Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

YA KEBİKEC- HİLMİ YAVUZ

Mon berceau s'adossait a la bibliotheque,
Babel sombre, ou roman, Science, fabliau
Toul, la cendre laline et la poussiere grecque,
Se melaient. J'elais haul comme un in-folio.
Baudelaire

Eskilerden rivayet: kitapları, kitap kurdundan ya da güvelerden korumak için, kitabın ilk yaprağının üzerine, ‘ya kebîkec’ yazılır; ‘ya kebîkec’ yazılı kitabı güvelerin yemediğine inanılır. ‘Kebîkec’, kitapları güveden koruyan meleğin, cinin ya da şeytanın adı. Abdülbaki Gölpınarlı ‘Divan Edebiyatı Beyanındadır’da ‘ya kebîkec’ ile ilgili hoş bir öykü anlatıyor: ‘Hocanın biri mollasından bir kitap ister. Molla kitabı eline alınca görür ki, lime lime; güve delik deşik etmiş. Hoca der, kitabı güve yemiş! Hoca bağırır: “Ya kebîkec’ yazmadın mı? Molla cevap verir: Yazdım, yazdım ama önce kcbîkec’i yemiş de, sonra kitabı yemiş.’
Anlaşılıyor: Ya kebîkec’, kitabı kitap kurtlarına karşı korumuyor, hiç korumuyor! Dolayısıyla, kitabınızın üzerine ‘ya kebîkec’ yazmışsınız ya da yazmamışsınız, fark etmiyor.
Gerçekten de öyle: Kitap kurtlarını kitabın kâğıdından, cildinden, kokusundan uzak tutmanız söz konusu değil. Ne yapar eder, kitabı bulurlar onlar. Öyleyse kitap kurtlarını dünyada en mutlu eden mekânların kitabevleri ve sahaf dükkânları olduğunu söylemek yanlış olmayacak. Kütüphaneler, demiyorum, çünkü benim tanıdığım kitap kurtlan, kemirecekleri kitabın her şeyden önce kendi mülkiyetlerinde olmasına önem verirler. Dolayısıyla, kütüphaneler güvenli ve korunmalıysalar, kitap kurtlarını pek fazla ilgilendirmez. Onlar kitaba sahip olmak ve asıl önemlisi, tek başlarına sahip olmak isterler Kitap kurtları, kitapla olan ilişkileri açısından neredeyse tekeşli (monogram) evlileri anımsatırlar. Sadece tekeşli değil, kıskanç kocalara da benzerler! İyi kitap kurtlan, kitaplarını fotokopi çekmek için bile, başkalarına vermekten şiddetle kaçınırlar. Tanıdığım kitap kurtlarından biri (haydi adını da vereyim: Hilmi Yavuz), evinden kitap çıkarmamakla ünlüdür. Kitaplarından yararlanmak isteyen birine, ‘Buyurun, bize gelin, kitaba evde bakın!’ demiş, kitap okunurken de, okuma odasında bizzat hazır bulunmayı ihmal etmemiştir!
Kitap kurtlarının bazılarında gözlemlenen değişik bir olgu da, Kitapların okunuş biçimiyle ilgilidir. Bunlar, Kitaplarının satır altlarını (ya da üstlerini) çizmez, işaret koymaz -ve asıl önemlisi, okurken Kitaplarını asla katlamazlar! Kitap katlamak, bir kitap kurdu için bağışlanmaz bir suç, kitaba karşı işlenmiş alçakça bir cinayettir... Tanıdığım kitap kurdu (Hilmi Yavuz), kitabın okunması için ideal açı’nın 90 derece olduğu hükmünü getirmiştir. İki sayfa arasındaki açı, hiçbir kayıt ve koşulda, bu açıyı geçemez! (...)

