Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

 YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU - YABAN ROMANININ İNCELEMESİ

1. KİTABIN ADI: Yaban

2. KİTABIN YAZARI: Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU

3. ROMANIN KONUSU:
Dünya Savaşı'nın bitimiyle birlikte Sakarya Savaşı'nın sonuna kadar olan sürede bir Anadolu köyünde köylüleri, köyün durumunu ve milli mücadeleye ilişkin tavırlarını anlatmaktadır...

4. YER:
Yaban romanı Anadolu’da Haymana ovasında bulunan Porsuk nehri yakınlarında unutulmuş, bakımsız harabe bir köyde geçer.

5. ZAMAN:
Yaban romanı Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşanan olayları anlatır. Kurtuluş Savaşı’nın içinde geçen olay okuyucuya savaşın gidişatı hakkında da bilgi verir.

6. KAHRAMANLAR:

AHMET CELAL: Yaban romanının başkahramanıdır. I. Dünya Savaşı’nda savaşır ve bir kolunu kaybeder. İdealist ve vatansever bir kişiliği olan Ahmet Celal, Mustafa Kemal Paşa ve Silah arkadaşlarının başlattığı kurtuluş mücadelesini canı gönülden destekler. Tek kolunun olmayışı ve ülkenin kötü gidişatı yüzünden hayata sırtını dönen Ahmet Celal, emir erinin önerisi ile gittiği köyde huzur bulacağına inanır. Köy ve köy hayatı hakkında olumlu düşüncelere sahiptir. Ancak gittiği köyde düşündüğünü bulamaz. Köylüler ile arası gittikçe açılan Ahmet Celal’e köylüler “Yaban” adını takarlar. Ahmet Celal, köylülerin cahilliğini Türk aydınında bulur.

MEHMET ALİ: Ahmet Celal’in emir eridir. Ahmet Celal’i ne kadar sevip saysa da diğer köylüler gibi düşünür. Roman boyunca yeniden askere çağırılmaktan korkar ve korktuğu başına gelir.

ZEYNEP KADIN: Mehmet Ali’nin annesidir. Yoksulluk içinde tek başına evini ocağını geçindirmeye çalışır. Kaderini kabullenmiş Zeynep Kadın, Yaban romanında Türk kadınını tipini temsil eder.

EMİNE: Ahmet Celal’in âşık olduğu kadın. Ahmet Celal Emine’ye ilk görüşte âşık olur. Emine ile evlenmek ister. Ancak Emine “elin yabanına ben varmam” diyerek Ahmet Celal’i istemez ve İsmail ile evlenir. Bu evlilikte mutlu olamayan Emine, Ahmet Celal’in hala onu sevdiğini anlayınca ona yakınlaşır.

İSMAİL: Mehmet Ali’nin kardeşidir. Kısa boylu, genç yaşına rağmen yaşlı bir adamın yüzüne sahip gibi duran biridir. Annesinin sözünü hiç dinlemeyen asi bir çocuktur. Ağabeyi tekrar askere gittikten sonra daha fazla huysuzlaşır. Ahmet Celal’in âşık olduğu Emine ile evlenir.

SALİH AĞA: Köyün en zenginidir. Ancak giyim kuşamı ile dilenciden farksız biridir. Köy halkına borç vererek onları kontrol eder. İnsafsız, yalancı olan Salih Ağa, köylülere kendini akıllı, bilgili biri olarak gösterir. Köy üzerinde sağladığı kontrol sayesinde köyün ekonomisini elinde tutar. Köye gelen düşman askerlerine yol gösterir.

ŞEYH YUSUF: Salih Ağa gibi köylüyü bir kene gibi kanını sömüren biridir. Salih ağa köylüler üzerinde maddi baskı kurarken Şeyh Yusuf’ta manevi ve dini yönden köylüleri kullanan son derece cahil, pasaklı ve pis biridir. Dini bilgiler hakkındaki bilgileri çok basittir.
Bu kişiler dışında romanda yardımcı kişiler olarak Bekir Çavuş, Süleyman, Emeti Kadın, Küçük Hasan vb. vardır.

