Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

LESKOFÇALI GALİP –MECRUH-I TİĞ-İ AŞKIN OLAN MERHEM İSTEMEZ AÇIKLAMASI

GAZEL 
1. Mecrûh-i tîğ-i aşkın olan merhem istemez
    Dil-küştegân-i şehr-i belâ mâtem istemez

2. Dil kim harîm-i kâ'be-i aşkın tavâf eder
    Hûnâb-i derd-i hasret içer zemzem istemez

3. Halvet-i nişîn-i hicre hayâlin enîs olur
    Cebril olursa meclisine mahrem istemez

4. Mahmûr-i bezm-i aşka şikeste kadeh yeter
    Mest-i hârâb-i meykede câm-i Cem istemez

5. Sardın o mâhı nûr-i nigâh ile hâlevâr
    Gâlib rakîb sanma seni âlem istemez

Vezni: Mefulü Failatü Mefâîlü Fâilün


Günümüz Türkçesi
1. Senin aşkının kılıcıyla yaralanan, merhem istemez; belâ şehrinin gönülleri öldürülmüş olanları da, arkalarından matem tutulmasını istemezler.
2. Aşkının kâbesinin hariminde dönüp dolaşan gönül, hasret derdiyle akan kanını içer de zemzem istemez.
3. Ayrılık köşesinde yalnız başına oturana, senin hayalin arkadaş olur ve o kimse, meclisine Cebril’in bile mahrem olmasını istemez.
4. Aşk meclisinin çakırkeyfine kırık bir kadeh yeter; meyhanede yıkılasıya sarhoş olan, Cem’in kadehini istemez.
5. Galip! O aya benzeyen güzeli, bakışının nuru ile hale gibi sardın; bundan dolayı, seni yalnız rakip istemez sanma, bütün dünya istemez.

İzahlar:
1. Tîğ-ı aşk : (f. is. t.) Aşk kılıcı.
Mecrûh-i tîğ-i aşk : (Zincirleme f. is. t.) Aşk kılıcının mecruhu; aşk kılıcıyla yaralanmış olan.
Dil-küşte : (f. St.) Gönlü ölmüş olan. Dil-küştegân, dil-küştenin Farsça çoğuludur.
Şehr-i belâ : (f. is. t.) Belâ şehri.
Dil-küştegân-i şehr-i belâ : (Zincirleme f. is. t.) Belâ şehrinin gönlü ölmüşleri.

2.Kâ'be-i aşk : (f. is. t.) Aşk kâbesi.
Harîm-i kâ'be-i aşk : (Zincirleme f. is. t.) Aşk kâbesinin, harîmi, gizli ve mukaddes bucağı.
Hûnâb; Kanlı su demektir; Farsça bir mürekkep isim olup şiirde kanlı gözyaşı manasıyla da kullanılır.
Derd-i hasret : (f. is. t.) Hasret derdi.
Hûnâb-i derd-i hasret : (Zincirleme f. is. t.) Hasret derdinin kanlı suyu; hasret derdiyle akan kan.

3. Halvet-nişîn : (f. St.) Halvette, yalnızlıkta oturan.
Halvet-nişîn-i hicr : (f. is. t.) Hicrin halvetnişini; sevdiğinden ayrı ve uzak olarak yalnız başına oturan.

4. Bezm-i aşk : (f. is. t.) Aşk meclisi.
Mahmûr-i bezm-i aşk : -(Zincirleme f. is. t.) Aşk bezminin mahmuru.
Mest-i harâb (f. s. t,) Harap olmuş sarhoş; yıkılasıya sarhoş olmuş kimse. Mest sıfatı bu terkipte isim olarak kullanılmıştır.
Mest-i harâb-i meykede: Meyhanenin perişan sarhoşu.
Câm-i Cem : (f. is. t.) Cemin kadehi.

5. Nûr-i nigâh : (f. is. t.) Bakış nuru.
Hâlevâr, hale gibi demektir; hâle kelimesinin sonundaki vâr, Farsça bir edattır ki, burada olduğu gibi, benzetiş sıfatları yapmaya yarar. Lâyıklık ve münasiplik manasına geldiği için bu manada sıfatlar da yapar: Şahvâr (şaha lâyık) gibi.
İkinci mısradaki rakîb kelimesinin “îb” hecesini, vezinde bir kapalı ve bir açık hece karşılığı olacak tarzda uzatarak okumak lâzımdır.

NECMETTİN HALİL ONAN, İZAHLI D.Ş.ANT.

 

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi