Kullanıcı Oyu: 3 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

MANTIKU’T-TAYR ÖZETİ

Türü: Mesnevi
Yazarı: Gülşehrî
Kişileri: Simurg, Hüthüt

ÖZET
Eserin aslı İranlı ünlü yazar Feridüddin Attar’a aittir. 13. yüzyılda yazılan eser, 14. yüzyıl Anadolulu şair ve mutasavvıf Gülşehrî tarafından Türkçeye uyarlanmıştır. Gülşehrî, Mantıku’t-Tayr‘ı yalnız tercüme etmemiş, eserin içeriğinde de değişiklikler yapmıştır. Esere Mevlânâ’nın Mesnevi’sinden, Beydeba’nın Kelile ve Dimne’sinden, Attar’ın diğer bir önemli eseri Esrarnâme’sinden (15. yüzyılda Mercimek Ahmet tarafından tercüme edilmiştir.), İranlı bir sanatçıya ait Kabusnâme’den de çeşitli hikâye ve parçalar eklenmiştir. Mesnevi biçiminde yazılan eserin dili oldukça sadedir. Mantıku't-Tayr “Kuşların Dili” anlamına gelmektedir. Tasavvufi konuları hayvanlar dünyasına ait olay ve durumlarla sembolize eden alegorik bir eserdir. Hayvanların konuşturulması esasına dayanan eser bu yönüyle Ezop masalları gibi bir fabl örneği olarak da kabul edilebilir. Eserde kuşların Hüthüt adlı bilge kuşun rehberliğinde yapmış oldukları uzun bir olgunlaşma yolculuğu anlatılır. Olay, başsız kalmanın yanlış olduğuna karar veren kuşların kendilerine padişah bulmak için Kafdağı’nın ardına yaptıkları seyahat boyunca yaşadıkları zorluklar, pek çoğunun seyahatten vazgeçmesi, ölmesi, yalnız otuzunun menzile ulaşması biçiminde özetlenebilir. Menzile ulaşan otuz kuş, orada kendilerine tutulan aynada Si-murg’un suretini görürler. Ancak gördükleri Simurg aynı zamanda tek tek her bir kuşun kendisidir. Simurg otuz kuşun toplamı ve tekidir (Simurg, Farsça otuz kuş anlamına gelir.) Eserde Simurg’la tasavvuftaki vahdet-i vücut (varlık birliği) teorisi anlatılmak istenmiş, bu yolun, çileli ve uzun bir yolculuğu göze almayı gerektirdiği mesajı verilmiştir. Eserdeki Simurg, vahdet-i vücut teorisine göre “Tanrı”yı sembolize etmektedir.

 

***

Mantıku't-Tayr'dan
(Kuşlar, Süleyman'ın haberci kuşu Hüthüt'ten müşküllerini sorarlar. Hüthüt onlara, "değme kişinin eremeyeceği menzile" doğru, sonsuz bir yolda, bir "rehber"in peşine düşerek ve kendilerini feda etmeği göze alarak uçmalarını salık verir. Kendi de önlerine düşer:)

Yola ne menzil belürdi ne nişan
Çıkdı her kuş yüreğinden yüz figan

Yidi yıl uçdılar bülbül gibi.
Bir nefeslik gitmediler gül gibi

Biri gördi bir saray-ı zerginâr
Uçar iken anda indi şâh-vâr.

Birisi bir mâh-rûyı gözledi.
Yolını kodı vü anı izledi.

Birini bir dağ başında kurt yidi
Birisi, ben girü dönerem didi.

Kimi sayru oldı vü kaldı girü
Kimisi varmadı hiç ilerü

Yüz bin er, bu yolda can virmiş henüz
Bilmedi biri ki nedür bu rumuz.

SON EKLENENLER

Üye Girişi