7. OLAY:
Birinci Dünya Savaşı yıllarında yedek subay olan Ahmet Celal, İstanbul'da yaşayamayacağını düşünür. Bunun üzerine eski emir eri Mehmet Ali'nin çağrısına uyup onun Haymana Ovası'nın ortasında Porsuk çayı dolaylarındaki köyüne gelir. Bakımsız ve dünya ile ilişkisi son derece sınırlı olan bu köyde köylü tarafından çok yadırganır. Dost olup kaynaşmak istediği köylüler ona hep bir yabancı gözüyle bakarlar. Hatta bu insanlar onun kolsuz olduğunu bile fark etmezler, fark edenler de bunu önemsemezler ve Ahmet Celal'e "yaban" adını takarlar ve ondan uzak dururlar. Hâlbuki Ahmet Celal kolunu onlar için kaybetmiştir ve bunun bilinmesini ister. Ama kimse oralı olmaz. Çünkü bu köyde sakatlık herkese özgü bir hâldir. Ahmet Celal bir süre sonra Mehmet Ali'nin kardeşi Emine'ye ilgi duymaya başlar. Bu ilgi zamanla sevgiye dönüşür. Mehmet Ali tekrar asker çağrılınca Ahmet Celal yalnız kalır. Yaşadıkları köy İstiklal Savaşı'na karşı kayıtsız kalır. Bir süre sonra Yunan ordusu köyü işgal eder ve yakıp yıkmaya başlar. Ahmet Celal bu ortamdan Emine'yi kurtarmaya çalışır ama bu sırada her ikisi de yaralanır. Emine'nin yarası ağır olduğundan, Ahmet Celal köydeki anılarını yazmış olduğu defteri Emine'ye verip perişan bir durumda köyden ayrılır. Sakarya Savaşı'nın sona ermesinden sonra, düşmanın yaptığı zulümleri araştırma kurulu köye gelir; bu sırada yıkıntılar arasında kenarları yanık ve yırtık bir defter bulunur. Bu, Ahmet Celal'in anı defteri, yani Yaban romanıdır.

8. YABAN ROMANI OLAY ÖRGÜSÜ
⦁ Ahmet Celal’in kurtuluş savaşında kolunu kaybetmesi.
⦁ Kendini yalnız hisseden Ahmet Celal’in emir eri Mehmet Ali’nin köyüne gitmesi.
⦁ Köydeki insanların onun, hal ve hareketlerinin onlara ters gelmesi ve onlara uymamasından dolayı Ahmet Celal’e yaban adını vermesi.
⦁ Ahmet Celal’in bir gün dere kenarında gezerken Emine’yi görmesi ve ona aşık olması.
⦁ Emine’nin emir eri Mehmet Ali’nin kardeşi İsmail’in nişanlısı olduğunu öğrenmesi.
⦁ Emine’nin İsmail ile evlenmesi.
⦁ Süleyman’ın karısı Cennet’in eve aşığını alması.
⦁ Köylünün Cennet ve aşığını evde basması ve ikisinin köyden uzaklaşması.
⦁ Yunan ordusunun köye gelmesi ve o zamana kadar köylüleri bir takım konulara inandıramayan Ahmet Celal’in, kahramanca tek başına Yunanlıların karşısına çıkması.
⦁ Bir kenarda saklanan köylülerin Yunanlılar tarafından bulunması ve köy meydanında toplatılması ve aralarında bir çatışmanın meydana gelmesi ve Ahmet Celal’in bu çatışmadan kaçarken, Emine’nin ağır yaralanması ve yürüyememesinin sonucunda, Ahmet Cemal’in günlüğünü Emine’ye bırakıp gitmesi.

