Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNAMESİ'NDE KASTAMONU

Evliya Çelebi'nin  hayatı 10 Muharrem 1020/25 Mart 1614 tarihinde Unkapanı’nda başlar ve kesin olmamakla birlikte 1096/1685 tarihinde Mısır’da biter.

Zengin ve asil bir aileden gelen Evliya Çelebi  iyi eğitim görmüş ve eğitimini Enderun’da tamamlamıştır. Yirmi yaşından itibaren dünyayı gezmeye başlamış ve gördüğü yerleri Seyahatnamesinde anlatmıştır.

Evliya Çelebi 1050(18.09.1640) tarihinde 18.padişah Ahmet Han oğlu İbrahim Han döneminde İstanbul’dan Trabzon’a doğru seyahatini,  kıyıda bulunan şehirlere bazen uğrayarak bazen uzaktan görerek yapar. Kıyı kasabalarının bir kısmının mesafesini Kastamonu’ya bağlı olarak verir.

“Evsaf-ı Kal’a-i İnebolu” başlığı altında kısa olarak İnebolu’nun tarihini anlatan Çelebi; Cenevizliler tarafından yapıldığını, Danişmentlilerin aldığını sonra Osmanlılara geçtiğini, Kastamonu’ya bağlı yüz elli akça şerif kaza olduğunu söyler. İnebolu’yu geçtikten sonra, Kastamonu’ya bağlı Şatırköyü ve İstefan’ı kısaca anlatır.

Evliya Çelebi Kastamonu’yu geçtikten sonra Sinop’a gelir. Buranın kısa tarihini anlatırken Kastamonu’ya da yer verir.(Bağdat 304 2.Cilt 246a:Evsaf-ı şehr-i atik(ü) mahbub)

Çelebi ikinci olarak 1060(02.05.1660) tarihinde IV. Mehmet Avcı döneminde, Sivas’tan İstanbul’a giderken Mürteza Paşa’dan hediyeler alıp Kastamonulu Şeyh İsmail Efendi’ye götürür. Bu arada Kastamonu, Bakır Küresi, Devrekâni ve Taşköprü’yü görür. Bunların yanı sıra  bir çok yer daha görür. Bunları anlatmak için başlıkları yazar ama altlarını dolduramaz. Yazma eserde 10 satırlık bir boşluk bırakır. Kastamonu’dan İzmit’e kadar karadan gider. Kastamonu’da Şeyh İsmail Efendi’den aldığı  hediyeleri ve mektupları paşaya verir. Karşılığında Mürteza Paşa’dan bir samur kafası kürk, bir kat elbise ve yüz altın yol masrafı alır.(Bağdat 305,3.Cilt 94b)

“Kastamonu hicretin 92 senesi (M 711)İstanbul’u 3.defa fethetmeye gelen Emevi Devleti'nin halifelerinden Süleyman b.Abdullah (Abdülmelik) fermanıyla kız karındaşı oğlu Ömer bin Abdul’aziz tarafından muhasara edilmiş fakat alınamamıştır. (Bağdat 304,1.Cilt 20.b)

Fatih döneminde İstanbul’un fethinden sonra Anadolu’dan çeşitli yerlerden halklar İstanbul’a  getirilmiş ve onlara değişik ilçelerde oturma izni verilmiştir. Kastamonulular da İstanbul’da kazancılar mahallesine yerleştirilmişlerdir. (Bağdat 304,1.Cilt 31.b)

Kastamonu, âlimi bol şehirlerden biridir. Kanuni Sultan Süleyman devrinin ünlü hocalarından Mevlana seydi Çelebi, 1.Selimin imamı Mevlana Abdülhalim bin Ali, Hazret-i İbrahim-i Medenî Kastamonuludur. (9.Cilt)

Osmanlı devletinin önemli yeniçeri ağalarından biri olan Koca Mustafa Ağa Kastamonuludur.(10.Cilt Maarif Vekilliği.)

