Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ŞİİR HER YERDE - TUĞBA KAPLAN

Edebiyata katkıda bulunmak, şiiri yaymak hatta insanları mutlu etmek için şiir hareketi başlatıldığını biliyor muydunuz? #Şiirsokakta ve #Şiirheryerde etiketleriyle, küçük kâğıtlara yazılan şiirleri duraklara, araba sileceklerine bırakan, kafelerdeki peçetelere, evindeki fincan tabağına şiir dizeleri yazan birileri var. Hatta okunsun diye vapura, AVM’ye şiir kitabı bırakan...

Son zamanlarda yolda yürürken, durakta beklerken, bir kafede otururken, otobüse, metrobüse bindiğinizde ya da yoldaki bir ağacın dallarında herhangi bir şiirin dizelerine rastlarsanız sakın şaşırmayın. Hayatın olduğu yerlerde insanlara sürpriz yapan şiir dizeleri kimini mutlu ediyor, kimini şaşırtıyor. Kimi de duvarı boyandığı için kızıp, rahatsız oluyor. Kim bu önüne gelen her yere şiir yazanlar? Amaçları ne? Göründüğü kadar masum mu? Sakın anarşik bir hareketin parçası olmasın! Merak edilen noktaları, hareketin #şiirheryerde ve #şiirsokakta tag’lerini sosyal medyada (Twitter, facebook, tumblr, instagram) yönetenlere, bir de Bizböyleyiz.com isimli edebiyat sitesinin yöneticilerine sorduk.

#Şiirsokakta etiketini yöneten açık kimliğini vermek istemeyen Serdal isimli bir genç. Soruları cevaplamadan önce manifestolarından bahsediyor: “Sokağa çıkarıyoruz şiiri. Otobüse bindiriyoruz, banklarda oturtuyoruz, telefon kulübelerinde konuşuyoruz onunla… Elimizdeki fazla şiiri, beklenmedik bir anda  yanımızdakinin eline tutuşturuyoruz. Elimizde şiir kitabımızla çıkıyoruz sokağa. Böylelikle büyütüyoruz bu sevdayı, daha çok, elden ele… Şiir insanların arasında güzeldir. Konuşur onlarla, teselli eder, mutlu eder… Savaşları, açlıkları, cinayetleri, kadına şiddeti, hukuksuzluğu, eşitsizliği bitiremeyiz belki. Ama daha iyi bir insan oluruz kim bilir. Gülümseriz yanımızdakine, günaydın deriz, bir sokak çocuğunun karnını doyururuz belki…” Manifestoya bir de önemli bir not düşülüyor: “Kamuya ait yerlere ve özel mülke giren yerlere şiirler yazmayınız, desteklemiyoruz, yanında değiliz, paylaşmıyoruz bu tür fotoğrafları. Yaptığınız iş başkasının yaşam alanına müdahale etmemeli, onu rahatsız etmemeli. Hiçbir anlamı kalmaz yoksa yaptığınız güzel işin. Başkasının haklarına ve sınırlarına da saygı göstermelisiniz.”

Şiire yakışır bir etkinlik olsun

Serdal, ısrarla bu hareketin yön vericisi olmadığını vurguluyor ve bu hareketin nasıl bu kadar büyüdüğünü başlıyor anlatmaya. Küçük kâğıtlara yazılan dizeler, park ve bahçelere bırakılan küçük şiir notları, kitapçılarda kitap aralarına bırakılan şiirlerle başlamış ilk. Daha sonra keçeli kalemlerle banklara, telefon kulübelerine, sokak aralarına düşülen dizerlerle büyümüş. Zamanla açılan şiir sokakta hesaplarının kendilerinden bağımsız olduğuna da dikkat çekiyor. Bambaşka bir yere evirileceğini ve kontrolün kendilerinden çıktığını fark edince 3 ay kadar hiç bakmadığını söylüyor. Başta insanlarda geçici bir sosyal medya heyecanı olduğunu düşünse de, şiirin hâlâ sokağa taşınması onu da şaşırtıyor. Ve hareketin şiire yakışır bir etkinlik olmasını istiyor.

