Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

William, o sabah güneşli bir güne uyandığı için çok sevinçliydi. İngiltere’nin genellikle yağmurlu geçen eylül ayları, sanki ona özel muamele yapıyordu. Çünkü eğer hava yağışlı olursa anne ve babası onu dev meyve ve sebze festivaline götüremeyeceklerini söylemişti.

Gece boyu ettiği dualar kabul olmuş görünüyordu. Çok merak ediyordu, bakalım orada neler görecekti.

Festivalin yapıldığı bahçe de, sergilenen ürünler kadar kocamandı. Her şey neredeyse kendi vücudunun iki-üç katı kadardı. Adeta bir masal dünyasının içinde geziniyordu. William’ı en çok cezbeden çok büyük bir futbol topuna benzeyen balkabağı oldu. Gözlerini hayretle ona dikip uzun uzun inceledi. Meyve mi sebze mi olduğuna karar veremediği bu turuncu top bir şeyler söylüyordu ama onu anlamakta güçlük çekiyordu. Sabah erken kalktığından biraz da heyecandan, sırtını ona yaslayıp uyuyakaldı.

Rüyasında balkabağı yarıldı ve içinden minicik kanatları olan üç küçük peri çıktı. William dört yaşın bütün şaşkınlığıyla perilere, burada ne işleri olduğunu sordu. Perilerden biri, “Biz sihirli balkabağı perileriyiz. Her sene balkabaklarının sadece birinin içinde bir çocuğa görünür ve onun için eğlence gemisi yaparız” dedi. William çok şaşırmıştı.  “Sahi mi? Yapın da görelim” dedi. Periler, hemen küçük bir şişeye saçlarından birer telle birlikte üç yağmur damlası koyup çalkaladılar. Karışımı balkabağının çekirdeklerine yavaş yavaş damlattılar.  Balkabağı, William’ın hayretten büyüyen gözleri önünde kocaman bir eğlence gemisine  dönüştü. Periler William’ın elinden tutup gemiyi gezdirdiler.

Gemide neler yoktu ki? Yüzme havuzları, lunapark, oyun odaları ve bilgisayarlı odalar, şeker dükkânları, çikolata şelaleleri, dondurmadan heykeller, bonibonlardan arabalar, kurabiye evler… William olanları görünce perilerden, o sihirli karışımdan bir miktar kendisine vermelerini istedi. Periler onu kırmadılar ve yaldızlı küçük bir şişeyi ona armağan edip bu harika gemiye binerek William’ın rüyasından uzaklaştılar.

William elinde yaldızlı şişeyle uyandı. Acaba rüyasında gördükleri gerçekleşebilir miydi? Bunu denemeden anlayamazdı. Bir taşla balkabağının kenarını delerek karışımı içine damlatmasıyla balkabağı hemen bir gemi taslağına, çekirdeklerse küçük perilere dönüştü. Periler hemen taslağa şekil verip, gemi haline getirdiler ve ardından yok oldular. William gemiye girdiğinde rüyasındakinden bile daha güzel olduğunu gördü.

Bu arada William’ı arayan ailesi balkabağının olduğu yerde şahane bir gemi ile  oğullarını gördüler. Şaşkınlıkla geminin nereden geldiğini sorunca William olanları anlattı. Ancak onu çok hayalperest bulan ailesi buna inanamadı. Bu arada festivaldekiler William’ın ve geminin etrafına toplanmıştı. Kimi bu geminin bir uzay aracı olduğunu, kimi de bu çocuğun olağanüstü güçleri bulunduğunu söylüyor, meraklıları bu olağanüstü sahnenin fotoğraflarını çekiyordu. William ise bu flaş ışıkları ve şüpheli bakışların arasında gemisinin keyfini çıkarıyordu.

Kısa sürede polisler de festival alanına vardılar. Onlar da ailesi gibi William’a inanmamışlardı. Sahibini bulamayınca geminin William’da kalmasına karar verdiler. Çok geçmeden koskoca yeşil alan insan seliyle doldu. Şaşırtıcı haber, TV ve gazetelerde de yayınlanınca bütün dünya William’ın gemisini öğrendi. Ertesi gün İngiltere başbakanı, William ve ailesini ziyaret edip William’a başarısından dolayı büyük bir ödül verdi. Böylece kimsenin nasıl olduğunu anlayamadığı olay bir ödülle tescillendi. Yıllar sonra büyüyüp bir üniversitede gemi yapımı alanında profesör olan William, her yerde bu olayı anlattı ve insanlara hayallerin gerçekleşebileceğini ispatladı. Şehirden şehre, ülkeden ülkeye gezerek başından geçenleri anlatıp hayalleri ve rüyaları asla küçük görmemeyi tüm dünyaya gösterdi.

Betül Eda ÇİLESİZ

Nuriye akman 

 

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi