşk
De ki dağları delerim senin için
Yıldızlar yakarışlar açık kartlar
Ve haydi hoşçakal

Kilimin üstünde
Bir ampül
Bir kırbaç bir ayakkabı

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER