Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

DOMANİÇ DAĞLARININ YOLCUSU ÖZETİ- ŞÜKUFE NİHAL

DOMANİÇ DAĞLARININ YOLCUSU

Şükûfe Nihal'ın yurt gezilerinden birini roman kurgusu şeklinde şekillendirerek oluşturduğu bu eser, ilk defa 1946'da yayımlanmıştır. Eser, Millî Mücadele döneminde Anadolu'da yaşanan sayısız destanlardan birini konu edinmiştir.

ÖZET:

Şükûfe Nihal, İstiklal Savaşına katılmış bir arkadaşından Millî Mücadele döneminde yaşanan bir olay dinler. Olay kısaca şu şekildedir:

Domaniç'te Sultan Dağlan arasındaki köylerden birinde zengin, iyi bir kız vardır. Zamanı gelince bir delikanlı ile evlenir. Fakat bir çocuğu olduktan hemen sonra eşi askerde şehit olur. Kadın, bundan sonra gelen evlilik tekliflerini de "Arslan yatan yere ben köpek bağlayamam!" diyerek reddeder.

Yıllar geçer. Kadının oğlu yetişkin bir genç olur. İkinci İnönü Savaşı yıllarıdır. Kadın, oğluna silahları verdiği gibi vatanını koruması için gönderir. Fakat saf çocuk, vatana hıyanet eden bir jandarma onbaşısına alet olur. Oğlunun vatana ihanet ettiğini öğrenen kadın eline silahı aldığı gibi oğlunu bir çırpıda öldürür.

Şükûfe Nihal bu olaydan çok etkilenir ve kısa süre önce öldüğünü öğrendiği bu kadının yaşadığı memleketi görmek, olayı bizzat yaşayanlardan hadiseyi dinlemek üzere haziran ayında yola çıkar.

Daha ziyade halkın bindiği bir otomobile binmiştir. Kılık, kıyafeti, konuşmaları ile herkesin dikkatini çeker. Fakat samimiyeti ile kısa sürede halk ile arasındaki mesafe yok olur. Samimi bir sohbet başlar. Fakat yolculardan kimse Şükûfe Nihal'in anlattığı bu olayı duymamıştır.
Nihayet otobüs Aksu'ya varır. Şükûfe Nihal otele yerleşmeden önce, kaymakamla görüşür. Kaymakam önceden validen aldığı direktif doğrultusunda ona yardımcı olacaklarını belirtir. Fakat Şükûfe Nihal'in bu olayı kaymakamın da duymamasına çok şaşırır.

Şükûfe Nihal, otel odasına önce pek alışamaz. Eşyaları çok temiz değildir, oteldekiler de oldukça garip insanlardır. Ayrıca onun yiyebileceği türden hiçbir şey de yoktur. Yanında getirdiği ekmekle karnını doyurmaya çalışır. Şehirde meşhur Cevdet Paşanın akrabası olan mektep muallimi ile tanışır. Otelin sahibi Ferhat Ağanın kızları sayesinde de biraz olsun yalnızlığı azalır. Gittiği yerlerde köylü kadınların çektiği sıkıntılara şahit olur ve onlara acır.
Domaniç yöresinde ve civarında en ufak bir bulguya ulaşamayan Şükûfe Nihal, artık öyle bitkin düşer ve bir ümitsizlik yaşar ki söz konusu kadını rüyasında görür. Uyanınca da yeniden aramaya koyulur.

Nihayet İstanbul'dan yüceliğine daha yakından şahit olmak ümidiyle geldiği bu diyarlarda Anadolulu kadınla ilgili hiçbir şeye ulaşamaz, Şükûfe Nihal, yeniden dönmek ümidiyle Ferhat Ağa ile vedalaşarak otelden ayrılır.

***
ŞÜKÛFE NİHAL KİMDİR?

1896 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Şükûfe Nihal, Cumhuriyet devri şairlerindendir. Küçük yaşta özel hocalardan dersler alır. İstanbul Üniversitesi Coğrafya bölümünden mezun olur. Hayatının sonuna kadar edebiyat, coğrafya ve tarih öğretmenliği yapar. Çeşitli kadın derneklerinde ve gazetelerinde çalışır.

Edebî hayatında Tevfik Fikret ve Halit Ziya Uşaklıgil'i örnek alır. 1962'de geçirdiği bir trafik kazasından sonra kötürüm kalınca âdeta hayata küser. 1973'e kadar bir inziva hayatı yaşar. 1973 yılında vefat eder. Cenazesi Aşiyan mezarlığında toprağa verilir.

Başlıca Eserleri: Gayya, Yıldızlar ve Gölgeler, Şiirler, Yakut Kayalar, Çölde Sabah Oluyor, Finlandiya...

SON EKLENENLER

Üye Girişi