Kullanıcı Oyu: 2 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

AÇIKLAMA- 2 (ALİ NİHAT TARLAN)

GAZEL

1) Hâsılum yoh ser-i kuyunda belâdan gayrı
     Garazum yoh reh-i ışkunda fenâdan gayrı yolun

Senin diyârında elde ettiğim şey sâdece belâdır. Aşkının yolunda fani olmaktan başka bir isteğim yoktur

Burada belâ Elest Bezminde ettiği ikrardır. Âşığın vahdet diyarında bütün kazancı bu ikrardır. Ve yine bu ikrar yüzünden âşık belâlara uğrar, sevgili onu imtihan eder.
Sevgilinin bekasına ulaşması âşığın tek isteğidir. Fânî varlığının hakiki sevgilinin bâkî varlığında yok olmasıdır.

2) Ney-i bemn-i gamem ey âh ne bulsan yele ver
     Oda yanmış kuru cismümde hevâdan gayrı

Gam meclisinin neyiyim. Ey ah kuru cismimde havadan gayrı ne bulursan yele ver, mahvet.

Ney, insandır. Allah ona ruhunu üflemiştir. Gam meclisini şenlendiren bir ney yani ıstırap neyi. Çünkü ney inler, ah eder.
Neyin delikleri yakılarak açılır ve kurudur. Yani kuruduktan sonra ateşle delikleri açılır. Cism topraktır. Âh neye üflenince esasen içinde hiçbir şey bulunmayan ney ses hâlinde bütün varını havaya kalbeder. Kuru, yalnız bir cisim kalır. Neyin içinde hava vardır. O hava da Sese inkılâb eder.
Neyin içinde havadan başka bir şey yoktur. Burada hava aşk manasınadır. Aşktan başka her şeyinin mahvolmasını istiyor. Yani yukarıdaki beyitte dediği fenâya erişmeyi istiyor.
Ney ve cisim “toprak”, oda yanmış “ateş”, kuru cisim tezat tarikiyle “su”, hava ise bir manasıyla “hava”. Şâir burada dört unsuru bir araya getirmiştir.

3) Perde çek dîdeme hicrân günü ey kanlu yaşum
     Ki gözüm görmeye ol mâhlikâdan gayrı

Ey kanlı yaşım, ayrılık günü gözüme perde çök. Gözüm o ay yüzlüden başkasını görmesin. Kanlı gözyaşı gözü örtünce her taraf kararır. Ayrılık günü gece olur. Ay geceleri çıkar.

Şâir, gündüz her şeyi görebilir, güneşi de. Fâkat gece sadece ay görülür. Sevgilisinden başka hiçbir varlığı görmek istemiyor.

4) Yetdi bî-keslügüm ol gayete kim çevremde
     Kimse yoh çizgine girdâb-ı belâdan gayrı

Kimsesizliğim o raddeye geldi ki etrafımda belâ girdabından başka dönüp dolaşan yok.

Belâ girdabı döner, yani mütemadî belâlar içindedir.
Belâ girdabı Elest Bezmindeki ikrarın kendisini sürüklediği belâlardır ve bu içinden çıkılır belâlar değildir.
Bütün meşgalem bu ikrarın içinden çıkabilmektir. Etrafımda tek gördüğüm şey odur.

5) Ne yanar kimse mana âteş-i dilden özge
    Ne açar kimse kapum bâd-ı sabâdan gayrı

Gönlümdeki ateşten başka kimse bana yanmaz. Bahar rüzgârından başka kimse kapımı açmaz.

Yine kimsesizlikten bahsediyor. Gönlümün ateşinden başka kimse bana acımaz. Bahar rüzgârından başka kimse kapımı açmaz.
Burada yanmak, acımak manasınadır. Fakat ateş de yanar. Gönlümdeki aşk ateşinden başka kimse, bu çektiğim ıstırabı bilmez.
Kapı açmak “feth-i bab”dır. Yani sülûkda makamları aş saba, bahar rüzgârı geçen gazellerde söylediğimiz gibi İslâm’dır. Bahar, mevsim-i adl'dir. Din-i adl ise İslâmiyet’tir. Aşk yolunda uğradığım müşkilleri ancak İslâmiyet halleder demek istiyor.
Etrafımda beni anlayan kimse yok derken, kimsesizlik ıstırabını bu şekilde anlatıyor. Ancak esen rüzgâr kapıyı açar.

6) Bozma ey mevc gözüm yaşı habâbın ki bu seyl
    Koymadı hîç imâret bu binâdan gayrı

Ey dalga, gözümün yaşı üstündeki hababı, su kabarcığını bozma. Zîra bu sel o imaretten başka bir bina bırakmadı, hepsini harap etti.

Sel, gözyaşıdır. Mevc, dalga ise gözyaşının akarken vücu-da getirdiği dalgadır. Habab, su kabarcığı içinde hava olan gayet zayıf bir varlıktır. Ufak bir hareket onu mahvedebilir. Şâir, bu aşk selinin sadece hababı harap etmediğini, ondan gayrı nesi varsa mahvettiğini söylüyor.
Hababın içinde hava yani aşk vardır. Zayıf varlığı ancak o aşk ile yaşar yani ayakta durur. Hava boşalınca habab da yoktur.
Aşktan tamamen za'fa düşen varlığını hababa benzetiyor.
Habab, bir bina bir imarete benzetiliyor. Her tarafı kapalı olduğu için...

7) Bezm-i ışk içre Fuzûlî nice âh eylemeyüm
    Ne temettü' bulunur neyde sadâdan gayrı

Ey Fuzûlî aşk, şarap meclisinde nasıl ah etmeyeyim. Neyin, sesinden başka insana ne faydası vardır?

Kendisini neye benzetiyor. Aşk, şarap meclisinde ney çalınır sesinden istifade edilir. Başka bir faydası yoktur, Ney de ah eder. Neyin kendisi «elif» e, delikleri ise he «o» harfine benzer, “ah” olur.


FUZULİ DİVAN ŞERHİ, PROF.DR. ALİ NİHAT TARLAN, KÜLTÜR BAKANLIĞI

 

 

İLGİLİ İÇERİK

FUZULİ - EĞER ÇIKSA İDİ DERDÜN CİSMDEN DERDÜM Kİ CANDUR BU

FUZULİ - BUDUR FARKI GÖNÜL MAHŞER GÜNÜNÜN RUZ-I HİCRANDAN

FUZULİ - KEREM KIL KESME SAKİ İLTİFATUN Bİ-NEVALARDAN

FUZULİ - BENDE MECNUN'DA FÜZUN AŞIKLIK İSTİDADI VAR

FUZULİ HAYATI ve ESERLERİ

FUZULİ-ÖYLE SERMESTEM Kİ İDRAK ETMEZEM...

FUZULİ-BERCESTELER

FUZULİ-ÂL-İ ABÂ MERSİYESİ

FUZULİ - LEYLÂ VE MECNUN AÇIKLAMASI

SON EKLENENLER

Üye Girişi