Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

İNSAN NE İLE YAŞAR ÖZETİ -LEO TOLSTOY

Tolstoy, bu eserinde insan olmanın, insanca yaşamanın temel gerekliliklerini hikâyeleriyle ortaya koymaktadır.

Başlıca Kahramanlar

Simon: Zar zor geçinen, fakir bir kunduracıdır. Oldukça iyi niyetli, çalışkan bir kişidir.
Mihael: Simon'un bir türbenin yanında karşılaştığı esrarengiz adam.
Matryona: Simon'un kendisi gibi iyiliksever, müşfik karısıdır.

ANA FİKRİ

Yaşamın anlamı, yaşama amacımız vs insanlığın neden yaratıldığı ile alakalı bütün neden ve sonuçları, insanlara nelerin yetmediği ve doyumsuz olduğu, durumu birileri soruyor, durumu birileri anlatıyor. sözcüklere ile anlatamadığımız hislerimizi kaleme alıyor.

KONUSU

Kitabın bir bölümünde bu bölüm kitaba da ismini verir insan ne ile yaşar kısımı bir meleğin Allah tarafından verilen emri yerine getirmemesi üzerine dünyaya indirilerek üç soruya cevap vermesi istenir melek bu üç soruyu yaşayarak öğrenir. Herkesini gerçekten okuması gerekene bu kitap hikayelerden oluşmaktadır.

ÖZET

Simon, kendine ait hiçbir malı olmayan fakir bir kunduracıdır. İki senedir koyun postundan yeni bir palto almak istemektedir. Buna parası yetmediği için iki senedir evde karısının, çocuklarının paltolarını üst üste giyerek dışarı çıkmaktadır. Biriktirdiği para ise palto almak için yeterli değildir. Ancak köydeki alacaklı olduğu müşterilerden paralarını alabilirse bir palto sahibi olacaktır. Bu umutla yola çıkar.

Köyde tahmin ettiği gibi bütün müşterileri ödeme yapmaz ve Simon'un bütün ümitleri boşa çıkar. Üzgün bir şekilde karısına ne cevap vereceğini düşünerek giderken yolda bir türbenin yanında yarı çıplak, garip bir adam görür. Adam, oldukça tuhaftır. Ona acır ve onun yiyeceğe, sıcak bir yere ihtiyacı olduğunu düşünür. Adam yarı çıplak olduğu için üzerindeki karısının paltosunu ona sarar.

Adam hiç konuşmamaktadır. Birlikte eve gelirler. Matryona, onları gördüğünde çok sinirlenir. Kocası paltoyu alamadığını söyleyince nerdeyse evi terk edecek hâle gelir. Yanındaki adamın da sarhoş biri olduğunu düşünür. Fakat sonra kocası onun zor durumda olan iyi bir insan olduğunu anlatır. Karısının kalbi yumuşar, evlerindeki tek ekmeği de onun karnını doyurmak için kullanırlar.

Ertesi gün, adının Mihael olduğunu öğrendiği bu hiç konuşmayan adama Simon acır ve çalışırsa yanında yaşayabileceğini söyler. Mihael kabul eder. Ona ayakkabıcılık sanatını öğretir Simon.

Aradan bir yıl geçmiştir. Mihael çok iyi bir kunduracı olmuştur. Civarda onun gibi kundura yapan yoktur ve akın akın herkes Simon'un çırağına ayakkabı yaptırmak için gelmektedir. Simon'un durumu hayli düzelmiştir. Mihael ise sadece çalışan ve hemen hiç konuşmayan ve dışarı çıkmayan bir kişidir. Simon onun ermiş olduğunu düşünmektedir.

Bir gün çok zengin bir adam gelir. Oldukça şişman bir adamdır bu. Elinde çok değerli bir deri vardır ve mutlaka kendisine bu değerli deriden bir sene asla dikişi bozulmayan çizme dikilmesini istemektedir. Çizme istediği gibi olmadığı takdirde de kellelerinin uçuracaktır. Fakat çizmeyi beğenirse de onlara çok para verecektir. Mihael'in ısrarıyla Simon teklifi kabul eder. Adam gittikten sonra Mihael çizmeyi dikmeye başlar. Simon onun işine hiç karışmaz.
Fakat gördüğü felaket karşısında donakalır. O çok yetenekli Mihael bu deri ile bir çift terlik yapmıştır ve paha biçilmez deri heba olmuştur. Simon çok telaşlanır, artık hayatları tehlikededir. O sırada kapı zili çalar. Gelen, zengin adamın uşağıdır. Adamın evden ayrıldıktan sonra hemen vefat ettiğini ve çizmeye değil, bir çift terliğe ihtiyaçlarının olduğunu söyler. Simon bu durum karşısında şaşakalır. Mihael zaten bir çift terlik yapmıştır.
Bu olayın ardından 6 yıl geçer. Mihael hâlâ Simon'un yanında yaşamakta ve hemen hiç konuşmamaktadır. Yalnızca iki defa gülümsemiştir Biri Matryona ona yemek verdiğinde; öteki ise zengin adam kulübelerine geldiğinde.

