Kullanıcı Oyu: 3 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 




SAYFA: 3 /21-30

YAZ-GÜLTEN AKIN

Sevdiğim yaz geldi yine
Karıncalar ve sineklerle çıktık yeryüzüne
Barbunla lüferle marulla zeytinle
Uzaklarda kaldı nisanları basan sis, bun, yağmur
Karadeniz'de bir mavi, çocuklar sevinsin diye
Şairler sevinsin diye sevdiğim, yaz geldi yine

Altmış sekizdeyiz. Kırkı ve elliyi gördük.
Altmışın içinde yaşadık, suç işledik
Bildiriler. Beş Mayısta Saat Beşte Kızılay'da
Ve hepimiz biryerlerde işi olan
Ankara devrime üs kimliğinde

Yedi yaşındaydık kırklarda, üç yıl gittiler askere
Övündüler savaşa girmedik diye, hâlâ övünmedeler
Yedi yaşında kuraldır aç gitmek okula
Çürüyen buğdayların yanında, kürklerin ve pırlantaların yanında
Aç gitmek okula, öğlen belki bir simit bir portakalla
Sıska olmak, çirkin olmak, utanmak ayağından
-Ki sürer gider etkileri sonra-
Dişlerdeki hastalıkla saçlardaki hastalıkla
Ellerde sırasız titreme ve çarpıntı
Ürkme utanmaktan utanmaktan
Şeker bulamama top bulamama bebek bulamama
Defter kalem kitap günler süren ağlamalarla
-Ki her yalnızlıkta sürer gider sonra-
Övündüler:
-Savaş bizden uzakta
Savaş bizden uzakta, bizim hünerimiz ve aklımızla
Öyleyse bir villa daha, bir kürk daha, bir avrupa daha
Kara taşıtlarda bembeyaz besili kahkaha
Bir demet maydanoz bir sepet yumurta bazan da
Aylık elli lira ve asker tayını doksan kuruş karşılığında
Kara kara kara
Ankara


Dışarda savaş.Yeni bir roma yapılırken
Eski bir roma yıkılmada
Kurtların türküyle gezindiği bir dünya
Ve köpekler uzun bir bahar kızgınlığında
Kan, ateş, bitmeyen açlık, çürüyen Avrupa
Tröstleri, bankaları, borsalarıyla
Erdem ve yiğitlik ve kancıklık en keskin yanlarıyla
Ve Asya, Asya ağır bir kuştur uzun uykularda

Pay verir bir yerlerinden, uyusun diye boyuna.
Yıl Elli. Yaz gelmişti sevdiğim yine
Sanmam ki yaş onyedi olsun o yaşlılığımızla
Sanmam ki o kadar olsun çocuk kalmışlığımızla
Kim karıştırdı herşeyi, ne hakla, ne diye
Nasıl birikmiştik bu kadar acele
Sevgiyle, utançla, boşvermeyle, kinle
Bağışlamayla, bozan sulandıran bağışlamayla
Mayıslar güzeldir.Yiğittir taş yontucular
Suları delikli taşlardan geçiren
Türkücüleriyle, küfürbaz balıkçılarıyla
Mezar kazıcılarıyla, salyangoz devşiren kızlarıyla
Geveze ve güleç kadınlarıyla, yün iğiricileriyle
Kıran görmüşleriyle, açıkgöz pazarcılarıyla
Hele devrimcileriyle, hele devrimcileriyle
Yanıla yanıla yanılmaz olan devrimcileriyle
Mayıslar güzeldir.
Oynar sabahlaradek baylar ve bayanlar kanser adına
Acınır körlere ve yoksullara makbuz karşılığında
"Eşsiz insan ve değerli" kara manşetler
İşsiz işadamlarına


Yaz geldi sevdiğim naftalinli giysilere
Küflenmiş turşulara bozulmuş reçellere
Otura otura kokmuş bilinç uzmanlarına
-Ey kendini kimya sanan o geçersiz kimya-
Aptalıyla, âşığıyla, dertlisiyle
Kalem kaşlısıyla başı bitlisiyle
Naylon çoraplısı uyuz atlısıyla
Yaz geldi Anadolu'ya
Anadolu'ya

Ey kendini kimya sanan o geçersiz kimya
Sen otur yerinde, sakın kıpırdanma
Bir toplumcu İsa gibi uğra arada bir
Kıyıda dur, ortada bulunmak için sırasında
Mayıs kendi sularından iner Anadolu'ya
Mayıs kendi dağlarından iner Anadolu'ya
Sevdiğim yaz geldi yine



YAZ GELDİ –CAN YÜCEL

Dutlar düşüyor pıtır pıtır
Memet Topçu`nun traktör gökgürültüsüyle
Yaz geldi paldır küldür
Yunus Emre indi
Suya havaya toprağa
Kulak`ın köpeği Demokrat
Yol üstüne yatmış soluyor,
Işık değişti
Işığın yolları değişti
Gölgeler ışığa çaldı
İçinde sarmanlar dolaşıyor
Böyle bir akşamüstü
Hiç ölmek istemezdim...



