Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ŞEYH GALiP - DİL-İ ZAİFE BİR AFET GÜZEL BEĞENDİREMEDİM

GAZEL
1. Dil-i zaîfe bir âfet güzel beğendiremem
    O hasta-i gam-i aşka ecel beğendiremem

2. Niyâz ü nâzda sihr-i halâl bilsem de
    Nigâh-i pürfene etmem cedel beğendiremem

3. Hatâ o nerkis-i şehlâdadır sözümde değil
    Eğerçi her sühanim bîbedel beğendiremem

4. Tasavvurumda dahi himmetim olup mâni'
    Sezâ-yi hâhiş olur bir emel beğendiremem

5. Kemend-i nazmım ederken gazâl-i ma'niyi râm
    Yine o şûhuma Galib gazel beğendirememe

Vezni: Mefâilün Feilâtün Mefâilün Feilün (Fa’lün)


Günümüz Türkçesi
1. Zayıf gönle hiçbir müstesna çarpıcı, öldürücü güzel beğendiremiyorum; o aşk derdinin hastasına ecel beğendiremiyorum.
2. Yalvarma konusunda da, nazlanma bahsinde de güzel ve tesirli sözler söyleyebilsem bile, bunları, onun birçok hileler bilen fettan bakışlarına kabûl ettiremem. Onunla, mantık yolundan yapılacak münakaşaların beyhude olduğunu bildiğim için, bu yola hiç girmem.
3. Her sözüm eşsiz derecede güzel olduğu halde beğendiremiyorum; yanlışlık benim sözümde değil, onun şehlâ gözündedir.
4. Ona, hayalimde bile beğenebileceği bir arzumu, bir emelimi bulup da kabûl ettiremiyorum; buna biraz da mağrur iradem mâni oluyor.
5. Ey Galip! Nazmımın kemendi mana ceylânına boyun eğdirdiği halde gene o fettan güzelime gazel beğendiremiyorum.

İzahlar:
1. Dil-i zaif: (f. s. t.) Zayzı gönül.
Gam-i aşk: (f. is. t.) Aşk gamı.
Haste-i gam-i aşk: (Zincirleme f. is. t.) Aşk gamının hastası.
Belâ, musibet manasına gelen âfet kelimesinin güzeller hakkında kullanılması, onların aşklarına tutulanları ölüme kadar sürükleyecek bir güzellik cazibesine sahip olmalarından dolayıdır. Bu kelime şiirde bu yolda kullanıla kullanıla aşkına ve cazibesine dayanılmaz müstesna güzel manasını almıştır. Şeyh Galip de, birinci mısrada âfet kelimesini bu mana ile kullanmakla beraber, ikinci mısrada buna mukabil eceli zikretmek sureyitle, onun asıl belâ manasını da muhafaza etmiş oluyor.
O diye işaret edilen aşk gamının hastası, Gönüldür ki, güzel beğenmemekle ecel de beğenmemiş oluyor. Şair bu suretle zevk hususundaki titizliğini de anlatıyor.

2. Birinci mısrada bağlama edatıyla birbirine bağlanan nâz ve niyaz kelimeleri, sevilenle seven arasındaki nazlanma ve yalvarma tarzındaki münasebeti, aşkı ifade eder.
Sihr-i halâl : (f. s. t.) Haram olmayan büyü ve büyücülük demek olan bu terkip, edebiyatta, güzel ve tesirli söz manasına gelmek üzere kullanılır.
Sihr-i halâl: Divan Edebiyatında bir edebî san'atın da adıdır ki, bir beyit arasında, manaca, hem kendisinden evvel, hem de kendisinden sonra gelen kelimelere ait olabilecek bir kelime veya tertip kullanmak suretiyle yapılır. Meselâ:
Târîh diyor ki bîmuhâbâ
Bir orduyu bir er etti tenkil
beytindeki- çekinmeden, korkusuzca demek olan- bîmuhâbâ kelimesi, manaca hem kendisinden evvelki Tarih diyor ki, hem de kendisinden sonraki Bir orduyu bir er etti tenkil cümlelerine ait olarak alınabilir.
Burada, şairin naz ve niyazda bildiği sihri halâl, sevgiliyi teshir edecek yollar ve sözlerdir.
Nigâh-i pürfen : (f. s. t.) Hilekâr bakış.
Cedel etmek; dil kavgası, söz yarışı yapmak demektir. İkinci mısradaki etmem cedel tabiri nigâh-i pürfene ait değildir, başlı başına bir cümle halindedir. Nigâh-i pürfene nesnesinin bağlı olduğu fiil beğendirememdir.
Bu beyitte nâzda kelimesininn âz hecesiyle halâl kelimesinin lâl hecesini, vezinde birer kapalı ve birer açık hece karşılığı olacak tarzda uzatarak okumalıdır.

3. Nerkis-i şehlâ : (f. s. t.) Şehlâ göz. Şehlâ, hafif ve tatlı şaşı bakan göze verilen bir sıfattır. Şair de, kendi şiirlerindeki güzelliğin fark edilmemesini, sevdiğinin gözlerindeki şehlâlığa atfetmek suretiyle bir hüsnü tâlil yapmış oluyor.
Bîbedel; bedelsiz, eşi olmayan, o kadar güzel demektir.

4. Sezâ-yi hâhiş : (f. is. t.) İstenmeye lâyık.
Şairin sevgiliye hiçbir emelini, arzusunu beğendirememesinin sebebi; onları tasarlarken, o kadar çalaşıp çabaladığı halde, kendisine engel olmasıdır.
Himmet kelimesi Arapçada bir de gönül kasdı, niyet, yüce irade manasına geldiğini düşünürsek beyti şöyle izah edebiliriz: Şair hiçbir emelini sevgilisine beğendiremiyormuş. Çünkü onları tasarlarken birçok niyetleri varmış ki onları açığa vurmasına, sevgilisinin isteyebileceği hale koymasına yüce, mağrur iradesi engel oluyormuş. Bu takdirde himmet kelimesi tevriyeli kullanılmış olur.
5. Kemend-i nazm : (f. s. t.) Nazmın kemendi.
Gazâl-i ma'nî: (f. is. t) Mana ceylânı.
Vahşi hayvanları yakalamak için Kement denilen ilmekli, uzun bir ip kullanılır. Şair de manayı ceylâna ve kendi nazmını kemende benzeterek birçok güzel manaları yakalayıp şiirine koyduğunu ifade etmiş oluyor.

NECMETTİN HALİL ONAN, İ.D.Ş.ANT

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi