HAYALÎ
Hayatı Hakkında hiçbir bilgimiz yoktur. Elimizdeki şiirlerinden hareketle bazı tahminlerde bulunabilmekteyiz. 9 Ağustos 1578 tarihinde neticelenen 1578 Osmanlı-İran savaşı için söylediği şiirler, onun da bu savaşa katıldığının işareti olarak kabul edilebilir. (Yılmaz Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi 4, 397). Şiirdeki ad ve unvanların gerçeğe uygunluğu bu konudaki görüşleri doğrular mahiyettedir. (Diyarbakır Beyleri: Sokullu Derviş Paşa; Tokmak Han: İran kuvvetleri komutanı, vs.)
Bazı kaynaklar, Hayalî’nin bir divânından hareket ederek, Kırım Hanı’nın veliahdı Adil Giray (ki bu savaşta İranlılara esir düşmüş, daha sonra öldürülmüştür) ile kardeşi Gazi Giray’ın kumandasında, birlikte savaşa katıldığını yazarlarsa da bu görüş bir tahminden öteye geçememektedir. Fuad Köprülü, şiirdeki, “Bir şeh-i âdil kemankeş hânımız vardır bizim” mısrasına bakarak divândaki hanın Adil Giray olduğu hükmüne varmaktadır. (XVI ncı Asır Sonuna Kadar Türk Sazşairleri, 41-42).
Koşmaları ile divânı arasındaki dil ve üslûp farkı, şiirlerin iki ayrı şaire aitmiş intibaını veriyorsa da konunun aynı olması ve benzer şekilde ifadelere yer vermesi bu ihtimali ortadan kaldırmaktadır. Aruz ile divân kaleme almasının yanımda bu şiirin dili de onun belli bir tahsile sahip olduğunu göstermektedir.
Leylâm gelür deyu yollar gözlerim
Gelmedi gözümde kaldı hayâli
Gizli sırrım beyan etmem gizlerim
Serimi sevdâya saldı hayâli
Yârim bîçâre olduğumu bilmiş
Çifte benler beyaz gerdana inmiş
Bu gece seyrettim beyazlar giymiş
Salındı karşıma geldi hâyâli
Yârimin sevdası vardır başımda
Uyansam karşımda yatsam düşümde
Ne cânibe bile gitsem peşimde
Benim ile yoldaş oldu hayâli
Der Hayâlî hırâm ederek yürür
Gece gündüz gitmez karşımda durur
Ben şeninim deyu teselli verür
Garip gönlüm ele aldı hayâli
Turnam gider olsan bizim ellere
Vezir Ardahan'dan göçtü diyesin
Karşı geldi Kızılbaş'ın hanları
Çıldır'da da döğüş oldu diyesin
Al kana boyandı Çıldır dağları
Gaziler.......tuğları
Gözü kanlı Diyarbekir Beyleri
Din yoluna şehit düştü diyesin
Çamur dize çıktı kan ile yaştan
Atlar dalmaz oldu serilen leşten
Kaleler yığıldı kesilen baştan
Ak gövdeler kana battı diyesin
İki alay bir araya gelince
Ara yere çarhacılar girince
Beş bin beş yüz belli atlı dolunca
Tokmak Han da ... kaçtı diyesin
Habermiz iletsin dosta gidenler
Varup dostun dîdarını görenler
Şahin şahin paşaları soranlar
Din uğruna şehit düştü diyesin