YAZIN BİTTİĞİ – ÜLKÜ TAMER

Yazın bittiği her yerde söylenir.
Böyle kırmızı kalkan görülmemiştir
Ölüleri örten yapraklardan başka.
Çünkü sahiden yaz bitmiştir,
Göle bakmaktan usanır insan,
Koru tutmaktan, yol gözlemekten;
Çadırlar toplanır, yaralar sarılır;
Durgun bir yolculuk, uzun bir şapka
Artık yaprakları beklemektedir.

Aşk mıdır kış gelince başlayan
Beyaz kılıçla yürüyen aşka...
Bırakmaz olur kuşlarını ülkeler,
Yazın her yerde bittiği söylenir;
Yorgunluklar çoğalır silahlardan sonra;
Kardan mezarları görülür ıssızlığın
Ölü öpüşlerin koyuluğuyla...
Aşk kalmıştır otlarda yılı götüren,
Cesur savaşçıları taşıyan kışa.

Her yerde yazın bittiği söylenir,
Çürür çiçeklere yapışan kanlar;
Belki uzaktan iki atlı yaklaşır,
Belki yakından iki yaprak kalkar;
Akşamın örtüsü derelerde yıkanır,
Gökyüzünü görünce gecenin devi
Çıkarıp şapkasından yıldızlar saçar,
Cüceler bunu bilir, gürgenler bilir,
Aşkın uyumadığı her yerde söylenir.



SEN BİR BÜYÜSÜN YAZ,-HİLMİ YAVUZ

Ben hep yollar düşledim
derin yollarda yürürken


yollar gül sesleridir
beni yazın ta içine çağıran
gitsem mi? yoksa daha
erken
mi akşamın kovanında
anılar oğul verirken


senin gittiğin yollar
bana dolanan yollardır
solduğum bir büyük
ormandır acılarım
geçmişten ve gürgen
ve derin bulut sözleri olarak
yazlar kalbime girerken


ah bellek, acı bellek!
hem arısın sen
hem kimbilir hangi gülden
kalma diken?
ve ne uzun bir büyü’sün, yaz!
gurbetler senin ülken, yalnızlar senin ülken


ben hep yollar düşledim
derin yollarda yürürken



25-YAZ GELİYOR,-RIFAT ILGAZ

Hepimize geçmiş olsun,
atlattık bu kışı da burnumuz kanamadan.
Sıkıntımız kalmadı soğuktan yana.
Oduna, bundan sonra
çamaşırdan çamaşıra iş düşecek,
kömüre misafirden misafire…
Lüzum kalmadı tencerenin kaynamasına
açtı gözlerini güneşe soğanlar,
su yürüdü domateslere…
Artık kömürlüğün önünden geçmek
ne beni korkutacak ne oğlumu.
Bir türlü gözü doymayan sobamızı
hapsedeceğiz merdiven altına.
Çoluk çocuk sokaklara dökülecek,
söğüt dalından atına atlayan oğlum
fethedecek Aksaray’ı baştan başa.
Nerde görürse asılacak kuyruğuna
bizi bütün bir kış unutan
sütçü beygirinin
istediğimizi vermeyen mahalle bakkalının
korkarım indirecek camlarını.
Sonra arkasına düşecek
mahalleye şarkılarla giren
kiraz sepetlerini



YAZ GEÇTİ-TUĞRUL TANYOL

perde indi, toz uçuştu, gözyaşı yağmur oldu
ağaç çiçek dökerken geldi yaz
geçti, ben onu görmedim, yalnızca bir ses
orada duruyordu, deniz yüzeye vuruyordu
ve sen uyuyordun.


ah! öyle güzel uyuyordun ve yaz
uykunu bozmamak için senin
ayakuçlarıyla bir kapıdan
ötekine kadar koşmuş olmalı.
toz henüz yere inmemişti
çiçek dökülmemişti
ve ben, büyülenmiş gibi yalnızca sana bakan,
bütün bir yaz!