İdeal bir kitap kurdunun evinde, en azından 7.000-8.000 dolayında kitap bulunmalıdır. İdeal kitap kurdu, evde her yer tıka-basa kitap dolu olduğu için, aradığı kitabı hiç bulamamak ya da bulabilmek için bir yığın kitabı bir yerlerden (alttan, üstten, önden, arkadan) çıkanp derinlere ya da içerilere ilerleyebilmelidir. İdeal kitap kurdu, akşamlan, eve gelirken, eşinin ya da çocuklarının sıkı gözetimi altında bulunacağını bilmeli, eve kitap sokabilmenin yeni ve değişik yöntemlerini keşfedebilme becerisini gösterebilmelidir!.. Nuran Yavuz’un ‘Bizim evdeki kitaplar durmadan artıyor. Hilmi, artık kitap da almıyor. Nasıl oluyor bu?’ sorusuna, bir başka kitap kurdunun, Prof. Dr. Selçuk Erez’in verdiği yanıt, birçok kitap kurdu eşinin kulaklarına küpe olmalıdır: ‘Ah, bilmez misiniz hanımefendi, kitaplar geceleri ürerler..’

Kitap kurdu bunca kitabı nasıl edinir? Türkiye’nin en eski kitap kurtlarından biri olan rahmetli Ord. Prof. Dr. Şerefeddin Yaltkaya’ya (Hoca Şerefeddin’e) bu soruyu Prof. Dr. Helmut Ritter sormuştur. ‘Bütün bu kitapları nasıl topladınız? Ritter’in bu sorusuna hoca Şerafettin’nin verdiği yanıt şudur: “Bisseyf” (yani kılıçla) Gerçekten de diyor Ritter el yazmalarının çoğu bu savaşlarda fethedilen ülkelerin kitapları talan edilerek İstanbul’a getirilmiştir.’ Kitap kurtları için ideal bir konumdur bu: Kitapların bir bölümü satın alınmış olabilir; bir bölümününse, bisseyf değilse bile yakın (!) yollardan elde edildikleri görmezlikten gelinemez!..

İdeal bir kitap kurdunun kitaplığında her tür kitaplar bulunur? Bir kere ideal kitap kurdunun birçok yabancı dil bilmesi gerekir. Bildiği dil sayısı, kitaplığındaki kitap sayısı artışı için bir ‘katsayı’ mesabesindedir. Şimdi örneğin, Türkçede, İngilizcede, Fransızcada basılmış bütün Dostoyevski çevirileri, kitaplıkta yanyana bulunmalıdır. Örneğin, Baudeaire’in eski harflerle basılmış Elem Çiçekleri (Âlişanzade çevirisi), Enid Starkie’nin Baudelaire’i ile yanyana bulunmalıdır. Garcin du Tassy’nin Mantık ut-Tayr çevirisi Kazvinî’nin Nüzhet ül-Kulub’una yakın bir yerlerde olmalıdır. (Kitap kurdu, örneğin, kuş adlarının Fransızca, İngilizce karşılıklarım merak edebilir). Gölpınarlı’nm Melamilik ve Melamiler’inden mümkünse, üç tane olmalıdır (‘ya bunlardan biri yürürse?’ diye..) Deleuze’ün Spinoza’sı Firuzanfer’in Mevlânâ’sıyla yanyana düşmüşse, bu, hiç kuşkusuz, bir rastlantıdır. (...)
Kitap kurtlan, kitaplan ne kadar sever? Ritter anlatıyor: Bebek’te Sir Thomas Arnold’a rastlamış (olay, 1950’lerde oluyor). Ona El Biruni’nin Tahdid Nihayat al’-Ama-kin adlı elyazmasından söz etmiş. (Fatih Kitaplığı 3386). Bunun üzerine Sir Thomas’ın Fatih Kütüphanesi’ne gittiğine, adı geçen elyazmasını istediğine, elyazması geldiğinde de kolofon sayfasını açıp öptüğüne (evet, öptüğüne!..), bizzat kütüphane müdürü yemin billah tanıklık ediyormuş...

İmdiii... bu aşk ü muhabbet ü sevdaya Ya Kebîkec’ mi dayanır, ya Kebîkec?
(1987)

Denemeler, Boyut Yay.
SİMGE DERGİSİ

SON EKLENENLER

Üye Girişi