9. ANAFİKİR:
Ülke topraklarının elden gitmesine rağmen aldırış etmemek ancak cahillikten kaynaklanabilir

10. TEMA:
Tema olarak; aydınlar tarafından yüz yıllarca yüzüstü bırakılmış köyü Anadolu’yu, Anadolu insanını bütün çıplaklığı, açıklığı ve sertliğiyle göz önüne seriyor. Bu konuda aydınlarımızı suçluyor yazarımız. Yazar, Anadolu bozkırlarındaki Anadolu insanının feryadını, Türk aydınına, yurt sorumluluğunu anlatmak istiyor.

11. YAPI:
Romanın giriş bölümü Çanakkale de aldığı bir kurşunla sağ kolunu kaybeden ve yapayalnız kalan Ahmet Celal’in İstanbul’un işgali ile emir eri Mehmet Ali’nin Porsuk Çayı yöresine gitmesiyle başlar ve Ahmet Celal’in köylü ile tanışmasına kadar sürer.
Gelişme bölümü ise, Ahmet Celal’in köylülerle tanışması onlarla karşı karşıya gelmesinden, Yunan ordusunun köye gelmesine kadar devam eder.
Sonuç ise Yunan ordusunun köye gelişinden, Ahmet Cemal’in anı defterini Emine’ye bırakıp gitmesiyle son bulur.
Romanda Ahmet Cemal köylülerin farkına varmaları için geçmesi gereken zamanı beklemeden, aralarında onların arasında bulunmasının hakiki anlamını ve kaybettiği sağ kolunun önemini bilmelerini ister. Ancak köylünün içinde bulunduğu dünya bunun çok ötesinde olduğu için aralarında uyum sağlanamaz. Bunun sonucunda da Ahmet Celal’in temsil ettiği aydın ile Mehmet Ali’nin köyündekilerin temsil ettiği halk arasında büyük bir çatışma meydana gelir. Esas olarak ta bu romanda “adın ile halk arasındaki bu çatışma anlatılmaktadır”

12. DİL ve ANLATIM:
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun ilk eserleri Servet-i Fünun topluluğunun dil anlayışına uygundur. Çok tamlamalı ve süslü yazmıştır. 1915 yılından itibaren Ziya Gökalp’in dilde sadeleşme ilkelerine uygun eserler vermiştir. Yaban da bu anlayışa uygun olarak yazılmıştır.
Üslubuna gelince; Yakup Kadri’nin kendine has bir üslubu vardır. Özellikle mensur şiire yaklaşan anlatımı romanlarında da görmek mümkündür: “Fakat benim sürüme ne oldu? Hani adam nerede? Çoban Ankara’nın yalçın kayasının üzerinden sesleniyor, sürüyü toplamaya çalışıyor. Sana selam ey mübarek çoban! Gazan mübarek olsun? Fakat günün birinde sürünü topladığın zaman, ben onun içinde bulunabilecek miyim? Bu köy burada tek başına küflenmekte ve ben, tek başıma gözyaşlarımı içime çekmekte devam edeceğim. Bir türlü kaynaşamayacağız”
Yaban’da, yine üslup özelliği olarak sayabileceğimiz bir konu daha vardır. Ahmet Celal, romanın bazı yerlerinde heyecanlanıp, uzun tiradlara başlamaktadır. Buda romanın akışını engellemektedir.

13. YAZAR:
Yakup Kadri Karaosmanoğlu 1889 yılında Kahire’de doğmuştur 1906’da Mısır’da Jön Türkler ile tanışır. Yetişme yıllarında tanıştığı Jön Türkler’in Yakup Kadri’nin düşünceleri ve kişiliği üzerinde etkisi olmuştur.

1909’da dönemin genç şairlerinin kurduğu Fecr -i Ati topluluğuna katılır. “ Sanat şahsi ve muhteremdir” ilkesini benimser ve bir dönem eserlerini – Nur Baba ve Bir Serencam- bu ilke ışığında yazar. Fakat önce Balkan Savaşları sonrasında da I. Dünya Savaşı ve topluma etkileri Yakup Kadri için sanatı “şahsi ve muhterem”likten çıkarmış, bir aydın olarak düşüncelerini halkına aktaracağı bir araç haline getirmiştir.

