Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 
-2-

Kitapları hayatının bir parçası olarak gören her kişi, mut­luluk yolunda mesafe kat etmiştir. Hayatın ağır yükü, psiko­lojik sıkıntılar ancak kitabın dostluğu sayesinde atlatılacaktır. Bunalmış insanlığın tek kurtuluş reçetesi kitaptır. Kitapların efsunlu deryasına ancak okuma rotasını belirlemiş kişiler açılabilir. Okuma; bizi hayal sınırlarımızın ötesine ulaştıran, harf kimyasının organik yapısıyla, estetik bir dünya kuran bir şuurdur. Bu şuurun, nasıl oluştuğunu hep birlikte görelim.

 
OKUMANIN SİHİRLİ DÜNYASI

Türk dilinin ve kültürünün temel eserlerinden biri olan, “Divanu Lügati’t-Türk’ü” asırlar sonra gün yüzüne çıkaran Ali Emiri Efendi (1857-1924) kitap şuurunun öncülerinden­dir. “Lamba kenarında kitap mütalaâ ederken sabah olmak defaatle vâki oldu. Uyusam kimse yanımda yatamazdı. Okuduğum kitapları savt-ı alenî ile (yüksek sesle) tekrar edermişim.” diyen Ali Emiri Efendi tipik bir kitap kurdudur. Cemil Meriç gece gündüz okurdu. Bu yüzden gözlerinin gücünü her gün biraz daha yitirdi. Ne var ki, O buna hiç aldırmaz, odasında masanın üstüne sandalyeyi koyar; kendi de sandalyeye çıkarak kitabını 30 santim uzaklıkta tutardı. Bunu, elektrik ampulünü aşağıya değin iletecek kordona verecek parası olmadığı için yapardı. Bunca parasız oluşu­nun sebebi ise, eline geçen paranın tamamını kitaba yatırmış olmasıydı. Kendisine bir şey sorduğunuzda, size verdiği kar­şılığın; filanca yazarın, filanca kitabının filanca sayfasında olduğunu belirtirdi. Sibirya’ya sürülen Lenin, Marks’ın kita­bını Sibirya’nın dondurucu soğuklarında tam bin kez oku­muştur. Kitap delileri, kitapseverlere benzemezler. Bunlar yalnız kitap toplamak isterler. Bunlar, sadece kitabın maddî değerine ve nadir oluşuna bakarlar. Saint Simon (1760-1825) hatıralarında bu gruba giren Kont İstre adındaki bir adamın 52500 cilde malik olduğu halde okuma bilmediğini belirtir. “Cinneti Kütüb” (kitap deliliği) denilen hastalıkla alâkalı Endülüs’te geçen bir anekdotta şunlar anlatılıyor: Hadise Kurtuba şehrinde geçer. Müslüman bir tarihçi, uzun süre aradığı bir kitabın müzayede yoluyla satılacağını öğrenir ve gidip pey sürmeye başlar. Adamın biri her defasında ondan daha fazla fiyat teklif etmektedir. Fiyat çok fazla yük­selince tarihçi çekilmek zorunda kalır ve iş bittikten sonra adamın yanına giderek bu kitaba sahip olmayı niçin çok istediğini sorar. Adamın cevabı enteresandır: “Aslında ben talebe değilim, kitabın muhtevasını da bilmiyorum. Ancak halk arasında itibarımın yükselmesini sağlamak için bir kü­tüphane kurdum. Kütüphanemde tam bu kitabın doldura­cağı boş bir yer var. Ayrıca çok güzel olduğu için hoşuma gitti. Bunun için ödeyeceğim paranın miktarına önem ver­miyorum. Çok şükür maddî gücüm buna yeter.

Ahmet Mithat Efendi, ekmek parasını kitaba verir, pek çok okurdu. Okumaya olan düşkünlüğü, O’nu “ayaklı kü­tüphane” ve “Hâce-i Evvel” yapmış ve bereketli ömrüne 226 kitap yazmayı sığdırmıştı.

Bağdat’ta, entelektüel seviyede kitap okuyanların sayısı ise aşağı yukarı şehrin nüfusunun üçte biri kadardı. Kültür Ba­kanı Tınaz Titiz devrinde “Niçin kitap okumuyoruz?” soru­su üze­rinde yapılan bir araştırmanın sonucundan çıkartılan şu mad­deler insanı düşündürmeye sevk ediyor. Türk toplumun­da; okumak, zeki olmayanların kullandıkları bir araç o­la­rak görül­mekte, bir çekingenlik meydana getirmektedir... Ka­mu­o­yu­n­­­­­­da hayranlık toplayanlar okuyanlardan çok, güzel­lik, zen­ginlik, vb. gibi nitelikleriyle ön planda bulunanlardır.

“Euromonitor Kamuoyu Araştırma Kurumu”nun 1990 yılında gerçekleştirdiği dünya genelindeki bir ankette çıkan sonuç bizler için tam bir facia: En çok kitap satın alan ülke sıralamasında Almanya 66 Sterlin ile birinci gelirken, ülke­miz 2 Sterlin ile sonuncu gelmiştir. Yaz aylarında nüfusu 400 binin üzerine çıkan Bodrum genelde varlıklı kesimin tatil yaptığı bir beldedir. Şu tabloya baktığımızda, acı bir gerçeğin nasıl gün yüzüne çıktığına şahit olacağız.

 

Kahvehane sayısı 127

İçkili lokanta 230

Cafe-bar 103

Disco 12

Gazino 3

Kumarhane 2

Kitapçı 2

 

Evet görüldüğü gibi Bodrum’da her şey var, ama kitap yok. Kim diyebilir ki Bodrum’da kitap fiyatlarının yüksekliği yüzünden kitap okunmuyor.

“Türk Gençliğinin Problemleri, Beklentileri, Eğitim ve Kültür Bakımından Düşünceler” adlı 1989 yılı Devlet Ba­kanlığı araştırmasına göre: (Araştırma 15-26 yaş grubunda 5139 genç üzerinde yüz yüze yapılmıştır.) Gençlerin %69’u adını hatırlayamayacak kadar uzun zamandır kitap okuma­dıklarını söylemişlerdir. Üniversite gençliği üzerinde yapılan bir diğer ankete göre, ders kitabı dışında kitap okumadıkla­rını söyleyen öğrencilerin oranı %22’den az değildir. Başka bir ifadeyle her beş öğrenciden biri ders dışında kitap oku­muyor.

 

OKUMA ALIŞKANLIĞI

Türkiye’de kitlelerin okuma alışkanlığı kazanabilmesi için zorunlu ve temel şartları şöyle belirleyebiliriz:

A)- Eğitim dizgesinin ilköğretimden-üniversiteye kadar “okuma alışkanlığı” kazandıracak, kitap sevgisi verebilecek bir biçimde yeniden düzenlenmesi.

B)- Okuma alışkanlığının kazanılmasında ve korunma­sında etkili olabilecek kurumların ve kişilerin duyarlı ve sü­rekli çabaları zorunlu ve temel koşullardır.

C)- Günün şartlarına göre, teknoloji aktif hale getirilerek, her türlü materyalin okuyucunun hizmetine sunulması. Bunları cazip hale getirecek her türlü donanımı sağlayarak hedef-amaç saptaması yapmak.

SON EKLENENLER

Üye Girişi