Kullanıcı Oyu: 3 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

KOÇYİĞİT KÖROĞLU - AHMET KUTSİ TECER

AHMET KUTSİ TECER

1901'de Kudüs'te dünyaya gelen Ahmet Kutsi Tecer, İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünü bitirmiştir. Öğretmenlik, müfettişlik gibi mesleklerle meşgul olmuştur. Adana ve Urfa Milletvekilliği, Paris'te Kültür Ataşeliği ve emekli olana kadar öğretmenlik yapmıştır. 1967'de İstanbul'da vefat etmiştir.

Şiirlerinde mistik duygulara ve halk söyleyişine yer veren Ahmet Kutsi Tecer, piyesleri ile de edebiyata damgasını vurmuş önemli edebiyatçılardandır. Beş Hececilere yakınlığı ile bilinen Ahmet Kutsi, sanat anlayışını tek başına sürdürmüştür. Eserlerinde memleket teması önemli bir yer tutar.

Başlıca Eserleri: Şiirler, Köşebaşı, Bir Pazar Günü, Köylü Temsilleri; Satılık Ev Koçyiğit Köroğlu:
Türk kültürünün meşhur halk hikâyelerinden olan Köroğlu destanını tiyatro hâlinde ortaya koyan eser, yüzyıllardır halk tarafından okunup dinlenmiştir.
Destan, tiyatroda sahnelenmesinin yanında sinema filmi olarak da çekilmiştir.

Başlıca Kahramanlar:

Köroğlu: Babasının gözleri Bolubeyi tarafından oyulmuş yiğit bir kişidir. Kahramanlığı, adil oluşu ve mistik özellikleri ile dikkati çeker.
Bolubeyi: Zalim, insanların üzerinden geçinen, kötü bir beydir.
Ayvaz: Köroğlu'nun en yakın dostlarıdır.
Arslan: Köroğlu'nun yıllar sonra kavuştuğu oğludur.
Benli Nigâr: Bolubeyi'nin güzelliği ile dikkati çeken kızıdır.

ÖZET:
Bir grup insan Köroğlu'ndan yardım istemek için gelmiştir. Bu insanların köyleri Bolubeyi tarafından yağmalanmış, bütün yakınları öldürülmüştür. Dünya adına hiçbir şeyleri kalmamıştır. İntikam almak için Köroğlu'nun adamı olmaya gelmişlerdir. Köroğlu uzun uzun onların dertlerini dinler. İçlerinden kadın olanı Köroğlu'nu rüyasında görmüştür. Rüyasında tüm Çamlıbel'i kurtaracak kişinin Köroğlu olduğu anlatılmıştır.

Köroğlu yalnız başınadır. Ne yapacağını bilememektedir. Yorgundur. Bir ses ona seslenir. Onun misyonunu, yaşama amacını hatırlatır ona. Asla yılmamalıdır. O zalimlerden halkı korumakla görevlidir. Kırat yanından oldukça gücü de eksilmeyecektir. Bu konuşmada Köroğlu'nun dünyada tek emelinin Bolubeyi'nden intikam almak ve halkı bu zalimden kurtarmak olduğu bilgisi verilir. Köroğlu'nun dünyada tek yakını vardır: Oğlu... Fakat onu da daha bebekken terk etmiş ve bir daha hiç görmemiştir.

Bolubeyi çok mutludur. Çünkü kızı Benli Nigâr'ı Doğan Beyle evlendirecektir. Bunun için mücevherlerle, altınlarla, değerli eşyalarla dolu büyük bir hâzineden ibaret olan çeyiz yola çıkmıştır. Bu hazine halktan gasbettikleri ile oluşturulmuştur. O anda kötü bir haber gelir. Çeyiz taşıyan kervan Köroğlu tarafından yağmalanmış ve hâzineye el konulmuştur. Bunu duyan Bolubeyi çılgına döner. Bir de halk arasında efsane hâline gelen Kırat'ın harikuladelikleri anlatılınca âdeta öfkeden delirir. Kervandan kurtulup ona haber getiren kişiyi de öfkesini çıkarmak için gözünü kırpmadan öldürür. Karısını da cariyelerin arasına aldırma emri verir. Fakat bunu duyan kadın kendini surlardan aşağı atarak can verir.
Müstakbel damadı Doğan, Benli Nigâr'ın çok merak ettiği Kırat'ı getirme sözü verir. Fakat bir süre sonra onun ölüsü gelir saraya.

Bütün bu olanları uzaktan seyreden ve Bolubeyi’nin kötülüklerine dayanamayan Köroğlu'nun arkadaşları Ayvaz ve Deli Kaman Bolubeyi'nin sarayına dalarlar. Bolubeyi Deli Kaman'ı arkadan vurdurarak öldürür. Ayvaz'ı da esir eder.

Köroğlu bütün bunları duyunca deliye döner. En sevdiği arkadaşlarından biri ölmüş biri de esirdir. Bir plan yaparlar.

Bolubeyi'nin sarayında da ilginç değişiklikler olmaktadır. Doğan öldürülünce sinsi Bolubeyi kızını teklif ederek ölümüne Köroğlu'na göndereceği bir elçi aramaktadır. Bu sırada adı Arslan olan bir delikanlı gelir. Bu göreve talip olduğunu söyler. Rüyasında Benli Nigâr'ı görmüş ve âşık olmuştur. Uzun zamandır onu aramaktadır; ona sahip olmak için her yolu deneyecektir. Bolubeyi bununla da yetinmez. Köroğlu'nun birliklerini dağıtmak için Drahşan beylerinden yardım istemek üzere elçi gönderir. Arslan gibi bir delikanlıyı saf dışı etmek kolaydır. Kızını Drahşan beylerine verecektir.

Arslan, Köroğlu'ndan Kırat'ı almak için yola çıkar. Hışımla geldiği yerde Köroğlu'nun öz babası olduğunu öğrenir. Ona teslim olur. Artık onlarla savaşacaktır. Köroğlu'nun içindeki ses, Kırat'ı oğlu ile saraya göndermesini emretmektedir. O da karşı çıkmalara rağmen bunu yapar. Arslan, Bolubeyi'ne doğru yola çıktıktan sonra Ayvaz da serbest kalır.

Köroğlu ve arkadaşları yaptıkları planı gerçekleştirip Bolubeyi'nin kalesini kuşatırlar. Bolubeyi'nin adamları da kendi yanlarındadır. Arslan Beyi ve Benli Nigâr'ı kurtarırlar ve Bolubeyi'ni, öldürmesi için halka verirler. Ayrılık günü gelmiştir. Sonunda Köroğlu ve Kırat, görevlerini bitirmiş olarak göğe yükselirler.