Cumhuriyet’in kuruluşu ile birlikte Mardin ve Manisa milletvekili olmuştur.1932 yılında bir takım arkadaşıyla Kadro dergisini çıkarmıştır. Aynı yıl Yaban yayımlanmıştır. Kadro dergisi, inkılâp bilincine ve ahlakına uygun olarak yetiştirilmiş inkılâpçı kadroların oluşturduğu bir partinin, halkla bütünleşip sorunlara çözüm üretebileceğini savunmuştur. Fakat CHP yöneticileri dergideki eleştiriler ışığında kendilerine bakmayı tercih etmemişler ki1934 yılında dergi kapatılmıştır. Derginin açılışını Yaban ile yapan Yakup Kadri kapanışını Ankara romanı ile yapmıştır. 1937 yılında da derginin kapatılması ve büyükelçilik göreviyle ülke dışına çıkarılmasından sonra (Zoraki Diplomat) Bir Sürgün romanını yazmıştır.

Yakup Kadri’nin hemen her romanı bir konuya ışık tutmak, bir duruma dair düşüncelerini halka aktarabilmek kaygısını taşır. Bu anlamda Yaban, Ankara ve Bir Sürgün romanlarını milli mücadele ve cumhuriyet dönemlerini aktaran bir üçleme olarak düşünebiliriz. Nitekim Ankara, Yaban’ı kaldığı yerden alıp sürdürmüş ve sorunsalını daha geniş bir zaman kesitinde, daha karmaşık bir toplumsal yapı içinde geliştirdiyse, Bir Sürgün de tohumlarını Ankara romanında taşır. Üç bölümden oluşan Ankara’nın son bölümü Yakup Kadri’nin kurguladığı cumhuriyettir, fakat Bir Sürgün’de bu kurgunun gerçekleşemediğini anlatır ve bir kapitalizm eleştirisi yapar.

1962 yılında partinin Atatürk ilkeleri ile ters düştüğünü iddia ederek CHP’den istifa etti.1965yılında politikadan çekildi. 1966 yılında Anadolu Ajansı yönetim kurulu başkanlığına seçildi. 13 Aralık 1974’te Ankara’da tedavi görmekte olduğu Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde hayatını kaybetti. Cenazesi, İstanbul Beşiktaş’taki Yahya Efendi mezarlığında annesinin mezarı yanına defnedildi

Eserleri: Kiralık Konak, Nur Baba, Hüküm Gecesi, Yaban, Ankara, Zoraki Diplomat, Panoroma

 


YABAN KİTABI HAKKINDA 50 SORU

1. Ahmet Celal'in yaban olarak tanınmasının sebebi nedir?
Köylü zihniyetine her açıdan uzak hareket etmesi, fikirlerinin köylülerin çoğuyla bağdaşmaması ve İstanbullu olması.

2.Kitabın ana fikri?
Köylü ve kentli yaşam tarzının ve zihniyetinin farklarını ortaya koyup bir çeşit eleştiri yapmak.

3.Salih Ağa’nın kişisel özellikleri?
Salih Ağa, yeri geldiğinde elinde avucunda her ne varsa düşman askerine vererek çıkar sağlamayı düşünen, çıkarcı ve para düşkünü bir toprak ağasıdır. Sinsi, üç kağıtçı, umursamaz, iki yüzlü.

4.Ahmet Celal kimin davetiyle köye gider?
Emrindeki bir asker olan Mehmet Ali’nin davetiyle köye gider?

