Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

LİMON AĞACI ROMANININ ÖZETİ -SANDY TOLAN

“Çocukluk anılarımız trajik bir biçimde kesişti. Eğer bu trajediyi ortak bir lütfa dönüştürme yolunu bulamazsak, geçmişe takılmamız geleceği yok edecek. Sonra başka bir neslin mutlu çocukluğunu çalacağız ve kutsal olmayan bir neden için bunu kâbusa çevireceğiz. Senin ve Tanrı’nın yardımıyla çocuklarımızın bu kutsal toprakların güzelliği ve cömertliği içinde rahat olmaları için dua ediyorum.”

Kitaptan alınan bu alıntı aslında kitabın bizlere vermek istediği mesajı barındırıyordu. Limon Ağacı bir roman değildi. Tarihi bir eserdi. Ve anlatılan olay hatta karakterler bile tamamen gerçek. Eserde kullanılan kaynakları yazar kitabın sonunda belirtmiştir.

Sandy Tolan’ın Limon Ağacı kitabında anlatılan olay yıllardır devamlılığını sürdüren İsrail – Filistin anlaşmazlıklarından doğuyordu. En başından beri olan bu iki yerleşik yerler hakkında tarihi bilgiler oldukça kapsamlıydı. Neden anlaşamıyorlar, Filistinliler neden memleketlerini bırakıp gitmek zorunda kaldılar, sonuçlar neler?.. Bu gibi soruların hepsinin cevabını Dalia ve Beşir’in hayatlarından bulabilirsiniz.

Dalia, Bulgaristanlı ve Yahudi olan bir ailenin kızıdır. Yine aynı sebeplerden ötürü İsrail’e göç etmek zorunda kalmışlardır. Ve Dalia’nın ailesi olan Eşkenazi ailesi Beşir’in babası Ahmed Hairi’nin tuğlalarını kendi elleriyle yerleştirdikleri eve yerleşmişler.

Beşer ise İsrail’in işgaliyle beraber kendi evi, yurdundan kaçmak zorunda kalmıştı daha bebekken. Ve aradan yıllar geçtiğinden sonra; Altı Gün Savaşları’ndan sonra tekrar memleketine dönmek üzere iki kuzeni Yaser ve Gıya ile yola koyuldu. Bu üç kuzenin yolculukları hep bir tedirginlikle geçmişti.

Kuzenleri ile Beşir memleketleri el-Ramla’ya geldiklerinde birçok şey değişmişken, aynı zamanda da birçok şey de değişmemişti. Kuzenlerde Yaser kendi evine gittiğinde Nazi katliamından kaçıp evi sahiplenen bir kadın tarafından kovulmuştu. Gıya’nın ise büyüdüğü ev bir okul olmuştu. Ve Beşir bahçesinde o hiç unutamadığı Limon Ağcından tanıdığı evine gelip zile bastığında Dalia ile karşılaşmasıyla asıl olaylar başlıyor.

Dediğim gibi kitabın türü roman olmadığından dolayı bir olay örgüsü, bir aşk veya kurmaca karakterlerin yaşadığı dramlar yok. Yerini tamamen karakterlerin üzerinden anlatıldığı gerçekler vardı. İki karakter birbirlerinin düşmanlarıydı ve ikisinin gözünden de anlatıldığı için iki tarafta kendince haklı oluyordu. Karakterlerin üzerine son bölümlerde yoğunlaşmalar oluyordu.

Dalia, Beşir ile anlaşmazlık yaşamak zorunda kalıyordu. Evini asıl sahibi olan Beşir’e teslim etse ayrı dert, evde sadece kendi yaşasa ayrı bir dert oluyordu.

Filistin – İsrail anlaşmazlıklarını bilmeyenler için öngörü bir kitabı olarak varsayabiliriz. Bu konular hakkında bilgi sahibi olmayan insanların kapsamlı bir bilgi edineceğini düşünüyorum. İnce elenip sık dokunmuş bir eser olmuş. Filistinlilerin sürgünü üzerine, İsrail halkının barışı desteklemesi ve İsrail’in çok uzun bir zaman önce olmayıp da başına gelen talihsiz olayları başka bir hükümete yaşatması olaylarını daha rahat bir şekilde kavrayabiliyorsunuz.

