Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

KOD ADI YEŞİL Mİ? - DURSALİYE ŞAHAN

 

Okuduğum romanlar: Neden T / Tevekkül T Mehreliyev

Dursaliye Şahan

Yeşil’i hatırlıyor musunuz? Hani güneydoğuda sıradan bir korucu olarak bilinse de aslında derin devletin kullandığı kadrolu tetikçilerden biri olduğu iddiasından türeyen şehir efsaneleriyle medya epey oyalanmış pardon bizi oyalamıştı.

Yeşil daha iyi de kurgulanabilirdi elbette. Ne bileyim mesela yanına gizemli bir sevgili yakışmaz mıydı? Ve hatta sinemacılarımız fırsatı kaçırmayıp dönem ve coğrafyaya atıfta bulunan eli yüzü düzgün bir film kotaramaz mıydı? E evet biz kötü polisini, sinsi siyasetçisini konu edinmekten sakınmayan Hollywood kadar ‘hadsiz’ değiliz.
Neyse manşetler Yeşil’e doyup, dikkatimiz başka yönlere kaydığında Yeşil de çaktırmadan beynimin ince kıvrımlarından birinde uykuya dalmış olmalı ki geçenlerde elime aldığım romanla aniden doğrulup tam karşıma dikildi:
Gülümsüyor. “Neredesin gözüm?” diyorum, elimdeki, Neden T’yi işaret ediyor. Bismillah! Daha ilk sayfalardayım.
“Anladım. Buradasın. S Class dedikleri o Sefer sensin. Ah Yeşil ah.”
Hiç konuşmuyor. Böyle seri katil tarzı bir sükût içinde, beni Azeri Yazar Tevekkül T Mehreliyev’in kaleme aldığı, Neden T ile baş başa bırakıp gidiyor.
Bir buçuk günde bitiriyorum kitabı ama hemen söyleyeyim, hiç bir satırda Yeşil’in adı açıkça geçmiyor. Ben niye olayı ona atfettim bilmiyorum. Açıklaması zor. İşte tam burada kısa bir özet geçmekte yarar var:
S Class lakaplı, seri katil olduğunu öğrendiğimiz kahramanımız Sefer ve onun güzel, zeki, duygulu sevgilisi Özlem. Aynı apartmanda oturan, yaşlı çift Muharrem-Suzan, eğlenceli bir akıllı deli Sacit, bir türlü istediği başarıyı yakalayamayan ve karşı apartmandaki popüler karizmatik yazar A’yı kıskanan T. Pikaçço.
Dostane ve doğal komşuluk ilişkileri etrafında karakterlerin kişilik analizlerini, ilişkilerini, çıkmazlarını yakalıyoruz.
Sefer yani kod adı S Class sıradan bir seri katil değil, derin devlete ve üst düzey sermaye sahiplerine çalışan oldukça başarılı bir profesyonel.
Elbette bir seri katilin başarısı duygularını engelleyebilmesine ve aldığı işleri kısa sürede yerine getirebilmesine bağlı.
Sefer bu konudaki üstün başarılarını bize kendi dilinden bizzat anlatıyor. “Alacağım paraya bakarım ben, üst tarafı beni ilgilendirmez. Prensip olarak da yaptığım işe saygı gösterilmesini isterim.”
Cinayete saygı (mı?) Eyvallah!
Ancak küçük bir çocuğun hayatına son veremeyeceğini anladığında işler sarpa sarıyor. Yukarıdakiler vakit kaybetmeden kahramanımız Sefer’in üzerini çiziyor.
Ki bu da hayatın olağan akışı içinde oldukça normal…
(Evet, o beş yaşındaki öz kızını öldürmek için kiralık katil tutan adamın hareket noktası ve motivasyonu belirtilmemiş. Unutulduğunu sanmıyorum. Okuyucunun yaratıcı arzusuna bırakılmış olmalı. Hem niye garipsiyorsunuz anlayamadım? Sanki bu topraklarda evladını öldüren bir babayı hiç duymamış gibisiniz.)
Dönelim ana karakterimize. Sefer de zaten bize artık yaşamak istemediği mesajını vermiştir.
Hikâyedeki aksiyonu bol olay örgüsü, bölüm bölüm kronolojik bir takvim eşliğinde, karakterlerin dilinden geri dönüşlerle anlatılıyor.
Dili tertemiz diyemeyeceğim ama fazla ‘talaş’ yok. Polisiye türüne uygun, akıcı bir üslupla sıkmadan okutuyor.
Karakterlerin psikolojik analizleri kimilerinde oldukça başarılı. Özellikle deli Sacit’i çok sevdim.
Ayrıca Yazarın dili mizaha çok yatkın. (Bir yazar için bunun ne denli önemli olduğunu tahmin edemezsiniz.)
Gelelim ilk baştaki kuruntuma. Yazar Yeşil gibi gerçek bir karakterden esinlenmiş olabilir mi? Kaç çeşit seri katil profili yaratabilirsiniz sorusunu bir düşünün isterseniz.
Dünya sinemasında Yeşil’in hayatına benzeyen yüzlerce hikâye tekrar tekrar önümüze gelmiyor mu ve biz her seferinde büyük bir heyecanla izlemiyor muyuz?
Biliyorsunuz, son paragraflar hep romanın ana fikrine ayrılır. Neden T’nin mesajı ne olabilir?
Bana göre; dünün kahramanı, bugünün vatan haini olduysa, yarının da dip notu olacaktır.
Not ettiğim cümlelerden ikisiyle bitiriyorum.
“Ne yaparsak yapalım şiirleştiremiyoruz hayatı.”
“Ateşli sevişin ki, çocuğunuz sevecen olsun.”
Sağlıcakla kalınız…