ÖYLE BİR YAZ ŞİİRİ –AHMET TELLİ
I.
Günlerdir bir dağbaşındayız
Bir başına ve birşeylerden uzak
Çağıldayan çavlanları dinliyoruz
Otların üstünde sırtüstü uzanarak
Duman, is ve beton yığını
Öyle yormuş, bezdirmiş ki bizi
Yaşayıp durmuşuz bir yangını
Unutmuşuz gülümsemeyi sanki
Günleri saymadık günlerdir işte
Saatleri kurmadık ve saatlerce
dağ taş demeden dolaşıp durduk
Çoktandır unutup gittiğimiz
Bir sevinci tazeledik bu yaz
Doğayı ve kendimizi dinleyerek


II
Ölüm ilanları ve panzer seslerinden uzak
Bir yaz geçti yabanıl koynunda doğanın
Unuttuk bir zaman meyhanelerin arabesk
Uğultusuyla sırnaşık kızlarını diskoların
Aşkı ve çılgınlıkları nasıl da unutmuşuz
Oysa sevmeyi, gülümsemeyi bilmiyorsa insan
Öfkelenemez bile artık ve kent öfkesiz
İnsanlara yenilmemiştir hiçbir zaman
Adını bilmediğimiz çiçekler topladık
Kanatıp durdu parmaklarımızı kızılcık
Kuşburnu ve böğürtlen dikenleri
Çobanlarla dolaştık bütün bir yaz
Ama yine de kentteydi aklımız
Işıldarken yıldızlar ordaki dostlarımız gibi



BİR YAZ GÜNLÜĞÜ-AFŞAR TİMUÇİN

Papatyadır elinde
Yazla yeşeren sıra dağlar.
Bir şarkıdır dilinde
Günden güne seni saran sonbahar....
Bir umuttur güldüğün,
Bir tutkudur sokaklar
Her gün seni çağırır,
Der ki;
Sokaklardan geçmesen hayal olur uzaklar...
Ben senin şarkınım der,
Beni her gün başka söyle.
Bazen biraz tutkulu, bazen acılı biraz
İçinde sarı güller bulunsun......
Ben bir yolum, sen de benim yolcumsun.
Sakın geçme benden inanmayarak.
Sen benim savaşçımsın, gözü pek çocuğumsun
Sen güzelsin, en güzel.
Denizlerden daha güzel,
En güzel çiçeklerden ve seslerden.
En güzel denizlerden.....



BİR YAZ DAHA ESKİR-ALİ ASKER BARUT

Yağmur yemiş sırılsıklam bir karanfil
Bir tenhalığa gülümsüyor içimde
Henüz silinmemiş bir ay parçası
Çoktan aydınlanmış gökyüzünde
Ah Galata Kulesi!
Bizanslı sarışın çocuk!
Yıllardır hüzünle bakıyor denize.
Yükünü boşaltmış bir gemi geçiyor uzaktan
Evlerin denize açık pencerelerinde kadınlar
Ki her biri nasıl da yalnız
Dalıp dalıp gidiyorlar o pencerelerde
Yağmurun içinde ıpıslak bir gökkuşağı
Güvercinle doluyor
Üsküdar çarşısı
'Yalnızlık gittiğin yoldan gelir'
Kana boyanır içimde
Bütün aşk kelimeleri
Günün ilk otobüsüyle son otobüsü arasında
Bir yaz daha eskir!
Ve ben artık başlasam da
Bitiremem, başladığım hiçbir şiiri.



30-BÜLBÜL NE YATARSIN YAZ BAHAR OLDU-GEVHERİ

Bülbül ne yatarsın yaz bahar oldu
Çağrışup ötmenin zamanı geldi
Serviler yeşerdi çiçekler doldu
Cana can katmanın zamanı geldi

Benim yarim yanakları allıdır
Ak elleri deste deste güllüdür
Dertli olan bakışından bellidir
Her derdi atmanın zamanı geldi

Firkatle ağlayup şevkle gülünce
Gözümden dökülen yaşı silince
Bir dilberin elin ele alınca
Yaylaya çıkmanın zamanı geldi

Aşık Gevheri de gider dostuna
Gidi rakiplerin bize kastı ne
Evvelbahar çayır çemen üstüne
Sarılıp yatmanın zamanı geldi

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER

SON EKLENENLER

Üye Girişi