KATİBÎ
Hayatı hakkında bilgimiz çok azdır. Asker şairlerden olup adının Osman olduğu sanılmaktadır. Katıldığı bazı seferler münasebetiyle söylediği şiirlerden yaşadığı devri çıkarabilmekteyiz: İran (1635) ve Bağdat (1638) seferleri.
Kaynaklardan çıkarabildiğimize göre o, Sultan IV. Murad’m (1623-1640) yakınlığını kazanmış, belki de huzurunda saz çalıp şiir söylemiştir.
Hece ile söylediği şiirleri, aruzla yazdığı az sayıdaki şiirlerine göre daha başarılıdır. Açık bir dille ortaya konulan öncekilerde, samimi duygularının başardı bir şekilde ele alındığı görülür.
Evliya Çelebi, Seyahatnâme'sinde Itâkî adlı bir şair vesilesiyle Kâtibi’nin de adını anmıştır (Z. Danışman, 8, 140).
Âşık Ömer ve Sun’î’de yer alan Kâtibî’lerin şairimiz olduğu muhakkaksa da, Hızrî ve Gubârî’dekilerin hangi yüzyılın Kâtibî’si olduğu kesin olarak belli değildir.
Gurbet ile düştü yolum
Ağlayup gezer yürürüm
Efkâr ile deli gönlüm
Dağlayup gezer yürürüm
Oldum işimden âvâre
Yakarım sînemi nâre
Gönlümü zülf-i dilbere
Bağlayıp gezer yürürüm
Dağlar başı oldu yurdum
Günden güne artar derdim
Ben kara gözlümü gördüm
Sızlanup gezer yürürüm
Anlatamam melâlimi
Göz görmesin meralimi
Hâlden bilene hâlimi
Söyleyüp gezer yürürüm
Kâtîbî içelden câmı
Mest olup geçer eyyâmı
Şaşkın sel gibi müdamı
Çağlayup gezer yürürüm
Görüp cemâlini âşık olduğum
Hakkı bir bilürsen ağlatma beni
Uğruna serimi fedâ kıldığım
Hakkı bir bilürsen ağlatma beni
Bu güzellik bâkî kalmaz sevdiğim
Âşıkı ağlatan gülmez sevdiğim
İyilerden kemlik gelmez sevdiğim
Hakkı bir bilürsen ağlatma beni
İltifat etmeye gelsem yanıma
Müddeiler sitem eder canıma
Bedduâm alursun girme kanıma
Hakkı bir bilürsen ağlatma beni
Kâtibi der yavru öğüt tutmaz mı
Âşıkın dediği yola gitmez mi
Kara bağrım hûn eyledin yetmez mi
Hakkı bir bilürsen ağlatma beni