Sinem Sal, #ŞiirHeryerde etiketini ve hesaplarını yönetiyor. Moda Sahili’nde Yazı Ağacı eylemleriyle başlamış. Kitaplardan seçtiği alıntıları ağaçlara asmış. Çünkü insanların duvarda görmektense, ağaçlara asılmış yazıları daha zararsız görebileceğini düşünmüş. Şiirleri görenler de yazmaya başlamış. Sinem Sal, özellikle yaşayan şairlere dikkat çekmek istediğini söylüyor.

Durakta okunmayı bekleyen şiir kitapları

BizBoyleyiz.com isimli blog ise ‘şiirin dünyayı değiştirebilecek bir güç’ olduğunu düşünerek yola koyulmuş. Şiiri ve edebiyatı geniş kesimlere ulaştırmak için, bir kitabın içerisine gerekli notlar düşülüp, sonra uygun bir yere bırakılıyor. Kitabın ilk sayfasında okuyucudan kitabı bitirdikten sonra yeniden uygun bir yere bırakması isteniyor. Arka sayfasında da bir çizelge var. Böylece kitabın yeni okuru kendisinden önce kaç kişinin okuduğunu öğreniyor. Hedef bir otobüs durağı, vapurda bir koltuk ya da alışveriş merkezinde bir masa. Sonrasında bekleyiş... Ve birinin gelip kitabı almasıyla okuma zinciri başlıyor. Bazen kitabı alıp hiç bakmadan yan masaya bırakanlar da olmuyor değil. En son Özdemir Asaf’ın “Dokuza Kadar On” isimli seçme şiirler kitabı bırakılmış. Projeyi hayata geçirenlerden Okan Aksoy ve Akın Özkan şu notu düşüyor: “Bu düşünceyi, bir kitapta, bir dergide mi okuduk, bir yerde mi izledik ya da birisinden mi duyduk, hiç hatırlamıyoruz. Amacımız, aklımızdaki bu hoş düşünceyi gerçeğe dönüştürüp, güzellikleri ve edebiyatı yaymak.”

Şiiri yayalım derken, kimseye rahatsızlık verilmemeli

#Şiirsokakta etiketinin yöneticisi Serdal: Şiir kirletmez, kavga etmez, rahatsızlık vermez, vermemeli. Duvarların şiir sokakta adı altında argoya varan sözlerle, abuk sabuk cümlelerle kirletiliyor olması üzücü. Ne olursa olsun, dayatmaya dönüşmemeli. İnsanları rahatsız etmeyen, kirliliğe neden olmayan, şiirsel naifliği koruyacak yerlerde daha şık duracağını düşünüyorum. Telefon kulübeleri, banklar gibi yerler mesela. Sokak performansları çok güzel olur. Küçük şiir notları metrolarda dağıtılan sahipsiz şiirler. Duvarlara, sokaklara yazılan şiirler, belki taraftar sloganı görmekten daha iyi. Ama insanların onu duvarında istemeyebileceği göz önünde bulundurulmalı. Ayrıca, politikleşirse ayırıcı ve kavga edici olur. Politikleşmemeli, birleştirici olmalı. Ayrıca, büyük büyük puntolarla yazılınca şiir bağırıyor sanki. Belki küçük harflerle yazılmalı.

Duvara yazılacak şiirler için bir belediye başkanına bile mail attık

#Şiirheryerde’nin yöneticisi Sinem Sal: Duvara yazılacak şiirler için bir belediye başkanına bile mail attığımızı ve desteklendiğini hatırlıyorum. Şiirheryerde eylemlerini tekrar bu mart gibi canlandırmayı düşünüyorum. Blog’da zaten toplantılardan da çıkardığımız birçok eylem planı yer alıyor. İlk kez de buradan söylemiş olayım. April Yayıncılık’ın da desteğiyle yaşayan şairlerin el yazılarından oluşan güzel bir sergi hazırlığı içindeyiz. Şiirheryerde’de asıl amaç, sadece çaycılarda, kitapçılarda, sokaklarda olması değil, başka yerlere de girmesi. Şiir, dönüştüren bir güç. İnsan, kendi kalbini keşfettiği gün çok yol alacak. Edebiyat daha barışçıl olmalı ve birarada tutmalı.


SON EKLENENLER

Üye Girişi