19. YÜZYILDA TÜRK SAZ ŞİİRİ
ÂŞIK ŞEM’Î
Asıl adı Ahmed olup 1783’te Konya’da doğmuş, 1839 (bazı kaynaklara göre ise 1834)’da yine Konya’da vefat etmiştir. İstanbul’a ve Hacca gitmiş, aruzla ve dinî muhtevalı şiirler söylemiştir. Eski kültürümüzü oldukça iyi bilen Şem’î’nin ölümünden sonra basılan ve sadece aruzlu şiirlerinin yer aldığı divânı büyük ilgi görmüştür. Hece vezni ile yazdığı şiirleri sayıca azdır ve bilhassa destânları önemlidir.
Şiirlerinin dili oldukça ağdalıdır; bunda, aruzla yazmanın izlerini aramak gerekir. Klâsik şairlerimizden başka, başta Âşık Ömer olmak üzere aruzla da yazan halk şairlerimizin tesiri görülür.
Mevlevîliğe de intisap ettiği söylenir. Mezan, Mevlânâ Müzesi’nin hemen yanıbaşındadır.
Torunu Emine de âşık olup “Şem’î’nin Gülü”, “Şem’î’nin Kızı” gibi mahlaslarla şiirler söylemiştir.
Hızrî’de adı sayılan Şem’i şairimiz olabilir.
Çevrilir başıma cihan dâr olur
Bana efendimden itâb olunca
Bülbül gibi işim âh u zâr olur
Gül yüzünden ref'-i nikâb olunca
Efendim beğendim tarz-ı edânı
Anınçün çekerim cevr-ü cefânı
Boşlamam dilimden medh ü senânı
Sine girip tenim türâb olunca
Derunum şehrini odlara yakma
Nusha'i kübrâdır gönül hor bakma
Mevlânın yapısın katidip yıkma
Ta'mir kabul itmez harâb olunca
Derd-i aşkın ile şişte püryânım
Semyâya ser çekti âh u figânım
Safâ mı kesbittin benim sultânım
Şem'î'nin ciğeri kebâb olunca
Şimdiki dilberler söze uyarlar
Bakmazlar gedâya ararlar bayı
Anlar dâim atlas libas giyerler
Beğenmezler bizim eski abayı
Cilây-ı kalbtir aşk olmaz mı vâkî
Bu cihan kimseye kalmadı bâkî
Mevlâyı seversen mey sunan sâkî
Nevbetim geldikçe kesme çabayı
Güzel ahlâkına dil oldu hayran
Mevlâm işimizi eylesin âsân
Hatıra geldikçe oğul Ali can
Çıkarma gönülden Şem'î Babayı
- Önceki
- Sonraki >>