Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

YILKI ATI ÖZETİ - ABBAS SAYAR

ABBAS SAYAR

1923 yılında doğmuştur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ndeki öğrenimini yarıda bırakmıştır. Gazete satıcılığı, kitapçılık, matbaacılık ve çiftçilik yapmıştır. Üniversite yıllarında çıkarmış olduğu ‘Bozlak’ adlı gazetesini ilerleyen yıllarda ‘Bozok’ adıyla yayınlamayı sürdürmüştür. Başlıca eserleri şunlardır: Gönül Sandalı, Sereserpe, Neco’ya Mektuplar, Çelo, Yorganımı Sıkı Sar, Noktalar, Anılarda Yumak Yumak, Can Şenliği’dir.

YILKI ATI

1970’te yayınlanan yazarın bu ilk romanı, TRT 1970 Sanat Ödülleri yarışmasında başarı ödülü almıştır. Konusu ve kahramanları ile değişik bir romandır. Çünkü eserde başkahramanlar insan değil, atlardır, insanla tabiatın, atların ilişkisi işlenmiştir. Romanda üzerinde durulan belli başlı konular yoksulluk, tabiat, tevekkül, geleneklere bağlılıktır.

Başlıca Kahramanlar

İbrahim: Romanın öne çıkan tek insan kahramanıdır. Lakabı Üssünoğlu’dur. Dorukısrak’ın sahibi, fakir bir Anadolu köylüsüdür. Hep geniş tarlalara ve konağa sahip olma hayali kurar.

Dorukısrak, Çilkır, Demirkır, Aygır: Yılkı atlarıdır. İnsanlar gibi hisseden, düşünen, aynı zorlukları yaşayan hayvanlardır. Birbirleri ile dostturlar.

ÖZET

İbrahim, tarlada çift sürmektedir. Bulunduğu köy, Anadolu’nun yoksul köylerinden biridir. Köyde kış, acı yüzünü göstermeye başlamıştır. Rüzgârlar sertleşmiş, kavak ağaçları yapraklarını dökmeye başlamıştır. İbrahim, bu yılki mahsulünü düşünür. Saman da, ürünler de kıt kanaat ancak yetecektir. Samanları düşünen İbrahim, Dorukısrak’mı hatırlar. Öküzleri köye doğru sürerken hayaller kurar. Bir harman dolusu buğdayının, arabalarının, konağının, bir sürü atlarının olduğunu hayal eder. İbrahim, bu kadar zenginliği olsa çalışanlarına hep hakkını vereceğini düşünür. Köyde öküzlerini suladıktan sonra İbrahim eve döner. Büyük oğlu Mustafa’ya Dorukısrak’ı dağlara sürmesini söyler. Dorukısrak’m artık yılkıya salınma vakti gelmiştir.

Mustafa ve küçük kardeşi Hasan, Dorukısrak’a atlayıp dağlara sürerler. Bir de taş atarak onun incinmesine neden olurlar. Dorukısrak’ı kovalarlar. Onlar köye dönünce Dorukısrak, yuvasından ve tayından uzak yerlerde tek başına kalakalır. Karanlık çökünce köye gider. Ahırının kapısını zorlar, kapı açılmaz. İmam, yalnız kıldığı namazdan evine döndükten sonra gece dışarda, Dorukısrak ve köpeklerden başka hiç kimse kalmaz.

Dorukısrak sonraki gün de aynı şeyi yapar. Artık gündüzleri kimse görmeden sürüye karışıp tayını sevmekte, akşam da Mustafa ve Hasan’ın taşlamaları yüzünden dağa kaçmaktadır. Üçüncü gün, İbrahim Dorukısrak’ı acaip şekilde döver. İbrahim, ona yarışlar kazandıran, tay veren, yıllarca yanından ayrılmayan bu atı, artık işe yaramadığı gerekçesiyle istememektedir.

Bir gün sonra, Tombak Emmi, İbrahim’in emri üzerine Dorukısrak’ı bir köylüye verir. Köylünün adı Kaşifinoğlu’dur.

Kaşifinoğlu, Dorukısrak’ı çok uzaklara götürür ve bırakır. Dorukısrak’ı tayını çok özlediği için yine ahırını bulur, komşular onun İbrahim’in atı olduğunu anlayınca ona acır. Dorukısrak artık çok yıpranmıştır, köye son defa bakar ve köyü terk eder.

Doru, yapayalnızdır artık. Çok acıkmakta fakat ot bulamamaktadır. Dolaşırken kendisi gibi yılkıya salınmış bir atla Çilkır’la karşılaşır. Birlikte güneye doğru inerler. Ovada onlar gibi 78 at daha vardır. Bütün atların koruyucusu olan atın adı Demirkır’dır. Doru da onlara katılır, bir hayat sürmeye başlar. Sadece tayını çok özlemektedir.

Bir gün, Dorukısrak’ı kıskanan Çilkır’la Aygır kavga ederler. Çilkır yenilince gururu kırılır, herkese küser. Kış gelmiştir, her yeri kar kaplamıştır. Kurtların hücumuna uğrarlar, Aygır hepsini kurtarır.

İbrahim, Doru gittikten sonra çok asabileşir. Dorukısrak’ı düşünmekte fakat arasa da bulamamaktadır. Köylüler de ettiğini bulduğunu düşünmektedir.

Havanın çok soğuk olduğu bir gün, Dorukısrak hastalanır, bir köye doğru gider. Hıdır Emmi adında biri ona acır, bakar ve onu iyileştirir. Dorukısrak, bir köyde emniyette iken arkadaşlarına yine kurt saldırır ve Çilkır’ı öldürürler. Dorukısrak’a çok iyi bakılmakta, arpalar yedirilmekte, üstü kilimlerle örtülmektedir. Bir insana bakılır gibi bakılmaktadır. Bu iyi insanlar, iyileşince onu törenle köyden gönderirler.

Arkadaşlarını bulunca Çilkır’ın öldürüldüğünü duyar ve çok üzülür. Artık mart ayı gelmiş, kış yerini bahara bırakmıştır. İki atı yılkı tüccarları zorla götürürler.

İbrahim ise bahar gelince tek başına da olsa Dorukısrak’ı bulmaya karar verir. Ovaya iner. Dorukısrak’ını bulur. Tayı annesinin yanına gönderir, böylelikle Doru’nun geleceğini zanneder. Tay ve Dorukısrak tam aksine koşmaya başlarlar, bir süre sonra gözden kaybolurlar.

İbrahim yaz kış onları arar; fakat bulamaz.

100 Temel Eser Özetleri, Zambak

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

ABBAS SAYAR ŞİİRLERİ

CAN ŞENLİĞİ ÖZETİ - ABBAS SAYAR

SON EKLENENLER

Üye Girişi