Simon'un tek korkusu Mihael'in onları ansızın terk etmesidir. Bir gün yanında biri topal iki kız çocuğu olan bir bayan gelir. Topal kızı için ayakkabı ister. Simon, kadını gören Mihael'deki değişikliklere şaşırır.

Gelen kadın, Simon ve ailesine başından geçenleri anlatır. Aslında yanındaki kızların gerçek annesi değildir. Altı yıl önce, komşuları olan kadının ölmesi sonucu onları evlat edinmiştir. Kızlardan birinin ayağı da, anneleri ölünce bebek olduğu için bedeninin altında kalıp ezilmesi neticesinde sakatlanmıştır. Kadın, kendi çocuğunu da yitirince onları kendi öz çocukları gibi sevmiştir.

Simon'un çocukları bu olayı dinlerlerken Mihael'in odasından yeşil bir ışığın, nurun yükseldiğini görürler. Mihael, gitmek için Simon'dan izin ister. Simon onun sıradan bir insan olmadığını anladığını, istediği zaman gidebileceğini; fakat kim olduğunu anlatmasını ister.
Mihael olanları anlatmaya başlar. O aslında Allah'ın üç hakikati öğrenmesi için dünyaya gönderdiği bir melektir. Allah, onu bir kadının canını alması için dünyaya gönderir. Kadın, iki çocuklu bir annedir. Kadının yalvarmalarına dayanamaz ve canını almadan döner. Allah da onu itaat etmediği için cezalandırır. Mihael kadının canını alır. Bu kadın, biraz önce gelen iki kız çocuğunun ölen annesidir. Annesiz kalan çocukları başka bir kadın büyütmüştür. Bunu gören Mihael 'İnsan ne ile yaşar?' sorusunun cevabını bulur. İnsan sevgi ile yaşar. Kendisini soğuktan koruyan ve yanma alan Simon'la karşılaştığı gün de 'İnsanın kalbine ne hükmeder?' sorusunun cevabını bulur: Sevgi. Zengin adamın ölümü hadisesinde de, 'İnsana ne verilmemiştir? Sorusunun cevabını bulur. Kendisinin öleceğini bilmeyen zengin adamın yanındaki ölüm meleğini gören Mihael, anlar ki 'İnsana kendi ihtiyaçlarının bilgisi verilmemiştir.'

Şimdi Mihael'in cezası bitmiş ve günahı affolunmuştur. Bunu anlatınca da bir anda yeşil bir ışık şeklinde semaya yükselir. Simon gözlerini açtığında yanında sadece ailesi vardır.

LEO TOLSTOY

Tolstoy, 1828 yılında Moskova'da asil bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Babası Napolyon savaşlarına katılmış emekli bir albaydır. Uzun süre seyahat eden, insan tabiatını ve Batıyı tanıyan Tolstoy, çağını çok iyi inceleme fırsatı bulmuştur. Hayatı boyunca arayış içinde yaşayan Tolstoy, 1910 yılında küçük bir tren istasyonunda vefat etmiştir.
Dünyanın en iyi yazarlarından biri olan Tolstoy, Sheakspeare'den sonra en çok tercümesi yapılan edebiyatçıdır.

Başlıca Eserleri: Anna Karenina, Sanat Nedir, Savaş ve Barış, İnsan Ne ile Yaşar...

 

ALINTI


“Ben. hanımınızın yüzündeki yumuşamayı görünce insanda yaşayan şeyin sevgi olduğunu anladım, ilk kez o zaman gülümsedim. Sonra, çizme isteyen adam geldiğinde, arkasında arkadaşım ölüm meleği vardı. O zaman da insana verilmeyen şeyin, kendi ihtiyaçlarının bilgisi olduğunu anladım. O zaman yine gülümsedim. O kadın ve çocukları görünce de, insanın ne ile yaşadığını anladım. İnsan içindeki Allah ile yaşıyormuş meğer. Bu da üçüncü hakikatti. Bunu anlayınca yine gülümsedim ve Allah’ın artık beni affettiğini anladım.”

Sonra, kılığı değişti ve bir melek haline geldi. “Anladım ki insan kendi çabasıyla değil, sevgi ile yaşar” dedi. “Yine anladım ki, her ne kadar insanlar kendileri için kaygı çekmekle yaşadıklarım zannederlerse de hakikatte yalnız sevgiyle yaşarlar. Yüreğinde sevgi taşıyan insanın sevgisi Allah’tandır ve Allah o insanın içindedir. Çünkü varlığın sebebi sevgidir.”