KÖROĞLU
Hikâye/destan kahramanı Köroğlu ile karıştırılması sebebiyle yakın zamana kadar değişik bilgilerle tanıtılan şairimiz Hakkındaki sınırlı sayıdaki kaynak, onu az da olsa tanımamıza yardım etmektedir. Özdemiroğlu Osman Paşa’nın İran üzerine yaptığı seferle ilgili olarak söylediği iki şiiri, onun 1585 yılında hayatta olduğunu, bu sefere katılabilecek güce sahip bulunduğunu göstermektedir. Evliya Çelebi Seyahatnâme’sinde, onu, diğer birkaç şairle birlikte “Çöğür” şairi olarak saymaktadır. (Z. Danışman, 8. kitap, 139-140). Osman Paşa ile ilgili şiirlerinden birinde, Paşa’nın ağzından söylenmiş hanelerin yer alması, alınan yerlerin teker teker sayılması, geleneğin iyi bilindiğinin işaretleridir.
Şiirlerinde, savaş konularının yanımda, onlardan daha ağır basan sevgili, gönül ve dünya işleri gibi konular da görülür. Bazı mısralarının Karacaoğlan’ı hatırlatması, belki de devrin hece ile söyleyen şairlerinin ortak bir yönü olabilir. “İlle mavili mavili” ve Öpül koçul huzur ile“ tekrar edilen mısralarının yer aldığı şiirleri bu görüşümüzün güzel örnekleridir.
Sade dili ve tabiata dayanan benzetme dünyası ile şiirlerine renk katan Köroğlu, bu yönleriyle de, aruzun tesirinde kalmayan şairlerimizin başta gelen temsilcilerinden biri olmaktadır.
Âşık Ömer ve Sun’î’nin yanımda yüzyılımızın başında yaşayan Pir Yakup da Şairnâme ’sinde ona yer vermiştir.
Çıktım şu âlemi seyrân eyledim
Açılmış baharın gülü dağların
Sökülmüş bendleri cuşu yenilmez
Çağlayuban akar seli dağların
Yiğit atına binmese yakunur
Yüreğinde olan elbet çekinür
Kar yağar da dört köşesi yekinür
Yol vermez aşmaya yeli dağların
Arslanı kaplanı yanar yolunur
Şikâr almış alacağına dolanur
Yol estükçe safâsından salınur
Aheste âheste dalı dağların
Ben kâmilim zerresine ermişim
Baharında gonca gülün dermişim
Mürvetsiz beylerden eyi görmüşüm
Yiğidi yaldırır alı dağların
Köroğlu eydür sende tasa olmasa
Yüreğinde aşkı olan yenilmez
Çok döğüşler olur kimse bilmez
Söylemeye yoktur dili dağların