Bu konular aşırı derin ve karmaşık olduğu için sizin okuyarak anlamanız çok daha faydalı olur. Dalia ve Beşir’den bahsedersek eğer ikisi düşmandı ama dostlukları düşmanlıklarından doğmuştu. İkisi dost olmuşlardı ama aynı ev içinde beraber yaşayamazlardı. İşte bu sebeple “Açlık Ev” adıyla Arap ve Yahudi çocuklara sıcak bir yuva yaratıyorlar. Limon ağacının gölgesi altında…

İkisini dost ve düşman yapan, onları birleştiren ve ayıran tek ortak noktaları aynı düşmana sahip olmaları… Her ikisi de her zaman ülkeleri için ellerinden gelen en iyi şeyi yapmaya çalışmış olsalar bile kat edikleri yol kaybettikleri yoldan azdı. Ama işte umutlar her zaman bu yüzden var oluyor ve insanlara yaşama sebebi veriyor. Ne de olsa umut fakirin ekmeğidir demişler.

Kitap, 1998’de Kurtuluş Savaşı’nın ve Felaket’in on beşinci yıl dönümünde limon ağacının ölmesi üzerine Dalia’nın Açlık Ev’de ki çocukların yardımıyla beraber yeni bir limon ağacı dikmesi ile sonlanıyor.

Kitabın ağır bir dili olduğunu itiraf etmek zorundayım. Daha doğrusu ağır dilinden ziyade çeviri de hata yapıldığını düşünüyorum. Zira kitabı okurken aynı yerleri tekrar tekrar okumuşluğum oldu. Onun haricinde Filistin ve İsrail toplulukları arasında objektif bilgilere rahatlıkla ulaşabiliyorsunuz. Eğer tarihi konularda bir kitap okumak istiyorsanız bu kitap tam size göre.

Yazan: Selin Gürcüoğlu
https://kitap.yazarokur.com/limon-agaci

arka kapak bilgisi

YORUMLAR:

Bu acı veren güzel öykü, kitap bittikten sonra bile insanın aklında kalmaya devam ediyor.
ELİF ŞAFAK

Ortadoğu’nun kalbi... Acı, savaş, anlaşmazlık dolu bir tarih. İki halk ve iki aile. Topraklarından zorla sürgün edilen Filistinli Arap Beşir ile ailesi Nazi katliamından kaçmış olan İsrailli Yahudi Dalia’nın anlaşmazlığın ortasında kurduğu, yüreğinizi ısıtacak dostluğu...

Zarafet ve merhamet ile yazılmış LİMON AĞACI her şeyin pamuk ipliğine bağlı olduğunu ama yine de her şeyin olabileceğini hatırlatıyor. Tarihin acımasızlığına inat Ortadoğu’nun kalbinde yeşeren LİMON AĞACI unutamayacağınız bir kitap olacak.

“Limon Ağacı, olağanüstü öyküsü ve duygu yüklü anlatımıyla sizi saracak.”
—Sunday Times

“Okuyucular Dalia ve Beşir’in zorluklarla dolu dostluklarını izleyerek, dünyanın en inatçı çatışmasını içlerinde yeniden yaşayacak.”
—Publishers Weekly

“Hiçbir kitap daha etkileyici olamaz . . . ve Limon Ağacı kesinlikle bu yıl okuyacağınız en iyi kitap olacak.”
—Christian Science Monitor

“Yarım asır boyunca İsrail-Filistin çatışmasının öyküsünü taşıyan tek bir ağaç varsa, o da budur. Sandy Tolan bu ağacı bulmuş ve onun aracılığıyla iki halkın acı ve tutkusunu gözler önüne sermiştir.”
—Milwaukee Journal Sentinel