5. Mehmet Ali nasıl biridir?
Mehmet Ali, görevini yapmış, terhis edilmiş ve tekrar askere gitmekten korkan bir köy insanıdır

6. Mehmet Ali’nin annesinin adı nedir?
Zeynep’dir

7. Zeynep Kadın nasıl birisidir?
Çalışkan ekmeğini taştan çıkaran bir kadındır.

8. Mehmet Ali’nin kardeşinin adı nedir ve nasıl biridir?
İsmail’dir. Koşullar nedeniyle okuyamamış bir köylüdür.

9. İmam nasıl birisidir?
İmam, zaten kendini bir kul olarak görmekten kurtulamamış köylüyü Salih Ağa ile birlikte hurafelerle kandıran birdin görevlisidir.

10. Bekir çavuş nasıl bir insandır?
Bekir Çavuş, askerliğini yapıp bitirip bütün heyecanını kaybeden, köy rutinine kapılıp yaşayan biridir

11. Köylü Kurtuluş Savaşı’na niçin kayıtsız kalır?
Cahilliğinden kayıtsız kalır. Önem vermez

12. Kitapta Anadolu kadının kim temsil eder?
Zeynep Kadın

13. Emine niçin Mehmet Celal ile evlenmez?
Onu yaban gördüğünden

14. Ahmet Celal yazdığı not defterini kime bırakır?
Emine’ye bırakır.

15. Roman hangi edebi türün özelliklerine uygun olarak yazılmıştır?
Anı türüne uygun yazılmıştır.

16. Romanda olayların geçtiği köyün adı nedir?
Köyün adı verilmemektedir

17. Romanda olaylar hangi yıllar arasında geçmektedir?
Yaban’da olaylar I. Dünya Savaşı’nın bitiminden (1918) Sakarya Zaferi’nin kazanılış tarihi olan 1922’ye kadar zamanda geçer.

18. Romana göre köylülerin temizlik anlayışı nasıldır?
Köylüler temizliğe dikkat etmemektedir. Porsuk çayının pisliği üzerinden de bu vurgulanmaktadır.

19. Ahmet Celal’in rütbesi nedir?
Yüzbaşı

20. Ahmet Celal hangi sosyal sınıfı temsil eder?
Aydın, okumuş sınıfı temsil eder.

21. Roman kahramanlarından Cennet nasıl bir kadındır?
Namusuna dikkat etmeyen bir kadındır

22. Eserin adıyla konusu arasında bir benzerlik var mı?
Bu romanın adıyla konusu arasında çok kuvvetli bir benzerlik vardır. Çünkü köylüler Ahmet Celâl’i bir “yaban” olarak görmektedirler.

23. Romanın ana düşüncesi nedir?
Cehaletin insanların başına çok kötü işler açabileceği ve cahil kalmış insanların sağlıklı düşünemeyeceği vurgulanmıştır. Öyle ki bu durum milli duyguları dahi köreltebilmektedir.

24. Romanda yardımcı kahramanlar kimlerdir?
Bu ana tiplerin yanında yardımcı kişilerde vardır. Bunlar; Emeti Kadın, oğlu Küçük Hasan, Mehmet Ali’nin kardeşi İsmail, Bekir Çavuş vb.dir. Bu tipler üzerinde fazla durulmamıştır.

25. Romanın geçtiği köy nasıl bir yerdir?
Yaban romanının konusu Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu’da Porsuk Nehri çevresindeki küçük bir köyde geçer. Köy son derece bakımsız, unutulmuş bir virane halindedir.

26. Romandan yazarın duygu ve düşünceleri hangi kişi üzerinden verilir?
Ahmet Celal’in üzerinden verilir.

27. Eserin dili nasıldır?
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun ilk eserleri Servet-i Fünun topluluğunun dil anlayışına uygundur. Çok tamlamalı ve süslü yazmıştır. 1915 yılından itibaren Ziya Gökalp’in dilde sadeleşme ilkelerine uygun eserler vermiştir. Yaban da bu anlayışa uygun olarak yazılmıştır.

28 Eserin kahramanları kimlerdir?
Ahmet Celal, Zeynep Kadın, Emine, Bekir Çavuş, İsmail, Mehmet Ali, Salih Ağa, Şeyh Yusuf, Cennet, Emeti Kadın, Hasan

29. Ahmet Celal’in köyde dünya ile bağlantısını sağlayan araç nedir?
Gazetedir

30. Ahmet Celal’in hangi davranışları köylüler tarafından yadırganır?
Konuşması, olaylara bakış açısı, kültürü, her gün tıraş olması, sabahlara kadar kitap okuması

31. Ahmet Celal günlük yazar mı?
Evet, yazdıklarını başkalarının okuması için yakmayı düşünür. Ancak yaşadıklarının sonraki nesiller tarafından bilinmesini istedi için yakmaz.

32. Ahmet Celal yangından hangi malzemesini kurtarır?
Yaşadıklarını yazdığı defterini

33. Yakup Kadri bu romanı niçin yazmıştır?
Anadolu’daki aydın-halk çatışmasını vermek için yazmıştır.

34. Eserde dünyayı uzun bir şeride benzeten kimdir?
Bekir Çavuş

35. Köylülerin yanlış inançları nelerdir?
Köye gelen şeyhin okuyup üfleyerek hastaları iyileştirdiğine inanmaları, tablo ve bibloların kendilerini çarpacağından korkmaları vs

36. Ahmet Celal köylülere niçin ısınamaz?
Köylülerin cahillikleri yüzünden

37. Ahmet Celal köylülerin cahil kalmasından kimi sorumlu tutar?
Aydınları sorumlu tutar.

38. Şeyh Yusuf eserde kimi temsil eder?
Dini kullanarak şahısları sömüren tipi temsil eder.

39. Ahmet Celal romanda kimi temsil eder?
Türk aydını temsil eder.

40. Yazarın köylüye bakış açısı hangi kahramanın bakış açısıyla verilir?
Ahmet Celal’in bakış açısıyla verilir.

41. Ahmet Celal’in köyde katlanamadığı en büyük sorun nedir?
Temizlik sorunu. Ahmet Celal için büyük bir sorun olmasına rağmen köylüler için umursanmaz bir durumdur.

42. Ahmet Celal köylüleri ne olarak görmektedir?
Yabani bir ot olarak görmektedir.

43. Ahmet Celal’i köyde derinden etkileyen olaylardan birisine örnek verebilir misiniz?
Köylülerin savaş karşısındaki ilgisizliği kahramanı derinden etkilemektedir.

44. Ahmet Celal’i köylülerden ayıran en büyük ayrılık nedir?
Giyimini kuşamını köylülere benzetse bile onlardan daima ayrı tutacak en büyük etken düşüncelerindeki farklılıktır.

45. Ahmet Celal askerlerin savaşmak için bulunduğu mekânı hangi kutsal mekana benzetir?
Kâbe’ye benzetir.

46. Anadolu köylüsünde mülkiyet kavramına bakış nasıldır?
Anadolu köylüsünde önemli sayılan mülkiyet kavramı uzun yıllardan beri devam eden dış istilalar ve iç eşkıyalıklardan dolayı körelmeye başlamıştır.

47. Köylü milli meselelere nasıl bakmaktadır?
Ayrıca köylü; savaşa, vatana ve millete karşı da yeteri kadar duyarlı gösterilmemektedir.

48. Köylünün milli meselelere duyarsızlığının nedeni nedir?
Ahmet Celâl bunun nedenini Türk aydınında görmektedir. Çünkü Türk aydını; yıllarca halkın kanını emerek onu bu duyarsız hale getirmiştir, denilmektedir.

49. Eser ilk olarak ne zaman yayımlanmıştır?
1932 Kadro Dergisi’nde yayımlanmıştır.

50. Roman hangi bakış açısıyla anlatılmıştır?
Anı türünde yazıldığı için “ben romanı”dır. Kahraman bakış açısı söz konusudur.