KALK, LALE İÇİNDEKİ GÖNÜL YARASINA DAMLA!
Zünnara teşbih tanesi dizmeyi öğren. Eğer biri iki görüyorsan kör olmayı öğren ("Cinleri ve insanları yalnızca bana kulluk etsinler diye yarattım." buyurmuş yüce Yaratan. Bu âlemdeki varlık sebebin O'nu tanımak, O'na teslim olmak, gönül rızasıyla kulluğuna girmek. Eğer belinde küfür alâmeti olan zünnar adlı ip kuşak varsa, gel bu karanlık perdeyi üzerinden kaldır. Zünnannı belinden çöz, teşbihine ip yap. İki gözün vazifesi biri görmektir. Madem ki sen biri iki görüyor, zahir ve batını yerli yerine oturtamıyorsun, öyleyse yum gözünü yokluğa dal.)
Güzel koku gibi goncanın haliminden çık, Sabah rüzgârına katılıp esmeyi öğren. (Gizli hazineden zahir oldun. İnsansın. Seyrangâhm, yedi kat yerlerin altından yedi kat göklerin üstüne uzanıyor. Madem ki insansın insanca ortaya çık. Gül goncasında gizli güzel koku gibi sabah rüzgârına karış, cihan senin kokundan istifade etsin.)
Eğer seni değersiz bir çiğ tanesi olarak yarattılarsa, Kalk, lâle içindeki gönül yarasına damla. (Evet, insan olarak kıymetin yüksek. Ama zahir âlemde değersiz bir çiğ tanesi mevkiinde olabilirsin. Takdire rıza gerek. Kalk, aşkla yaralanıp kana boyanan gönlüne dön, 'kırık gönülleri mekân tutan zat' ile tanış.)
Eğer seni bir diken olarak vücuda getirmişlerse, Çemenin haysiyetini korumak için batıp yaralamayı öğren.Dünyadaki vazifen itibanyla gül de olabilirsin diken de. Eğer nasibine diken olmak düşmüşse, dikenini çemenin haysiyetini korumak gibi mukaddes bir vazifede kullan. Adalete hizmet et, zulme değil.)
Bahçıvan, seni çiçek tarhları arasından koparıp attı ise, Bir yeşillik gibi tekrar yerden bitmeyi öğren. (Bu yollarda düşe kalka yürünür. Menzil-i maksuda erenler düştüğü yerden kalkıp yoluna devam etmesini bilenlerdir. Ola ki bahçıvan seni çiçekler arasından koparıp atmıştır. Ye'se kapılma, güneşin harareti damarlarını kurutmadan toprağa yönel, düştüğün yere kök sal.)
Daha yakıcı ve acı olmak için Bir şarap küpüne çekilip orada olgunlaşmayı öğren. (Koruk iken oldum deyip meydana düşme. Olgunlaşmak, insanlan aşkın cezbesiyle mest edip olgunlaştırmak istiyorsan 'adam' olana dek çekil uzletgâhına.)
Ne zamana kadar başkalarının kanadı altında yaşayacaksın; Çemen fezasında serbest uçmayı öğren. (Günler geçiyor, ömür sermayesi tükeniyor. Ruhlar âleminden tek başına geldin dünyaya, tek başına gireceksin kabre. Öyleyse bir an evvel tek başına ayakta durmayı öğren. Yükünü başkalanna taşıtmayı bırak. Adamsan sen başkalannın yükünü taşı.)
Puthane kapısını çaldım; muğbeçeler; "Gönlünde bir ateş alevleyip kıvranmayı öğren!" dediler. (Vahdetteki dostu bulmak için kesrette dolaştım. Küpte beklemiş şarap gibi olgunlaşanların yanına vardım. Şarap dağıtan gençler yüzüme baktılar, "Bu iş bedava olmaz, gönlüne bir ateş düşür, yan, yakıl, varlığını kül et, öyle gel" dediler.
MUHAMMED İKBAL