ERZURUMLU EMRAH
Yaygın bir üne ve kendi adıyla anılan bir âşık kolunun kurucusu olmasına rağmen Emrah’ın sadece doğum ve ölüm yerlerini bilebiliyoruz: Erzurum’un Ilıca ilçesine bağlı Tanbura Köyü-Tokat’ın Niksar İlçesi. Araştırıcılar doğum ve ölüm tarihleri için çok farklı tarihler ileri sürmektedir: 1777-1784, 1814-1819 arası; 1854, 1864, 1876.
Şiirlerine bakarak onun medrese eğitimi gördüğünü söyleyebiliriz. Anadolu’nun pek çok ilini dolaşmış, birkaç defa evlenmiştir. Bu dolaşmaları ona Tokatlı Nuri ve Gedâî gibi ünlü iki çırağı kazandırmıştır. Her iki çırağı da pek çok çırağı yetiştirmiş ve bölgeyi adeta bir Emrah sevgisiyle kaplamışlardır.
Aruz vezni ile olan şiirleri, hemşehrisi Mehmed Abdülaziz Erzurumî tarafından Dîvân-ı Emrah (1916) adıyla yayımlanmıştır. Onun hece vezni ile yazdığı ve Dîvân’ına alınmayan şiirleri ise çeşitli mecmua ve cönklerde yer almaktadır.
Emrah’ın, adaşı Erçişli Emrah’la karıştırılması, son yıllarda yapılan çalışmalarla büyük ölçüde giderilmiş ve daha genç olanı da gereksiz töhmetlerden kurtarılmıştır.
Aruz ile yazdığı şiirleri klasik şiirin kokusunu taşımakta, hece ile yazdıkları ise, bu kokudan pek de kurtulmuşa benzememektedir.
Şairnâmelerde verilen bilgiler onun her hangi bir özelliğini ortaya koyacak vasıfta değildir.
Bana senden gayrı dildâr gerekmez,
Bir hâne bir halvet bir de sen gerek,
Bezm-i muhabbette ağyâr gerekmez,
Bir sâki bir şerbet bir de sen gerek.
Kaşların çatılmış sitemli didâr,
Melek-zâde misin ey perî ruhsar,
Bu kadar letâfet çünkü sende var,
Beyaz gerdanında bir de ben gerek.
Emrahî fedâdır uğruna canlar,
Bu yolda can verdi gedâlar hanlar,
Yâr yârına kavuşacak zamanlar,
Zamâne bir hoşça gönül şen gerek.
***
Dedim dilber sen de sevdakâr mısın
Dedi senden evvel nâre ben yandım
Dedim doğru söyle bana yâr mısın
Dedi sâdık yârim gönülden andım
Dedim gel ağyârı ferâmuş eyle
Dedi terk eyledim gönlüm hoş eyle
Dedim câm-ı aşkı sen de nûş eyle
Dedi çoktan anı nûş edip kandım
Dedim gerdânına benler dizilmiş
Dedi görenlerin kalbi üzülmüş
Dedim mahmur musun gözler süzülmüş
Dedi hâb-ı nâzdan şimdi uyandım
Dedim Emrah gibi var mı âşığın
Dedi elbet benim senin lâyığın
Dedim hâlinde bil bağrı yanığın
Dedi bilmez idim anca inandım
***
Gene bahar oldu açıldı güller
Bülbül-i şeydâlar bağlarda gezer
Bir saçı leylâ'ya meyil verenler
Elbet Mecnûn olur dağlarda gezer
Ne sönmez ateştir aşkın ateşi
Gittikçe arturur serde savaşı
Yâr senin aşkından çeşmimin yaşı
Bahar seli gibi çağlar da gezer
Emrah tek tıfıldan bağrı yanıklar
Bezm-i mahabbette kalbi sadıklar
Ma’şûkundan cüdâ düşen âşıklar
Rûz ü şeb âh eder ağlar da gezer