Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

BİTMEYEN GECE -MİTAT ENÇ

Eser, roman olarak kaydedilse de daha ziyade hatıra türüne yakındır. Bu bakımdan, otobiyografik roman olarak kabul edilebilir. Bu sebeple yazar hakkında ayrıca bilgi vermeye gerek yoktur.

Yazar, kendi ağzından emeklilik dönemine kadar ki hayatını anlatır.

Mitat Enç, üniversite okumak üzere memleketi Gaziantep'ten ayrılarak İstanbul'a gelmiştir. Üniversiteye yakın bir semtte arkadaşlarıyla beraber tuttuğu bir evde kalmaktadır.
Bir gün uyandığında gözlerinde çok ciddi bir ağrı hisseden Mitat Enç, birçok tedavi yöntemine başvursa da kısa bir müddet sonra gözlerini kaybeder. Gözlerine tekrar kavuşmak için Avusturya'ya gidip bir dizi operasyon geçirir ama bir ümit belirmez ve körlüğü kabul ederek memleketi Gaziantep'e dönmek zorunda kalır.

Okuyamamak, her gün gördüğü tabiatı, insanları görememek, her gün çok rahatlıkla yürüdüğü yollarda, birisinin yardımı olmadan yürüyememek, ilk başlarda onu çok derinden sarsar. Zaman zaman ümitsizliğe kapılır. Ancak pes etmez. Yabancı bir tanıdıkları vasıtasıyla İngilizce okumaya başlar. İngilizce hocası, ona İngiltere'den körler için hazırlanan alfabeyi getirtir. Ayrıca birçok kitap da sipariş eder. Mitat Enç, azmiyle bu alfabeyi öğrenir ve kitaplar okumaya başlar. Enç, bundan sonraki hayatında kendisi gibi kör olan insanlara yardım etmek için büyük çabalar gösterir.

Türkiye'de de profesyonel şekilde idare edilen ve Batılı tarzda eğitim verilen bir körler okulu açmak ister. Bunun için devlet kademesinden çeşitli insanlarla görüşür. Ama bürokrasinin hantal yapısı, onu her giriştiği teşebbüste engeller. Ne var ki Mitat Enç, bütün olumsuzluklara rağmen idealinden vazgeçmez ve Avusturya'ya giderek körlerin eğitimiyle ilgili bilgiler alır, öğrenim görür.

Avusturya'dan döndükten sonra körler okulunun inşası için çalışmalarda bulunur ve idealini büyük oranda gerçekleştirir. Yaptığı çalışmalar, yurt içinden ve yurt dışından büyük takdir toplar. Birçok ümitsiz kör insana yardım eli uzatarak onları eğitime kazandırır. Üniversitelerde körler için eğitim bölümleri açılmasına önayak olur. Hayatının sonuna kadar bu tür işlerde durmaksızın çalışır.

Roman, kör olan insanların birçoğunun ümitsizliğe düşmesine karşılık ümidine sarılan bir insanın sadece Türkiye değil, dünya çapında büyük işler yapabileceğini göstermesi bakımından oldukça önemlidir.