Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

KARALAMA DEFTERİ

Her doğruyu söylemeye gelmezmiş, birtakım doğruları yaymamak, çokluktan, kamudan gizlemek gerekmiş... Peki, ama bir doğruyu söylememek, gizlemek, yayılmasını önlemeye ça­lışmak o doğrunun yerinde duran yalanı sürdürmek demektir. Yalanın yalan olduğunu bilerek gene sürmesine göz yummaya hakkınız var mıdır? Bazı yalanlar kutsalmış onlara dokunmaya gelmezmiş... Bir şeyin yalan olduğunu anladık mı kutsallığına artık inanmıyoruz demektir; bu­nun için "kutsal yalan" sözü bir şeyin hem köşeli hem de yuvarlak hem katı hem de biçimsiz olduğunu söylemek gibi bir saçmadır. Ama duygularını birer düşünce saymaktan çekinmeyen­ler böyle saçmalarla kolayca bağdaşabiliyor.

Birtakım doğruların gizlenmesi gerektiğini ileri sürmek eski kibarlık, asillik düşüncesinin bir kalıntısıdır. Bir yanda büyükler, kibarlar, damarlarında mavi kan akanlar var, onlar doğru­ları bilebilirler, onların bilmesinden bir kötülük gelmez; ama küçüklere, kibar olmayanlara, kö­lelere sakın açmayın! Öyledir kişioğlu: kendisi için ille birtakım ayrıcalıklar ister. Eski acunun kibarlığı aristokratlığı yıkıldı ama onun yerine aydınlar türedi...

Bir kişi olarak ilk ödevimiz, yalan olduğunu anladığımız düşüncelerden benzerlerimizi, yani bütün kişileri kurtarmaya çalışmaktır. "Ben bunun yalan olduğunu biliyorum, ben buna inanmıyorum, ama kamunun bu bağlar altında kalması, onun anlamaması daha iyi olur." diyen kimse öğrendiği, anladığı doğrulara layık olmayan kimsedir. İnandığı bir şeyler yoktur onun; bir şeyin ne doğru olduğunu düşünür, ne de yalan olduğunu... Ancak kendini düşünür, kendini büyük görmek için bir yol arar.

Her doğru söylenebilir, her doğru söylenmelidir, yoksa çevremizi aldatıyoruz, çevremize yalanı yayıyoruz demektir.

Nurullah ATAÇ (Karalama Defteri)

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

SOHBET ÖRNEKLERİ

GÜNLÜK ÖRNEKLERİ

MEKTUP ÖRNEKLERİ

MÜLAKAT ÖRNEKLERİ

DENEME ÖRNEKLERİ

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi