IV.GAZEL
1. Söylemez küsmüş bize canane söylen söylesin
Neyledim ol yar-ı alişana söylen söylesin
2. Naz ile güftara gelmezse helak eyler beni
Ol cefa vü cevri bi-payana söylen söylesin
3. Derd-i aşkı gayrıdan sorma ne bilsin çekmeyen
Anı yine âşık-ı nalana söylen söylesin
4. Harı zahmından neler çektiğimi gülzarda
Bağban- bülbül-i giryana söylen söylesin
5. Bakiya dil durmasın güftara takad kalmadı
Vaktidir ol husrev-i devrana söylen söylesin
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİYLE
1. Sevgili bana küsmüş, konuşmuyor. Söyleyin ona da benimle konuşsun. O şanı şerefi yüksek, değerli sevgiliye ben ne yaptım ki? Söyleyin de açıklasın.
Şiirde geçen “söylen”, “sorman”, “din” sırasıyla “söyleyin”, “sormayın”, “deyin” yerindedir.
2. Sevgili nazlı nazlı konuşmazsa beni öldürür. O cefâsı, eziyeti sonsuz olan sevgiliye söyleyin de nazlı nazlı konuşsun benimle.
Sevgilinin cefası, eziyeti âşığı üzer, ama bundan kötüsü âşığını görmezden gelmesi, onunla ilişki kurmaması, konuşmamasıdır.
3. Aşk derdini başkalarına sormayın; bu derdi çekmeyen ne bilsin! Onu yine (aşk derdiyle) inleyen, feryat eden âşığa sorun, o anlatsın.
Başkaları olarak çevrilen ağyâr kelimesi, âşığın dışındakiler, âşığın rakipleri, sevgilisi ile arasına girenlerdir. Bunlar da sevgiliye âşık olduklarını söylerler, ama gerçek âşık değildirler. Zira aşkı, aşkın derdiyle inleyen, feryat edenler bilir.
4. Gülbahçesinde dikenin yol açtığı yaralardan neler çektiğimi acıyla feryat eden bülbülün bahçıvanına sorun, o söylesin.
5. Ey Bâkî! Zamanın sultanına benim artık konuşmaya gücüm kalmadığını söyleyin. Artık vaktidir, durmasın (lütfedip de benimle) konuşsun.
Şiirde geçen sevgiliyi padişah olarak da yorumlamak mümkündür.
- << Önceki
- Sonraki