Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

YAŞLI ADAM VE DENİZ ÖZETİ - ERNEST HEMİNGWAY

Hemingway'in dünyada en çok dikkat çeken eserlerinden biridir. Yaşlı bir adamın denizde dev bir balığı yakalamak için verdiği mücadeleyi konu alan roman, bu yönüyle insanla doğanın savaşını da şiirsel bir dille ifade eder.

Başlıca Kahramanlar

Santiago (Yaşlı Adam): Gulf Stream'da sandalıyla balıkçılık yapan, fakir, yaşlı bir balıkçıdır.
Çocuk: Yaşlı adamı çok seven, ailesi yüzünden başka balıkçı ile çalışmak zorunda kalan bir çocuktur.

ÖZET

Santiago, Gulf Stream'de yaşayan, yaşlı bir balıkçıdır. Tam seksen dört gündür balık tutamamaktadır. Önceleri yanında bir de yardımcısı olan bir çocuk vardır. Fakat yaşlı adam balık tutamayınca çocuğun ailesi onun lanetli olduğuna hükmedip çocuğu başka bir balıkçının yanma göndermişlerdir. Birbirini seven ve iyi anlaşan yaşlı adam ve çocuk bu duruma çok üzülmüştür.

Yaşlı adam, gittikçe çökmekte, zayıflamaktadır. Ellerinde de ağların yaptığı geniş yaralar vardır ve her gün başı dönmektedir. Çocuk, yaşlı adamın bu durumuna çok üzülmektedir.
Çocuk, her zamanki gibi yaşlı adamın yanma gelmiştir. Onu ümitlendirmeye çalışmaktadır. Onun çok iyi bir balıkçı olduğunu düşünmekte ve bu zor günlerin üstesinden geleceğine inanmaktadır. Fakat diğer balıkçılar, tuttukları büyük balıkları gösterip yaşlı adamla alay etmektedir. Çocuk, yaşlı adamın aç ve parasız olduğunu bildiğinden iki balık getirmiştir ona. Fakat onu kırmamak için hâlini bilmiyormuş gibi davranır. Yaşlı adamın kulübesine gelirler. Kulübede bir yatak, masa, iskemle, yemek pişirmek için bir mangal vardır sadece. Evde yiyecek hiçbir şey görünmemektedir. Yaşlı adam, sanki evinde her gün karnını doyuruyormuş gibi hareket etmektedir. Birlikte yemek yedikten sonra çocuk evine döner. Yaşlı adam evinde yalnız kalır.

Uykusunda gençliğinde altın kumsallarıyla ve tuttuğu büyük balıklarla hayallerini süsleyen Afrika'yı görür.

Sabah kalktığında çocuğu da yanına alarak kıyıya iner. Yaşlı adam ona planlarından bahseder. Niyeti çok uzaklara gidip büyük balıklar tutmaktır. Planını gerçekleştirir de. Sandalına biner ve büyük balık avlayıp lanetlenmediğini diğer balıkçılara göstermek için yola çıkar. Denizde kâh şarkı söyleyerek kah kendi kendine konuşarak ilerler. Kıyı şeridi şimdi bir çizgi hâlinde görünmektedir. Önce hayal ettiği büyüklükteki balığı yakalamak için kullanacağı küçük 'yem' balıkları yakalar. Nihayet bir balık, oltasına gelir. Yaşlı adam, kısa bir zaman sonra bunun bir kılıç balığı olduğunu anlar. Çok büyük bir balık yakaladığını fark etmiştir. Oltası bu kadar büyük bir balığı çekecek güce sahip olmadığından balığın ölmesini beklemek zorundadır. Balık ilerler; ona takılı oltanın bir ucu olan sandal da onu takip eder. Âdeta balık sandalı sürüklemektedir. Yaşlı adam yorulmaya başlar; çünkü balık hâlâ ölmemiştir ve sandalı saatlerdir sürüklemektedir. Balık ve yaşlı adam arasında amansız bir mücadele vardır. Yaşlı adam, balıkla konuşmakta; mutlaka onu yeneceğini söylemektedir. Karanlık basar, sonra sabah olur. Yaşlı adam uykusuzluktan, yorgunluktan ve açlıktan dolayı sıkıntı yaşamaya başlar. Üstelik elinin biri de uyuşmuştur. Diğer eli de yaralanır. Kara da çok uzaklarda kalmıştır. Kendi kendine daha sağlam kancalar alsaydım bu sıkıntıları yaşamazdım, diye düşünür. Bu balığı sağ salim götürebilirse onu satıp yeni oltalar alacaktır kendisine.

