Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

DIŞI DA İÇİ DE YAKABİLİR…-ARZU KILIÇ

Kitap seçiminde çoğumuz için en önemli unsur kapak. Ancak satışları artıran tasarımlar, yayınevlerini mutlu etse de okuru memnun ettiği söylenemez. Bir de işin yazarlara ve tasarımcılara bakan yönü var ki, o konu bambaşka...

Ambalaja olan zaafımızın uzun süredir hemen her ürünün satışında suistimal edildiği inkar edilemez. Üretimi ve tüketimi diğerlerinden çok daha farklı olsa da kitaplar da bu gruba dâhil ediliyor.  Özellikle kapak tasarımları, piyasadaki mevcut rekabet nedeniyle, her geçen gün biraz daha kritik rol oynuyor. Ancak yazar, yayınevi ve okurun, kitap kapağından beklentileri birbirinden farklı olunca, ideal bir tasarım nasıl olmalı, sorusu da beraberinde geliyor. Peki kimler tasarımdan ne bekliyor ve tasarımlar satışları ve okurun beklentilerini nasıl etkiliyor?

Her gerçek okur için içerik, kitabın şekil ve şemailinden önce gelir. Ancak alıcının derdi içerik olsa da, kitabın tasarımından etkilenmemesi gibi bir durum söz konusu olmuyor. Nitekim tasarıma gösterilen özen, kitabın kalitesi hakkında çok şey söylüyor. Diğer taraftan tasarım, ne istediğini bilen bir okurla kitapçıda rastgele gezinen biri üzerinde aynı etkiye sahip olmayabiliyor. Tasarımcılara göre okur kitlesi bu yönüyle ikiye ayrılıyor. Ne istediğini bilen okurun seçimini yazar ve içerik belirlerken, ne istediğini bilmeyen okurun tercihinde estetik zevkler ön plana çıkıyor. Bazı tasarımcılara göre kitap kapağının müşteri üzerindeki etkisi yüzde 50’lerde iken kimilerine göre yüzde 80’lere kadar yükseliyor. Bunun farkında olan yayınevleri de ‘kolay tüketilebilir’ şeklinde nitelendirilen kitapların tasarımlarının gösterişli ve dikkat çekici olmasına ehemmiyet veriyor. Bu nedenle gösterişli, sıra dışı ve iddialı kapak tasarımları, ‘çok satanlar’ın ortak özelliği olarak karşımıza çıkıyor.

İyi tasarım, kime göre neye göre?

Aslında tasarımcıların yapmaya çalıştıkları, yüzlerce sayfanın renk, resim ve boyut algısını tek bir sayfada özetlemek... Bunu yaparken yazarın dünyasından ve kitabın ruhundan kopmamak ve aynı zamanda yayınevlerinin oluşturduğu kurum kimliğini de göz ardı etmemek... Yani tasarımcının üretim esnasında hem yazara, hem yayınevine hem de okura karşı ayrı ayrı sorumlulukları bulunuyor. Ama tüm bunların sağlanabilmesi için okurun da belli bir mesafe kat etmesi gerekiyor. Kitap okuma oranı yüksek ülkelerde sıra dışı tasarımlara ihtiyaç duyulmazken düşük okuma oranına sahip ülkelerde iyi tasarım, abartılı tasarımla bir tutuluyor. Okumaya pek alışık olmayan okurun cafcaflı kapakların ardında dişe dokunur bir şey bulamaması da bir kısır döngüye yol açıyor.

Bu noktada bazı tasarımcılar, kitap tasarımının diğer ürün tasarımlarından ayrılması gerektiğini, kitap tasarımının herhangi bir tasarım olmadığını, sadece yazarın ve eserin isimlerinin yazılı olduğu bir kapağın bile yeterli olacağını ve ‘görsellik çağı’ derken tasarımın amacından sapmaması gerektiğini savunuyorlar. Bazılarına göre ise tasarımı başlı başına bir sanat olarak ele almak gerekiyor. Tasarımın ülkemizde öne çıkan isimlerinden Bülent Erkmen, ‘Kitabın içindekini kapakta anlatmam, kitabı da kapağında hikâye etmem.’ diyerek kapağın içerikten bağımsız ancak okura da yol gösteren bir işaret olduğunu söylüyor.

Yayınevlerinin beklentisi ise kitabın çok satmasının yanı sıra aynı zamanda tasarımda kurumsal bir kimlik de oluşmasını sağlamak. Mesela yıllardır düz beyaz bir zemin üzerine ünlü tabloları kullanan Can Yayınları, bunun en bariz örneği. Okurun uzaktaki bir rafa baktığında bile gördüğü kitabın hangi yayınevine ait olduğunu anlaması ve yayınevinin kitaptan daha ön plana çıkması isteniyor.

Yazar için de çoğu zaman yıllarca üzerinde çalışılan bir eserin bir anda kalın bir sayfaya indirgenmesi de kolay olmuyor. Kendi iç dünyasını aktarmayı yetenekleri ölçüsünde başaran yazar, aynı özgürlüğü tasarımcıya tanımayabiliyor. Bu da yazar ve tasarımcı arasında sürtüşmelere sebebiyet veriyor.

4 Ağustos 2013

 


SON EKLENENLER

Üye Girişi