Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

NE ZAMAN OKUYALIM?-AHMET CEMAL

 Kendi iş ya da uzmanlık alanımızla ilgili okuma, okumadır bunun dışında kalan canımız çektiğinden, bir alışkanlığa dönüştürdüğümüzden gerçekleştirdiğimiz okuma eylemlerimiz ise bizi gerçek anlamda okur kılan eylemlerdir.

 Gerçek anlamda okur olmak hele kendini edebiyatın eğitiminden geçirmek, her şeyden açısından da son derece gerekli olan bir şey. Edebiyat eserlerinin türlü söylemleriyle, üsluplarıyla, vurgularıyla ve kurgularıyla tanışan kişinin düşünce yürütme biçimi de bu tanışmayla orantılı olarak yeni boyut kazanıyor.

 Gerçek okur, her okumasıyla daha önce tanımadığı ufuklara yelken açan bir serüvencidir; yolunun nereye varacağı önceden asla bilemez. Ama bildiği bir şey vardır ki, o da böyle yolculukların sonunda kendini hep yeniden üretmiş bulur.

Yeni bir ders yılı başlarken, daha önce dağınık biçimde değindiğim bir konuyu bu kez vurgulayarak ele almayı uygun buluyorum.

Öğrencilerime ne zaman okumanın gerekliliğinden söz etsem, bir soruyla karşılaşırım: “İyi ama hocam, ne zaman okuyalım? Derslerden vakit kalmıyor ki!”

Bu, aslında yanlış bir varsayıma, yani insanın okuması için ayrıca vakit bulması gerektiği varsayımına dayanan bir sorudur. Aynı zamanda da elbette insanoğlunun yapmak istemediği şeylere kolayca mazeret bulabilme yeteneğinden (!) kaynaklanma bir sorudur.
“Okumaya ne zaman vakit bulayım?” sorusunu sorduğunuz anda bunun açık ve seçik anlamı, en azından şimdilik okuma diye bir gereksinim duymadığınızdır.

“Yemeğe ne zaman vakit bulayım?” diyerek birkaç günü aç geçirdiğiniz oluyor mu? Ya da: “Giyinmeye vaktim yok!” diyerek sokağa çıplak çıktığınız? Ya da -burası önemli!- kantine birkaç gün uğramadığınız?
Okumak, bütün bunlar gibidir.

Örneğin, yazarın ya da şairin yazmadan yaşayamaması gibidir.
İnsanın su içmeden susuzluğunu giderememesi gibidir.

Okur olmak, insanın okuyamadığı bir günü kısık yaşanmış saymasıdır. O gün okuyanınmış olmayı, yen başka hiçbir şeyle doldurulamayacak bir eksiklik diye algılamasıdır.
Okumak için zaman yaratmak, insanoğlunun var olan ve doğası gereği sınırlı zamanı içerisinde düşüncenin sınırsızlığı ile kurulabilecek köprülerin en soylularındandır.
Okumak için zaman yaratmak, saatleri belli günler ve geceler boyunca göze çarpmayan ya da ziyan edilen zaman parçacıklarının peşine düşüp onları bir zaman örgüsü biçiminde okuma eyleminin buyruğuna vermektir.

Okuma iradesi söz konusu olduğunda, biraz daha geç yatmakla, arkadaşlarla ‘geyiklerden’ biraz kısıntı yapmakla, kantine biraz daha az inmekle, sokağa biraz daha az çıkmakla, eve biraz daha erken dönmekle ya da günün yorgunluğuna biraz da okumanın yorgunluğunu eklemekle bulunamayacak zaman, yoktur!

(Bizi Yaşatanlar ve Öldürenler, Can Yay.)

SON EKLENENLER

Üye Girişi