Balık direnmeye devam etmektedir. Çok acıkan ve güçsüz düşen yaşlı adam da mecburen sandaldaki küçük balığı çiğ olarak yer. Bundan sonra sürekli midesi bulanır.
Aradan iki gün geçer. Yaşlı adam hâlâ denizdedir, hiç uyumamıştır ve direnmektedir. Fakat artık eli gittikçe acı vermektedir. Artık hafif hafif kendinden geçmektedir. Ölüme yaklaştığını düşünür. Balık mı yoksa o mu ölecektir.

Denizdeki üçüncü günü de geçmiştir. Nihayet balığı öldürür. Fakat sandalı onu içine alacak kadar büyük olmadığından ölü, dev balık sandala takılı olduğu hâlde ilerlemeye başlar. Ama korkunç bir şey olur. Böyle denizlerde kan kokusunu alan bir köpek balığı onlara doğru yaklaşmaya başlar. Yaşlı, yorgun adam, var gücüyle köpek balığı ile mücadele eder. Elindeki aleti ile köpek balığını öldürdüğünde dev balığının bir kısmı köpek balığı tarafından yenilmiştir bile. Yaşlı adam yine de hâline şükreder ve balığın kalan kısmının da yeteceğini düşünür. Fakat ilerleyen zamanlar bu sefer iki köpek balığı birden saldırır. Yaşlı adam elindeki aletlerin de kırılması pahasına mücadele eder. Şimdi kendi hayatı da tehlikededir. İki köpek balığını da yendiğinde sandalın arkasındaki tüm hayali olan dev balık tükenmiştir. Sadece kocaman bir kemik kalmıştır.

Yaşlı adam eli boş bir şekilde kulübesine dönmüştür ve uyumaktadır. Çocuk, yanma gelir ve şansının ikisine de yeteceğini söyler. Artık birlikte avlanacaklardır. Bir kadın da denizde köpek balığının kocaman omurgasını görür ve hayran olur.

Ernest Hemingway

1889'da Oak Park, İllinois'te doğmuştur. Hemingway, altı çocuklu ailesinin iki erkek çocuğundan birisi idi. 1917 yılında liseyi bitince, ailesinin isteğinin tersine üniversiteye gitmek yerine Kansas City Star adlı gazetede muhabir olarak göreve başlamıştır. Liseden mezun olduğu bu yıllarda Avrupa'da Birinci Dünya Savaşı başlamıştır.
Amerika da savaşa katılınca, Hemingway da orduya katılmak için başvurmuştur. Fakat Hemingway sol gözündeki bozukluktan dolayı orduya alınmaz. Kızılhaç'ta çalışmaya başlar. Avrupa'da ilk olarak Paris'e gitmiştir. Orduda şoför olarak çalışmaya başlamıştır. 8 Haziran 1918 de birkaç adım ilerisinde patlayan bir Avusturya topu yüzünden ağır şekilde yaralanmıştır. Cephede bir İtalyan'a yardım etmeye çalışırken bacaklarından yaralanmıştır. Bu olaydan sonra,

İtalya'da 'kahraman' ilan edilmiş, İtalyan hükümeti tarafından Gümüş Onur Madalyası ile ödüllendirilmiştir.

Hemingway kısa süre sonra, ölümsüz eserlerinden olan Silahlara Veda adlı romanını yazmıştır. Amerika'ya döndükten sonra, Daily Star adlı gazetede yazmaya başlar. Gazetede iş bulduktan sonra Paris'e taşınır. Paris yıllarında birçok yazarla tanışır. 1925-1929 yılına kadar olan dönemde Hemingway yazarlık yıllarının en güzel örneklerini vermiştir. 1954'te ise Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülmüştür. Hemingway 1961 yılında Ketchum/Idaho'da kendini av tüfeği ile vurarak yaşamına son vermiştir.

Başlıca Eserleri: Irmaktan Öteye ve Ağaçların İçine, Çanlar Kimin İçin Çalıyor, Öğleden Sonra Ölüm, Silahlara Veda, Yaşlı Adam ve Deniz...