Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

SANA, BANA, VATANIMA, ÜLKEMİN İNSANLARINA DAİR –ERDEM BEYAZIT

“Telgrafın tellerini kurşunlamalı’’
Öyle değildi bu türkü bilirim 
Bir de içime 
-Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen- 
Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek 
Bazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelen 
Haberler bilirim mektuplar bilirim. 


Gamdan dağlar kurmalıyım 
Kayaları kelimeler olan 
Kırk ikindi saymalıyım 
Kırk gün hüzün boşaltan omuzlarıma saçlarıma 
Saçlarının akışını anar anmaz omuzlarından 
Baştan ayağa ıslanmalıyım 
Gam dağlarına çıkıp naralar atmalıyım. 

İçimde kaynayan bir mahşer var 
Bu mahşer birde annelerinin kalbinde kaynar 
Çünkü onlar yün örerken pencere önlerinde 
Ya da çamaşır sererken bahçelerinde 
Birden alıverirler kara haberini 
Okul dönüşü bir trafik kazasında 
Can veren oğullarının. 

Bir de gencecik aşıkların yüreklerini bilirim 
Bir dolmuşta yorgun şoförler için bestelenmiş 
Bir şarkıdan bir kelime düşüverince içlerine 
Karanlık sokaklarına dalarak şehirlerin 
Beton apartmanların sağır duvarlarını yumruklayan 
Ya da melal denizi parkların ıssız yerlerinde 
Örneğin Hint Okyanusu gibi derin 
İsyanın kapkara sularına dalan. 

Nice akşamlar bilirim ki 
Karanlığını 
Bir millet hastanesinde 
Dokuz kişilik kadınlar koğuşu koridorunda 
Başını kalorifer borularına gömmüş 
Beyaz giysilerinden uykular dökülen tabiplerden 
Haber sormaya korkan 
Genç kızların yüreğinden almıştır. 

Bir de baharlar bilirim 
Apartman odalarında büyüyen çocukların bilmediği bilemeyeceği 
Anadolu bozkırlarında 
İstanbul’dan çıkıp Diyarbekir’e doğru 
Tekerleri yamalı asfaltları bir ağustos susuzluğu ile içen 
Cesur otobüs pencerelerinden 
Bilinçsiz bir baş kayması ile görülen 
Evrensel kadınların iki büklüm çapa yaptıkları tarla kenarlarında 
Çıplak ayakları yumuşak topraklara batmış ırgat çocuklarının 
Bir ellerinde bayat bir ekmeği kemirirken 
Diğer ellerinde sarkan yemyeşil bir soğanla gelen. 

Yazlar bilirim memleketime özgü 
Yiğit köy delikanlılarının 
İncir çekirdeği meselelerle birbirlerini kurşunladıkları 
Birinin ölü dudaklarından sızan kan daha kurumadan 
Üstüne cehennem güneşlerde göğermiş mor sinekler konup kalkan 
Diğeri kan ter içinde yayla yollarında 
Mavzerinin demirini alnına dayamış 
Yüreği susuzluktan bunalan 
İçinden mahpushane çeşmeleri akan 
Ansızın parlayan keklikleri jandarma baskını sanıp 
Apansız silahına davranan 
Nice delikanlıların figüranlık yaptığı 
Yazlar bilirim memleketime özgü 

Güzler bilirim ülkeme dair 
Karşılıksız kalmış bir sevda gibi gelir 
Kalakalmış bir kıyıda melül ve tenha 
Kalbim gibi 
Kaybolmuş daracık ceplerinde elleri 
Titreyen kenar mahalle çocukları 
Bir sıcak somun için, yalın kat bir don için 
Dökülürler bulvarlara yapraklar gibi. 

Kadınlar bilirim ülkeme ait 
Yürekleri Akdeniz gibi geniş, soluğu Afrika gibi sıcak 
Göğüsleri Çukurova gibi münbit 
Dağ gibi otururlar evlerinde 
Limanlar gemileri nasıl beklerse 
Öyle beklerler erkeklerini 
Yaslandın mı çınar gibidir onlar sardın mı umut gibi. 

İsyan şiirleri bilirim sonra 
Kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden 
Harfler harp düzeni almıştır mısralarında 
Kimi bir vurguncuyu gece rüyasında yakalamıştır 
Kimi bir soygun sofrasında ışıklı sofralarda 
Hırsızın gırtlağına tıkanmıştır. 

Müslüman yürekler bilirim daha 
Kızdı mı cehennem kesilir sevdi mi cennet 
Eller bilirim haşin hoyrat mert 
Alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır 
Her kırışığı sorulacak bir hesabı 
Her çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır. 

Bütün bunların üstüne 
Hepsinin üstüne sevda sözleri söylemeliyim 
Vatanım milletim tüm insanlar kardeşlerim 
Sonra sen gelmelisin dilimin ucuna adın gelmeli 
Adın kurtuluştur ama söylememeliyim 
Can kuşum, umudum, canım sevgilim.

 

 

İLGİLİ İÇERİK

ŞİİRLER

ERDEM BEYAZIT ŞİİRLERİ

ERDEM BEYAZIT HAYATI ve ESERLERİ

 

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi