II. GAZEL
1. Bîşe-i gam şîriyiz deşt-i mahabbet bekleriz
Ya‘nî âhû-çeşmler saydına fırsat bekleriz
2. Şehr-i cârıı seng-i mihnetle gam etmiştir hisâr
Nâlemizle biz beden burcunda nevbet bekleriz
3. Yalın itsek n'ola tîg-ı âh-ı âteş-bârımız
Bir harâmî-çeşm ile der-bend-i mihnet bekleriz
4. Aşk şâhı sîne sahrâsına kurmuştur otağ
Biz sipâh-ı derd ile râh-ı mahabbet bekleriz
5. Emriyâ bâd-ı hevâ sanma asâ-yı âhımız
Eşiğinde bir şehin bâb-ı sa‘âdet bekleriz
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİYLE
1. Biz aşk çölünü gözleyen gam ormanında yaşayan arslanlarız. Yani ceylan gözlü güzelleri avlamak için fırsat kolluyoruz.
2. Gam, can şehrini mihnet taşlarından hisar halinde kuşatmıştır. Biz feryatlarımızla beden burçlarında kulelerinde nöbet bekleriz.
Eski zamanlarda kulelerdeki muhafızların birbirleriyle haberleşme yollarından birisi de birbirlerine seslenmeleridir. Burada şair, aşk ıstırabıyla çektiği feryatları, bu nöbetçilerin haberleşmek için yüksek sesle bağırmalarına benzetmektedir.
3. Kılıcı andıran ateşler saçıcı ahimizi kınından sıyırsak şaşılacak bir şey yok. Bir kan içici göz ile mihnet geçidini beklemekteyiz.
4. Aşk ülkesinin padişahı gönül sahrasına otağ kurmuştur. Biz dert askerleriyle muhabbet yolunu gözlemekteyiz.
5. Ey Emri! Asayı andıran ahimizi boş yere çektiğimizi sanma. (Elimizde asayı andıran o ah ile) padişahın kutlu, uğurlu kapısını beklemekteyiz.