Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

GELİN GÖRÜN SİVAS'I - AŞIK KAPTANİ

Sivaslıyı kaba saba görenler,
Bol hürmeti gelin görün Sivas'ta.
Sivas için yanlış karar verenler,
Öz şefkati gelin görün Sivas'ta

Tepemizde baykuş gibi ötenler,
Çıkar için benliğini satanlar,
Uzaktan Sivas'a atıp tutanlar,
Merhameti gelin görün Sivas'ta.

Askere, polise kurşun sıkanlar,
Kiralanıp burda otel yakanlar,
Bizim aramıza nifak sokanlar,
Muhabbeti gelin görün Sivas'ta.

Kin ve iftiranız daha bitmedi,
Terse döndü hesabınız tutmadı,
Sivas halkı ülkesini satmadı,
Asaleti gelin görün Sivas'ta.

Yabancı kültüre olurlar şahbaz,
Örf ve adetine diyor ki yobaz,
Yobaz olan insanlıktan anlamaz,
Nezaketi, gelin görün Sivas'ta.

Yıllarca düşmanın yetmedi gücü,
Bir gaflete düşmek acı mı acı,
Misafirdir Sivaslının baş tacı,
Hakikati gelin görün Sivas'ta.

Cumhuriyet kurdu canların canı,
Kaptani diyor ki atanı tanı,
'Dört Eylül'dür kutlamanın zamanı
Sadakati gelin görün Sivas'ta

AŞIK KAPTANİ ŞİİRLERİ

 

SİVAS’IM
Türkiye’nin orta yerde kalesi,
Her tarafa açık yönü Sivas’ın.
Olmamıştır, asla düşman kölesi,
Tarihe yazılı, ünü Sivas’ın.

Gelmiş geçmiş âşıkları sözeri,
Bulunur mu Ruhsatî’nin benzeri?
Adım adım dolu şehit mezarı,
Bu yurda fedadır, kanı Sivas’ın.

Minareden yükselen o sedaya,
Yalvarırım, dinler iken Hüdâ’ya,
Hiç korkmadan vatan için fedaya,
Yine hazır yüz bin canı Sivas’ın.

Gel KAPTANÎ geçmişini sayıkla,
Şemsi Sivasî’yle nice büyükle,
Hamza Yerlikaya, Ahmet Ayık’la,
Her yana ulaştı, şanı Sivas’ın.

SİVAS’IM

Evlatların bu vatanı kurtardı
Hepsi yiğit hepsi beğdi Sivas’ım!
Çelik düşman perdesini yırtardı,
Hepsi birbirinden yeğdi Sivas’ım!

Güzel yurdun dört bir yanı sarıldı,
Kollarına prangalar vuruldu,
Dört Eylülde Kongireler kuruldu,
Atatürk’üm seni öğdü Sivas’ım!

Millî birliğimi elde tutansın,
Bizim için sen en güzel vatansın,
Sana katil diyen densiz utansın,
Cumhuriyet sende doğdu Sivas’ım!

Var mı senin gibi asil bir şehir?
İftira etmekte hepisi mahir,
Bunca çile bunca yoksulluk kahır,
Yağmur gibi sana yağdı Sivas’ım!

Bizler bir bütündük bugüne değin,
Fitnecinin iftirası çok yeğin,
Senin asaletli Kangal köpeğin,
Uyuz çakalları boğdu Sivas’ım!

Ayrımcı değiliz yurdu bölmedik,
Şerefsizin oyununa gelmedik,
Sivaslı’yız, ayaktayız ölmedik,
Düşmanların boyun eğdi Sivas’ım!

Zorlukla atlattık biz bu çağı da,
Umutluyuz gerek yok ki ağıda,
KAPTANÎ’nin kaleminden kâğıda,
Bu şiir yazmağa değdi Sivas’ım,

SİVAS’IMA
Kasım ayı geldi, soğuklar düştü,
Başladı, kardeşim kışı Sivas’ın.
Odun yok, kömür yok vatandaş şaştı,
Dondu gözlerinde yaşı Sivas’ın.

Altı ay kışı var, herkese zarar,
Fakir gençler işsiz, her gün iş arar,
İşsiz kalan her gün kahveye dolar,
Kahvede başlıyor, işi Sivas’ın.

Saçaklardan uzun buzlar asılır,
El ayaklar ayazımda kesilir,
Tezek sobasıyla evler ısınır,
Türkiye’de yoktur, eşi Sivas’ın.

Bitmez Sivaslının gönlünde yası,
Ne kadar bağırsa duyulmaz sesi,
Çökmüş üzerine dumanı, sisi,
Kara bulutludur, başı Sivas’ın.

