Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 


Büyük emekler ve yüksek fiyatlarla ele geçen bir ni­metin değerini herkes takdir eder. Fakat hiçbir fiyat ödemeksizin doğuştan sahip olduğumuz nimetler, dün­yadaki her şeyden daha değerli olmalarına rağmen, lâ­yık oldukları itinâyı nedense görmezler. Böyle nimetle­ri mirasyediler gibi harcamakta birbirimizle adetâ yarışırız

İşin en garip tarafı da, bu nimetlerin en değerlisinin, en hoyrat bir şekilde israf edilmesidir. Bu nimet sayılı­dır, sınırlıdır, her an hızlanan bir tükenişle eriyip git­mektedir ve bir daha geri gelmeyecektir. Zaman tünel­lerine belki filmlerde, hikâyelerde ve rüyalarda girebilir­siniz ama, gerçek hayatta asla. Bir hastalık sonrası sağ­lığın geri dönüşü gibi. Kayıp zamanlar hiçbir zaman tekrar ele geçmez.

Zaman deyince, onun en büyük düşmanı ister is­temez akla geliyor: Televizyon. Bu âletin ömrü­müze maliyetini hiç hesapladınız mı?

Gelin, beraber hesaplayalım. Birinci soru: Günde kaç saatiniz televizyon başında geçiyor?

Ortalama -belki de iyimser- bir hesapla 3 saat diyelim. İlk başta pek ürkütücü gel­miyor. Ancak günler damlaya damlaya hafta olur, ay olur, yıl olur, sonunda bir ömür olur, biter. Eğer televizyonun günde 3 saatten bir yılda yiyip bitirdiği zamanı hesaplarsak, 1095 saat eder. Bu da gecesiyle, gündüzüyle 45 gün demektir, televizyon başında geçen 45 gün ve 45 gece.

Geriye kalanlar ise dizilerin, gevezeliklerin, daha bir yığın lehviyat ve fuhşiyatın günah izleri. Belki araya tesadüfen bir iki bilgi kırıntısı da sıkışmış olabilir; ama bu­nun da fiyatı herhalde 1095 saatlik insan ömrü değildir!

Şimdi ikinci soru: Televizyon canavarının pençesinde can veren bu 1095 saat, bize neler kazandırabilirdi?

Bu rakam, bir öğrencinin bütün bir öğretim yılı boyunca gördüğü ders saatlerin­den daha da büyük bir yekûndur. Demek ki, en azından kayıp bir öğretim yılı var or­ta yerde.

1095 saat içerisinde bir yabancı dili iyi seviyede öğrenmek mümkündür. Bu de­mektir ki televizyon her yıl bize bir yabancı dil kaybettiriyor.

Kitap okumayı tercih ederseniz, ağır bir okuyuşla 25 bin sayfalık kitabı bu müd­det içinde bitirmeniz mümkündür.

Eğer her bir harfi en az 10 bakî sevap meyvesi veren Kuran okuyacak olsanız, bu 1095 saat. 10 tane hatim eder. (Ağır okuyanlar üzülmesin; onlara zaten çifte sevap müjdesi var.) Veya bu müddetin sadece üçte birini kaza namazlarına ayırmakla, 3 yıl­lık borcu defterden silebilirsiniz.

" Eğer bu hesaplar uzun ve karmaşık geliyorsa, televizyonun sadece bir tek ezan vaktindeki maliyetini düşünün. Bu yeryüzünde Kabe'ye yönelerek halka halka saf tutmuş yüz milyonlarca Müslümanın arasına katılıp onların duâlarına ve âminlerine iştirak etmek gibi bir fırsatı tepmek mânâsına gelir. Tek bir namaz vaktindeki bu kaybı, dünyada hangi şey telâfi edebilir?

"İnsanlardan öylesi vardır ki, halkı fark ettirmeden ve hiçbir bilgiye dayanmak­sızın Allah yolundan saptırmak ve dini alaya almak için boş söz ve eğlencelere müşteri çıkar. İşte onlar için hor ve hakir edici bir azap vardır." (Lokman Sûresi,6) "İblis dedi ki: "Mademki insan, yüzün­den Sen beni rahmetinden uzaklaştır-dm; ben de Senin doğru yolunda ki insanların önüne oturup yollarını ke­seceğim. Sonra önlerinden ve arkala­rından, sağlarından ve sol­larından onların üzerine varacağım. Sen de onla­rın çoğunu şükredici bul­mayacaksın. "

(A'râf Sûresi. 17)

 

Ümit Şimşek