Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

 

SERKAN AKDENİZ

HARRY HOUDİNİ isimli bir hokkabaz vardı. Yanına hiçbir araç gereç almadan, yalnızca giysileriyle girdiği herhangi bir cezaevinden, bir saat içinde kurtulacağını iddia eder ve bunu da yapardı. Ünü o kadar yayılmıştı ki, bu hokkabazın adını duymayan kalmamıştı.

İngiliz Adaları'ndaki küçük bir kasaba, Houdini'nin maharetlerini duyup davet etti. Kasabada yeni yapılan bir cezaevi vardı. Houdini kasabaya geldiğinde, bu cezaevindeki bir hücreye yerleştirildi. Herkesi heyecan sarmıştı. Cezaevi yönetimi kapılar kapandı­ğında onun o hücreden çıkamayacağını söylüyordu ancak bu herkes için büyük bir merak konusu olmuştu. Acaba çıkabile­cek miydi?..

Houdini'ni hücreye girdiğinde, her zamanki gibi keme­rindeki yirmibeş santimlik çelik parçasını çıkardı ve şimdiye kadar tüm kilitleri onunla açmıştı. Yine işe koyuldu. Fakat otuzuncu dakikaya gelmişti ve yüzündeki kendine güven ifa­desi de yok olmuştu. Bir saat dolduğunda artık şıpır şıpır ter dökmeye başlamıştı. İkinci saatin sonunda pes etti ve kapı­nın üzerine yığıldı. Olan da bu sırada oldu ve kapı açılıverdi. Çünkü görevliler kapıyı kilitlememişlerdi. Kapı Houdini'nin kafasında kilitliydi. Kapıyı biraz ittirse açılacakken; onun kilitli olduğunu düşündüğü için bunu denememişti bile...

Hayatta da böyle çok olaylar yaşanır aslında. Sırf öyle san­dığı ya da öyle sanmadığı için nice fırsatları kaçırır insan.

Birisi hakkında suizannı ya da hüsnüzannı da çoğu defa aldatır insanı. İşte insan böyle aldanışlara düşmemek için zannını değil aklını ölçü almalı, içinde bulunduğu duru­mu veya karşısındaki insanı iyi anladıktan sonra karar verip hareket etmelidir. Yoksa kapalı zannettiği açık kapıların veya açık zannettiği kapalı kapıların önünde çok ömürtüketir.

Zafer dergisi

SON EKLENENLER

Üye Girişi