Bir buğday ekmekle geçim olur mu?
Meclisteki, bu zorluğu bilir mi?
Göç etmiş Sivaslı geri gelir mi?
Bir gün kalacaktır, boşu Sivas’ın.

Masraflar başladı, elde yok gelir,
Vallahi eksiğin borç ile alır,
Bu mevsimde kurdu kuşuaç kalır,
Güneye göç eder, kuşu Sivas’ın.

Unutma kardeşim, bu böyle gitmez,
Çaresiz kalınca artık güç yetmez,
Seçim sandığına daha oy atmaz,
Artık çatılıyor, kaşı Sivas’ın.

KAPTANÎ’m de söylemekten bıkmıyor,
İktidarlar Sivas’ıma bakmıyor,
Kessen damarımı kanım akmıyor,
Temelden çöküyor, taşı Sivas’ın.

SİVAS’TIR
Güzel Anadolu’nun
Orta yeri Sivas’tır.
Havası soğuk ama,
İnsanları çok hastır.

Oy Sivas’ım Sivas’ım!
Senden geçmez hevesim.
Yiğidin harman yeri,
Sözünden dönmez geri,

Ta Selçuklu’dan beri,
Bizdeki aynı histir.
Oy Sivas’ım Sivas’ım!
Seni anlatır sesim.

İlkbahar yaz çağları,
Sümbül açar bağları,
Geçit vermez dağları,
Her taraf duman sistir.

Oy Sivas’ım Sivas’ım!
Oldun gönlümde süsüm.
KAPTANÎ sensiz n’eyler?
Şirindir bizim köyler,

Ozanı dertli söyler,
Türkiye’de tek sestir.
Oy Sivas’ım Sivas’ım!
Sensin benim nefesim

MEŞHURDUR
Anlatayım size bizim Sivas’ı,
Fırtınası, karı, kışı meşhurdur.
Sobanın başında sohbet havası,
Beklenilen yazın düşü meşhurdur.

Çobanları dağda sürü yayarlar,
Kasım ayı gelir koçu boyarlar,
Nice kurdun canlarına kıyarlar,
Kangal köpeğinin döşü meşhurdur.

Kızlar su almaya çeşmeye gelir,
Kovalar dolarken sohbeti bilir,
Gençlerin aklını başındın alır,
Güzellerin hilâl kaşı meşhurdur.

Rengârenk çiçekler dumanlı dağlar,
Karlar erir, derelerden su çağlar,
Düğünlerde ana ağlar, kız ağlar,
Gözlerinden akan yaşı meşhurdur.

Genç ihtiyar, halay çeker yorulur,
Açlık başlar, biraz mola verilir,
Yemek için yere sofra kurulur,
Düğünlerde keşkek aşı meşhurdur.

KAPTANÎ yemyeşil ovaya bakar,
Rençperler tarlaya tohumlar eker,
Rakipler her zaman korkusun çeker,
Pehlivanlarının tuşu meşhurdur.

GARDAŞ
Sivas soğuk ama, insanı sıcak,
“Hani Sivaslıyız” dedik ya gardaş.
Yoksula garibe açarız kucak,
“Hani Sivaslıyız” dedik ya gardaş.

Ruhsatî, Pir Sultan, Veysel’den sonra,
Yürüttük kervanı vermedik ara,
Devraldık görevi bizdedir sıra,
“Hani Sivaslıyız” dedik ya gardaş.

KAPTANÎ’yim bu sanatta inciyiz,
Ne kötü niyetli ne de kinciyiz,
Vakıfta dernekte bizler öncüyüz,
“Hani Sivaslıyız” dedik ya gardaş.

SİVAS
Güzel Anadolu’mda,
Bir şehir var bilinmez.
Düşmana eğmez boyun,
Kaleleri alınmaz.

Dağlarında kar yatar,
Kınalı keklik öter,
Madımak yemlik biter,
Başka yerde bilinmez.

Çifte Minareleri,
Gökmedrese ile seri,
Selçuklu’nun eseri,
Bu şehirden silinmez.

Alevî-Sünnî özde,
Pişeriz aynı közde,
Ayrı-gayrı yok bizde,
Bizim şehir bölünmez.

Ruhsatî sözden anlar,
Veysel’in sazı inler,
Bu şehir türkü dinler,
Pop müziği çalınmaz.

Bu şehir nere derken,
KAPTANÎ doğdun erken,
Sivas gibi yer varken,
Başka yerde kalınma

AŞIK KAPTANİ ŞİİRLERİ

SON EKLENENLER

Üye Girişi