Yük taşımak ile meşhur olan katırların en güçlüleri Çelebi'ye göre Kastamonu’dadır.”Esnaf-ı mandıracıyan-ı yeniçeriyan  bahsinde Kastamonu katırlarını över. . (Bağdat 304,1.Cilt 168.b)

Evliya Çelebi’ye göre Kastamonu âlimi, şairi ve hafızı bol olan bir diyardır. Yer yer bu özelliğini diğer şehirlerle kıyaslar.”Edirne şehrinde darü’l ulum-ı, darü’l –kurra,ve hatta dar’ül -Kur’an çoktur ama bütün bunlara rağmen Kastamonu kadar hafızı yoktur der.

Anadolu sancaklarını sayarken Kastamonu’yu önemli sancakların arasında sayar. 500.000 hass ile yer alır ki bu Anadolu’nun en yüksek rakamları arasındadır. Ayrıca devlet olmanın şartı olan para basılan yerleri zikrederken, Bergama, Kütahya, İzmir, Manisa, Tire ve Amasya’dan sonra (Anid) Kastamonu’yu da saymıştır. Esnaflar Bahsinde Kastamonu halkının bakır işçiliğini över. Osmanlı toprakları içinde bulunan 70 adet büyük yayladan biri olarak Kastamonu yaylasını unutmaz. 1665 yılında firar eden Bitlis Hanı arkasında paha biçilmez eşyalar bırakır. Bunlardan biri de Kastamonu çentme mızraklarıdır.

Osmanlı nereye sefere gitse Anadolu askeri oraya gider. Gidenlerin başında Kütahiyye Sancağı ve Saruhan sancağı,ve Aydın sancağı ve Kastamonu sancağı ve Bursa sancağı ve Bolu sancağı ve liva-i Menteşe ve Sultan önü liva-i Ankara ve Karahisar-ı Sahip ve Teke sancağı ve Kankiri ve Hamid sancağı,ve sultan önü ve Karasi sancağı askerleri gelir.(9.Cilt Maarif vekilliği İstanbul 1935s.17)

Kandiye Kalesi Osmanlı tarafından çok zor alınan kalelerden biridir. Çok fazla asker gitmiş ve çok fazla şehit verilmiştir.Giden askerler arasında Kastamonu askerler ide vardır. Kastamonu askerleri canla başla savaşmışlardır.(Bağdat 308 8.Cilt 290.b)

Evliya Çelebi 1050(18.09.1640) tarihinde 18.padişah Ahmet Han oğlu İbrahim Han döneminde İstanbul’dan Trabzon’a doğru seyahatini, kıyıda bulunan şehirlere bazen uğrayarak bazen uzaktan görerek yapar. Kıyı kasabalarının bir kısmının mesafesini Kastamonu’ya bağlı olarak verir.

“Evsaf-ı Kal’a-i İnebolu” başlığı altında kısa olarak İnebolu’nun tarihini anlatan Çelebi; Cenevizliler tarafından yapıldığını, Danişmentlilerin aldığını sonra Osmanlılara geçtiğini, Kastamonu’ya bağlı yüz elli akça şerif kaza olduğunu söyler. İnebolu’yu geçtikten sonra, Kastamonu’ya bağlı Şatırköyü ve İstefan’ı kısaca anlatır. 

Evliya Çelebi Kastamonu’yu geçtikten sonra Sinop’a gelir. Buranın kısa tarihini anlatırken Kastamonu’ya da yer verir.(Bağdat 304 2.Cilt 246a:Evsaf-ı şehr-i atik(ü) mahbub) 

Çelebi ikinci olarak 1060(02.05.1660) tarihinde IV.Mehmet Avcı döneminde,Sivas’tan İstanbul’a giderken Mürteza Paşa’dan hediyeler alıp Kastamonulu Şeyh İsmail Efendi’ye götürür. Bu arada Kastamonu, Bakır Küresi, Devrekani ve Taşköprü’yü görür. Bunların yanı sıra bir çok yer daha görür. Bunları anlatmak için başlıkları yazar ama altlarını dolduramaz. Yazma eserde 10 satırlık bir boşluk bırakır. Kastamonu’dan İzmit’e kadar karadan gider. Kastamonu’da Şeyh İsmail Efendi’den aldığı hediyeleri ve mektupları paşaya verir. Karşılığında Mürteza Paşa’dan bir samur kafası kürk, bir kat elbise ve yüz altın yol masrafı alır.(Bağdat 305,3.Cilt 94b) 

“Kastamonu hicretin 92 senesi (M 711)İstanbul’u 3.defa fethetmeye gelen Emevi Devleti'nin halifelerinden Süleyman b.Abdullah (Abdülmelik) fermanıyla kız karındaşı oğlu Ömer bin Abdul’aziz tarafından muhasara edilmiş fakat alınamamıştır. (Bağdat 304,1.Cilt 20.b) 

Fatih döneminde İstanbul’un fethinden sonra Anadolu’dan çeşitli yerlerden halklar İstanbul’a getirilmiş ve onlara değişik ilçelerde oturma izni verilmiştir. Kastamonulular da İstanbul’da kazancılar mahallesine yerleştirilmişlerdir. (Bağdat 304,1.Cilt 31.b) 

Kastamonu, âlimi bol şehirlerden biridir.Kanuni Sultan Süleyman devrinin ünlü hocalarından Mevlana seydi Çelebi, 1.Selimin imamı Mevlana Abdülhalim bin Ali, Hazret-i İbrahim-i Medenî Kastamonuludur. (9.Cilt) 

Osmanlı devletinin önemli yeniçeri ağalarından biri olan Koca Mustafa Ağa Kastamonuludur.(10.Cilt Maarif Vekilliği.) 

Yük taşımak ile meşhur olan katırların en güçlüleri Çelebi'ye göre Kastamonu’dadır.”Esnaf-ı mandıracıyan-ı yeniçeriyan bahsinde Kastamonu katırlarını över. . (Bağdat 304,1.Cilt 168.b) 

Evliya Çelebi’ye göre Kastamonu âlimi, şairi ve hafızı bol olan bir diyardır. Yer yer bu özelliğini diğer şehirlerle kıyaslar.”Edirne şehrinde darü’l ulum-ı, darü’l –kurra,ve hatta dar’ül -Kur’an çoktur ama bütün bunlara rağmen Kastamonu kadar hafızı yoktur der. 

Anadolu sancaklarını sayarken Kastamonu’yu önemli sancakların arasında sayar. 500.000 hass ile yer alır ki bu Anadolu’nun en yüksek rakamları arasındadır. Ayrıca devlet olmanın şartı olan para basılan yerleri zikrederken, Bergama, Kütahya, İzmir, Manisa, Tire ve Amasya’dan sonra (Anid) Kastamonu’yu da saymıştır. Esnaflar Bahsinde Kastamonu halkının bakır işçiliğini över. Osmanlı toprakları içinde bulunan 70 adet büyük yayladan biri olarak Kastamonu yaylasını unutmaz. 1665 yılında firar eden Bitlis Hanı arkasında paha biçilmez eşyalar bırakır. Bunlardan biri de Kastamonu çentme mızraklarıdır. 

Osmanlı nereye sefere gitse Anadolu askeri oraya gider. Gidenlerin başında Kütahiyye Sancağı ve Saruhan sancağı,ve Aydın sancağı ve Kastamonu sancağı ve Bursa sancağı ve Bolu sancağı ve liva-i Menteşe ve Sultan önü liva-i Ankara ve Karahisar-ı Sahip ve Teke sancağı ve Kankiri ve Hamid sancağı,ve sultan önü ve Karasi sancağı askerleri gelir.(9.Cilt Maarif vekilliği İstanbul 1935s.17) 

Kandiye Kalesi Osmanlı tarafından çok zor alınan kalelerden biridir. Çok fazla asker gitmiş ve çok fazla şehit verilmiştir.Giden askerler arasında Kastamonu askerler ide vardır. Kastamonu askerleri canla başla savaşmışlardır.

Kaynak:Yücel DAĞLI Marmara Ü.Fen Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge yönetimi Bölümü.İstanbul. 

Kaynak: İkinci Kastamonu Kültür sempozyumu S.195-205

SON EKLENENLER

Üye Girişi